Borç ve kölelik

Efendi, borcunu ödeyemeyen adamın karısının, çocuklarının ve sahip olduğu her şeyin satılarak borcun tahsil edilmesini emreder.” (matta:23-24) 

Köleliğin bilinen sebepleri savaşlar, haydutluk, korsanlık ve köle ticaretidir. 

İncil’den alıntıladığımız borçlarını ödeyemeyenlerin, ailece satılmasının köle ticareti içindeki payları ve etkileri kavranmadan ne dini mesajlar ne tarihi olgular ne de bugünkü borç temelli ekonomiler tam olarak anlaşılamaz. 

Milattan önce 4. Yüzyılın başında Atina’da hüküm süren Demetrios’un yaptırdığı nüfus sayımında özgür vatandaş sayısı 21.000 ve köle sayısı 400.000 kişidir. 

M.Ö. Birinci yüzyılda bugünkü İtalya sınırlarında yaşayan nüfusun yarısına tekabül eden 2-3 milyon civarında köle olduğu tahmin ediliyor. 

Kölelik İslam dünyasının tamamında 19. Yüzyıla kadar hukuku, adetleri ve diğer mütemmim cüzleriyle yürürlükteydi. Osmanlı devleti köleliği yasakladığı için bazı Arap ve Afrikalı kabileler tarafından kâfirlikle suçlanmış ve zorlukla bastırılmış isyanlar çıkmıştır. Çünkü kölelik ve köle ticareti bazıları için hala bir gelir kapısıydı. 

KÖLELİĞİN KAYNAKLARI 

Haydutluk, korsanlık ve savaşlarda esir düşmüş kişilerin dört seçeneği olabiliyordu: Birincisi karşılıksız serbest bırakılmak; savaşanlar arasında, böyle bir yüce gönüllülüğü beklemek gerçekçi değildi.  

Hem mağlup düşman tarafın finansal kaynaklarını zayıflatmak hem de kendi savaşçılarının finansal ihtiyaçlarını gidermek için köleleri, “Fidye” karşılığı serbest bırakmak veya köle pazarında satmak ikinci seçenekti. Mağlupların fidye temin etme ihtimali olsa da bu, çok az işleyen bir mekanizmaydı; bu yüzden, genellikle üçüncü taraflara köle olarak satılmak yaygın bir sonuçtu. 

Serbest bırakılmayan veya satılmayan kölelerin önünde öldürülmek veya köle olarak çalışmak kalıyordu, böyle olunca da, köle sayıları devamlı artmaktaydı. 

Borçlandırılan insanların kendilerini, eşlerini, kızlarını veya erkek evlatlarını önce teminat olarak gösterdikleri ve sonra da sattıkları veya alacaklılar tarafından satıldıkları mekanizma, köleliğin temelindeki en önemli olgudur. 

İslam, borçluluğun kölelikle sonuçlanmasına sebebiyet verecek bütün teamül ve mekanizmaları tamamen yasakladı ve engelledi. Fakat diğer kölelik sebeplerini ortadan kaldıramadı ve köleliğe kesin çare bulamadı. 

Cahiliye dönemi olarak adlandırılan, yoksulluk yüzünden insanların köleleştirilmesinin Araplar arasındaki tezahürü, çoğunluğu kız çocuğu olmak üzere evlatların daha küçükken toprağa diri iri gömülmesi olmuştu. 

Satmak zorunda kalınabileceği veya düşman kabileler tarafından kaçırılarak köleleştirilebileceği ve çocukların bir ömür boyu suiistimal edileceği kaygısıyla, yoksullar, çocuklarını büyümeden öldürürlerdi. 

Kays bin Asım Müslüman olmadan evvel sekiz kızını öldürdüğünü, Kebire binti Ebu Süfyan’ın da dört oğlunu diri diri gömdüğünü Peygamber efendimize anlattıkları, Peygamber efendimizin de onlara öldürülen her çocuk için bir kölenin azat edilmesi gerektiğini tavsiye ettiği rivayet edilir.  

İnsanların borçları ve borçlarının faizleri yüzünden, hala köleleştirildiği bir dünyaya nazil olan Kuran’ı Kerim’in anlam bütünlüğünden, İslam’ın sadece riba’ya karşı olmadığı aynı zamanda gerçek kişilerin borçlandırılmasına da karşı olduğunu net bir şekilde anlarız. 

Kuranı Kerim, alacaklıları, anapara alacaklarından bile vazgeçmeye teşvik etmektedir. 

Kişilerin iyi niyeti veya içinde bulundukları ekonomik durum veya gelecekle ilgili değerlendirmeleri onları, anapara alacaklardan vazgeçmeleri konusunda sınırlayabilir; bunun için İslam, zekât verilebilecek kişiler listesine borçluları da eklemiştir. Kim olduğu, dini, dili, sosyal statüsü vs. zikredilmeden borçlulara zekât verilmesi dinin şartı haline getirilmiştir. 

Borçlular, zekât matrahı içinde hak sahibi oldukları için, bir bakıma, zekât vereceklerden alacaklı sayılırlar. İşte kayıtsız şartsız ödenmesi gereken borç türü budur.  

Günümüzde şahısları borçlandırmanın ve borcunu ödeyememenin yol açtığı sosyal etkiler şükür ki köleliğe yol açmıyor fakat irdelenmeyi gerektiriyor.  

YORUMLAR (28)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
28 Yorum