Hükümet ne yapsın?

Önceki yazılarımda hükümetin 2020 yılı bütçe açığını, Maastricht Kriterlerine uygun olarak yüzde 3 olarak belirlediğini fakat gerekli müdahaleler yapılmazsa bütçe açığının yüzde 3 değil, yüzde 6 olabileceğini iddia etmiştim. Özel bütçeli idareler ile düzenleme ve denetleme kurumları bütçeleriyle berber 2020 yılı bütçesinin harcama kısmı en az bir trilyon 200 milyar TL’ye ulaşıyor ve bu azaltılamıyor.

Bu harcamalara kaynak olacak gelirler ise, son vergi kanunu taslağı gelir tahminleri dâhil 950 milyar TL’ye bile ulaşamıyor.

Gelirler ile giderler arasındaki bu açığı kapatmak için yapılacak ilk iş, giderleri azaltıcı tarafta maaş ve ücretlere düşük zam; gelirleri artırıcı tarafta da ürün ve hizmetlere yüksek zam yapılabileceğini yazmıştım. Bu ek tedbirler de bütçe açığını kapatmaya yetmeyeceğinden, mecburen, borçlanmaya gidileceğini ve aşırı borçlanma sonunda “crowding out effect”i, yani dışlama etkisi oluşacağını izah etmeye çalışmıştım.

Crowding İn Effect

Diyelim ki hazine daha önce borçlandığı 100 milyar TL’yi ödedi ve sadece 80 milyar TL borçlandı. Bu durumda bankalarda kredi olarak verilebilecek fon miktarı 20 milyar TL artacağı için, faizler düşer ve krediye olan talep artar. Buna da “crowding in effect” deniliyor. Bu kavramı, dışlama etkisinin tersi olarak “üşüşme etkisi” olarak tercüme ediyorum.

Geçmiş yıllarda Hazine daha az borçlanarak, piyasada fon bırakarak, krediler üzerinde üşüşme etkisi sağlamaya çalışırdı. Bu sayede ekonomimiz büyürken kamu borcunun GSYİH’ye oranı düşerdi.

Biz bu konuları tartışırken uluslararası basında, hükümetin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndaki (TCMB) altın ve döviz varlıklarını değerleyen fakat kâr zarar hesabına konu edilmeyen “değerleme hesabı”ndaki 60 milyar TL’yi Hazine’ye aktarmak için kanun değişikliği planladığı haberini okuduk. Hani bazen insan “bin yıl düşünsem aklıma gelmezdi” dediği türden bir fikir.

Ben bu yıl TCMB’nin karının ve yedek akçelerinin hazine bütçesine aktarılmasını desteklemiştim. Çünkü iktisadi bir faaliyetten elde edilmişlerdi ve dünyadaki belli başlı merkez bankaları da bu tip karları Hazine’ye aktarıyorlar. Ama değerleme hesabı bakiyesinin bütçeye aktarılmasının böyle bir gerekçesi yok ve olamaz.

Diyelim ki aktarıldı ne olur? Birincisi dünyada kötü merkez bankacılığı örnekleri bağlamında literatüre girer ve zaten zayıflamış itibar bir darbe daha alır. Ekonomik etkisi de para basma işlemiyle aynı olur. Tek faydası “kamu borç istatistikleri”nde bu meblağ borç olarak gözükmez.

Hükümet ille de borçlanmak istemiyorum bana bir yöntem bulun arayışındaysa; bir önerim var: TCMB Kanununun 56’ncı maddesindeki “Banka, Hazine ile kamu kurum ve kuruluşlarına avans veremez” cümlesini “Banka, Hazine ve kamu kurum ve kuruluşlarına GSYİH’nin yüzde 4’ünden fazla avans veremez” diye değiştirilsin olsun bitsin. Yani TCMB karşılıksız para basıp Hazine’ye avans versin. Gelecek dönemlerde enflasyonun artmasını da hiç dert etmeyin. Gelecek dönemleri, gelecek dönemlerde gelecekler düşünsün.

Enflasyon düşmeden ekonomik nizamımızı ıslah edemeyiz. Enflasyon bütün dengesizliklerin ve haksızlıkların hem kök sebebi hem de sonucudur. Enflasyona sebebiyet vermek, yoksulları daha da yoksullaştırdığından ahlaki olarak da caiz değildir. Günaha girmekten sakınır gibi enflasyona sebebiyet vermekten sakınmak, ekonomi yönetimleri için vaciptir, zorunluluktur.

Geçmiş yıllarda başlanmış işler ve taahhüt edilmiş maaşlardan dolayı harcama dinamiği kısa sürede ıslah edilemeyebilir. Başta düşük gelirliler olmak üzere tüm vatandaşları üzse de ülke ekonomisinin uzun vadeli yararları için doğru olan, bütçe açığının vergi ve zamlarla kapatılmasıdır. Aksi takdirde, uzun süreli aşırı borçlanma sarmalı, sonuçta, ekonomide uzun süreli dengesizlikleri artırır ve yoksulları daha da yoksullaştırabilir.

Sonuç olarak, 2020 yılı bütçesi bize, daha az maaş artışı, daha fazla zam ve daha yüksek vergiler vadediyor. Bırakın mevcut sorunlarımızı çözebilecek dinamikleri içinde barındırmasını, tam tersine, 2003 yılı öncesi dönemdeki yıllara benzer yıkıcı bazı sorunları bile tekrar diriltebilir.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum