Bunu da mı görecektik?

Şubat’ta genel kurul yapmasına müsaade edilen Rafting Federasyonu, 23 Ağustos’ta bakan imzasıyla kapatıldı

Yani 2.Mahmut Padişah’ımız, Hünkar’ımız, Yeniçeri Ocağı’nı kapatır da koskoca Gençlik ve Spor Bakanı, bir federasyonu kapatamaz mı?.. Bal gibi de kapatır…

Demokrat Parti, Osman Bölükbaşı’nı seçen Kırşehir’i, il olmaktan çıkarıp ilçe yaparsa bakan da haydi haydi yapar…

Nitekim 2018 yılında kurulan Rafting Federasyonu, Genel Müdürlük’ün teklifi, Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya’nın uygun görüşü ve Bakan Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun onayıyla resmen kapatıldı.

Rafting, yeniden Kano Federasyonu’na bağlandı…

***

“Ben yaptım oldu, Niye yaptım, sebep neydi, açıklama gereği bile duymuyorum, siz de sormayın”… Ne diyelim, emriniz olur efendim…

Şeffaflığın ş’si kalmadığı ve hiç bir şey artık kamuoyuyla da paylaşılmadığı için Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda olan bitenden haberimiz yok…

Şubat’ta genel kurul yapmasına başkanın da aday olmasına müsaade edilen bir federasyon, 23 Ağustos’ta niye kapatılır, anlamak mümkün değil…

***

Toplam 66 delegeden 50’sinin oyunu alan Fikret Yardımcı, yeniden başkan seçilmişti...

4 yıl çalışılan başkan, adaylıkta veto edilmediğine göre ne değişti, niye fatura federasyona kesildi tam bir muamma…

Acaba kongrede istedikleri adayı seçtiremedikleri için miydi, yoksa neyi paylaşamıyorlar,, bilmiyoruz…

***

Ancak bunun yolu da asla federasyonu kapatmak değil, Sportif Değerlendirme Kurulu’na havale edersiniz.

Bir başarısızlık, yanlışlık veya yolsuzluk tespit ederseniz, soruşturma yapar, yeniden genel kurula götürürsünüz, başkan ve yönetimini seçime sokmaz görevden el çektirirsiniz olur biter…

***

Ki bu da asla demokratik değil. Gerçi federasyon seçimlerinde her türlü baskılar, antidemokratik uygulamaların yapıldığı iddiaları ayyuka çıktı.

Pek çok branş, özellikle genel kurullar, mahkeme kapılarında. Bakanlık için bu, vaka-yı adiye haline geldi…

Normal olan da idare edemiyoruz diye Milli Eğitim Bakanlığı’nı kapatmak değil, sistemi, okulları ıslah etmektir…

RAFTİNG HEM SPOR HEM DE TURİZM HAREKETİDİR

Ülkemizde Rafting, spor dalı olarak ilk kez 2002 yılında Kano ve Rafting Federasyonu çatısı altında yapılmaya başlandı. İlk başkan da Perviz Aran’dı.

2007 yılında olimpik olan Kano ile Rafting’in ayrılmasına karar verildi.

Rafting branşı 2008 yılında Merkez Danışma Kurulu kararıyla Gelişmekte Olan Spor Branşları Federasyonu GSBF bünyesine dahil edildi.

***

2018 yılında ise Türkiye Rafting Federasyonu oldu, Uluslararası Rafting Federasyonu’ndan ayrılıp WRF Dünya Rafting Federasyonu çatısı altında yer aldı…

Aslında federasyonlar, yurt içi faaliyetlerinde de uluslararası ilişkilerde de sürekli denetlenmeli, teşvik edilmeli, hizmete zorlanmalı.

Bu, Bakanlığın popüler branşların peşinden koşmak yerine bütün branşlara daha fazla eğilmesini de gerektirir ancak o fırsatlar çoktan kaçtı Türkiye için…

***

Hiç bir bakan kral değildir, bir imza ile federasyon açamaz, kapatamaz… Aksi halde suç işler. Çok net söylüyoruz, federasyonun kapatılmasıyla ilgili imza atan üç kişi müteselsilen sorumludur… Yaptım oldu, yok…

Sportif Değerlendirme Kurulu’nun raporu, teklifi veya kararı olmadan böyle bir dayatma asla yapılamaz…

Bunun ilgili birimlerden geçmesi, bütün kriterlerin uygulayacağı bir değerlendirme aşamasına tabi tutulması lazım…

***

Kaldıki de, Rafting’in geleceği var. Her tarafımız, parkuru raftinge uygun akarsu dolu.

Pek çok ilimiz için en büyük şölenler rafting branşında yapılır… Sadece rafting turizmi çok büyük döviz kaynakları getirir…

İstediğiniz istemediğiniz bir adam federasyon başkanı oldu diye veya bir şeye kızdınız diye koca devlet öfkeyle hareket etmez, keyfi davranışta bulunamaz…

TÜRKİYE'NİN TBMM'Sİ, GENÇLİK VE SPOR'UN MDK'SI

Türkiye’de bir Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü vardı, sporu sevk ve idare ederdi, gelişimini, tabana yayılmasını, federasyonları, kulüpleri, gelirleri, giderleri, yatırımları vs, aklınıza gelebilecek her şeyi koordine etmekle görevli ve yetkiliydi…

Hiç bir genel müdür veya bağlı olduğu bakan kral yetkilerine sahip değildi…

***

Merkez Danışma Kurulu gibi çok etkin bir kuruluş vardı. Genel Müdür başkanlığında toplanırdı ama farklı kurumlardan devedişi gibi yöneticileri vardı.

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı, ASKF Başkan veya temsilcisi, TSYD Başkan veya temsilcisi, eski spor müsteşarı, bakanlıkların temsilcileri bulunurdu…

Kanunlar nasıl TBMM’den çıkıyorsa yönetmelikler, talimatnameler Merkez Danışma Kurulu’nca hazırlanırdı…

***

Sporun standartlarını, yeni kurulacak federasyonların kriterlerini, birleştirilecek veya ayrıştırılacak branşların yapılarını kararlaştırır, Genel Müdürlük’e önerir, Bakanlık’ın imzasına sunulurdu…

Sporun en üst seviye kuruluşuydu… Gençlik ve Spor Bakanlığı kurulurken MDK kapatıldı… İşte bütün keyfilikler de ondan sonra başladı…

Bu delegelerin federasyon genel kurullarında etkisi, oy ve söz hakkı olurdu…

***

Biz, 2004’te federasyonları özerkleştirdikten sonra bir de Sportif Değerlendirme Kurulu oluşturduk.

Amaç, hiç bir federasyonda politik mülahazaların etkisini kırıp tamamen spor adamların vereceği kararları etkin kılmak ve belirleyici yapmaktı…

Spor adamı ağırlıklı oluşturulan bu kurul, daha sonra değişime uğradı Kurul bugün siyasi ağırlıklı olsa da hala devam ediyor, ancak ne iş yapıyor, doğrusu bilmiyoruz…

MENDERES KIRŞEHİR'İ İLÇE YAPMIŞTI

Rafting Federasyonu’nun kapatılması, akıllara 1954 seçimlerinde kendilerine oy vermeyen Kırşehir’i cezalandırarak ilçeye çeviren Başbakan Merhum Adnan Menderes’i ve DP’nin antidemokratik uygulamalarını getirdi…

O tarihte bir şehirde en çok oyu olan, o ilin tüm milletvekillerine sahip olurdu.

Kırşehir’de de aynısı yaşandı. Demokrat Parti- DP 24 bin 354 oyda kalırken Cumhuriyetçi Millet Partisi- CMP 34 bin 374 oy alır, ildeki 5 milletvekili de CMP’nin olur.

***

Türkiye’de hiçbir yerde %3’ten fazla oy almayan bir partiye Genel Başkan Osman Bölükbaşı, Kırşehirli olduğu için yüklenen halk, da cevaben: ‘Vilayeti kaldırdınız, bizi de kaldırın da zulmünüz tamam olsun.’ der.

Kırşehir ilçe yapılır ve Avanos, Kozaklı, Mucur ve Hacıbektaş’la birlikte Nevşehir’e bağlanır. Kaman, Ankara’ya; Çiçekdağı ilçesi de Yozgat’a dahil edilir….

***

Kırşehir büyük kamuoyu baskısı ve tepkiler üzerine 1957 seçimlerinde yeniden il yapılır. Yeniden il olmayı kutlayan Kırşehir’de çıkan olaylarda hukuksuzluklar devam eder ve bu sefer Osman Bölükbaşı tutuklanır.

Bölükbaşı 1957 seçimlerine hapiste girer.

Bu seçimlerde de, Kırşehir halkı, hemşerisinin arkasında tek yumruk olur. CMP yine birinci parti olur. Bölükbaşı da milletvekili olarak ilk konuşmasını, dışarda meydanda değil de mahkumlar önünde yapar.

Baskılara boyun eğmeyen bu halk, en güzel demokrasi sınavı verir…

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum