Ve mekanın sahipleri geliyor

Ve 15 gün daha yine kalbimiz Tokyo’da atacak... Bu defa cesur ve yürekli Türkler, diğer adıyla engelliler, sahne alacak...

Meydana çıktıklarından bu yana, spor alanlarına mührünü vuran bu onur erleri, 15 gün önce ayrıldığımız Tokyo’yu fethe gittiler... Şimdi söz sırası onların...

Aileler, anne babalar, kardeşler, çocuklar, kısaca aileler, belki de kendilerine ve hayata engel gördükleri, sokağa ve toplum huzuruna çıkaramadıkları engellilerin, Tokyo’daki temsilcilerinin ne kahramanlıklar sergileyeceklerine, nasıl destan yazacaklarına şahit olacaklar...

Tıpkı Atina, Pekin, Londra ve Rio’da başardıkları gibi.

***

Onları hayata kazandırırken, Türkiye’mize hayat veren bireyler haline nasıl geldiklerini hayranlıkla izleyecekler...

Türkiyemiz’de yaşayan ve genelde evlerine hapsedilen yaklaşık 10 milyon engellinin, Paralimpik Oyunları’ndaki arkadaşlarının neleri başarabileceklerini görecekler...

Sonra da ‘biz ne güne duruyoruz, bizim çocuklarımızın ne eksiği var, onları da yarınlara hazırlayalım” diyecekler ...

***

Şimdi ise Tokyo’da, en kalabalık kafileyle temsil edilen Paralimpik Takımımız’dan daha büyük bir başarı bekliyoruz...

Üstad Sezai Karakoç’un “yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır” olarak tarif ettiğini, engelliler “başarı başarı büyüyen bir zafer”e dönüştürdüler...

Bir başka deyimle, madalya madalya çoğalan ve çığ gibi büyüyen bir destana çevirme öyküsü...

***

Bütün engellilerin her birinin “Benim neyim eksik ki” deyip meydana çıkmasını sağlayacak, her birinin kabiliyetleri doğrultusunda bir alanda atağa kalkacağı bir hikâyeye dönüştüreceği bir uyanış, silkiniş, şahlanış...

Engellilerin tüketen değil, üreten bireyler olarak topluma katma değer sağlayacağı bir çıkış. Yönetilen değil, yöneten bir hedefe kilitleniş...

Siyasette, bürokraside, ekonomide, eğitimde, ticarette, turizmde, iş dünyasında, sporda, medyada, sivil toplumda, her alanda varlığını ispat etmiş yeni Türkiye yapısı...

***

Gittikçe gelişen engelli bilinci ailelerini gururlandıran, ülkemizi umutlandıran bir ağırlığa doğru gidiyor...

Bunun başlangıcının spor olması da bizi ayrıca mutlu ediyor...

Bu sebeple engellilerin ‘engel tanımaza’ dönüşmelerini sağlayan, onların ufkunu açan spor oyunları, sadece başarı ve madalya değil, onun çok daha ötesinde bir şey...

Kendileri, aileleri ve Türkiye için değil, aynı zamanda henüz toplum huzuruna çıkamamış, inisiyatif alamamış ve imkan bulamamış bütün engellilere yeni alan açmak ve onlara liderlik etmek için de, madalya alma mecburiyetindeler...

Başarıya inanmış, aslan yürekli sayısız gencimiz Tokyo Paralimpik Oyunları’nda sahne alıyor...

Madalyanız bol olsun, rengi de altın olsun...

“Yenilgi yenilgi büyüyen hezimet”, bu olsa gerek.

Ülke sıralamasında utanç verici bir şekilde Kıbrıs Rum Kesimi’nin bile gerisine düşüp 18. Sıraya düştük..

Eğer 4 takımımız UEFA’daki rövanş maçlarını alıp yoluna devam edemezse, Beşiktaş da Şampiyonlar Ligi’nde 2017-18 hikayesini tekrarlayamazsa geleceğimiz karanlık.

Futbolda, kaza “geliyorum” dedi

Aslında “Kaza geliyorum” demiyor, dedi zaten... Her yeni yıl, bir önceki yılı aratır duruma gelince...

Takımlarımız bir önceki sezondan daha başarısız sonuçlar alınca...

İlk 9’dayken her yıl birer ikişer üçer basamak basamak gerileyince...

Ve son maçların akabinde ilk 15’ten bile düşüp 18’inci sıraya inince...

Daha da utanç verici olan 16.sıradaki Kıbrıs Rum Kesimi’nin bile gerisine düşünce...

Tehlike çanları çalıyor demektir...

Ve ne yazık ki Türk futbolunun Avrupa’daki ağırlığı, her geçen sezon azalmaya devam ediyor.

***

Avrupa Kupaları play-off turlarında 4 temsilcimizden 1 galibiyet, 2 mağlubiyet geldi. Böylece Türkiye ülke sıralamasında Çek Cumhuriyeti’nin gerisine düşerek 18. sıraya yerleşti.

2021-2022 sezonu içerisinde ülke sıralamasında ilk 15’in içinde yer alamazsak 2023-2024 sezonunda Avrupa’ya 5 yerine 4 takım gönderebileceğiz. Ayrıca Şampiyonlar Ligi’nde de yalnızca bir takımımız yer alacak, o da öneleme oynamak zorunda kalacak...

***

3. Sınıf veya yaşlılardan oluşan transferler Avrupa arenasında çok fazla işe yaramazken, kulüpler de son yıllarda Avrupa’yı esgeçip maddi kaygıların da etkisiyle Süper Lig’e daha fazla odaklanıyor.

2021-22 sezonu henüz başlamadan, kanayan yaranın ortaya çıkmasının elbette bir sebebi var.

Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda PSV Eindhoven’a, 5-1 ve 2-1’lik skorlarla yenilerek Devler Ligi’ne katılma hakkını kaybetti.... Hem de iç karartıcı bir şekilde.

***

Türk takımlarının son 101 maçta aldığı 58 yenilgi, ülke futbolunda bazı planlamaların yanlış yapıldığının ya da hiçbir planlamanın olmadığının bir göstergesi.

Üstelik bunların başında da Dört Büyükler geliyor.Beşiktaş’ın 21 maçta 11 yenilgisi bulunurken durumu en feci olan G.Saray’ın 20 maçta 12 mağlubiyeti var.

F.Bahçe’nin 11 maçta 4, Trabzonspor’un ise 11 maçta 7 yenilgisi bulunuyor. Gerçekten tablo çok hazin...

***

2000 yılında Fatih Terim yönetimindeki Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı alması ile zirve yapan Türk futbolu, 2008’de Zico’lu Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final oynaması ile adını yeniden ciddi bir şekilde duyurmuştu.

2017-2018 sezonunda Şenol Güneş yönetimindeki Beşiktaş’ın; Napoli, Leipzig ve Porto’nun yer aldığı Şampiyonlar Ligi G Grubu’ndan namağlup olarak çıkması, o dönemden bu yana ülkenin son Avrupa başarısı.

***

Ülke puanı nedeniyle önümüzdeki sezonlarda Şampiyonlar Ligi’ne direkt olarak takım gönderememe tehlikesiyle karşı karşıya olan Türk kulüpleri, şimdi şapkayı önüne koyup Avrupa’ya kendini yeniden hatırlatmak zorunda.

Şu anda ilk 15 için rakiplerimiz olarak gözüken Çek Cumhuriyeti, 4 takımıyla, Kıbrıs Rum Kesimi, Hırvatistan ve İsviçre ise 2 takımıyla yola devam ediyor. Bizim hemen arkamızda yer alan Norveç’in de Avrupa’da 2 temsilcisi bulunuyor.

Türkiye’yi ateş hattına atan puan durumları

15. Hırvatistan: 24.275

16. Kıbrıs Rum Kesimi: 23.875

17. Çekya: 22.800

18. Türkiye: 22.700

19. Norveç: 22.250

Bu sebeple de 4 takımımızın oynayacağı rövanç maçları ve Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki performansı çok önemli. Sonra eyvah kar etmez.

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum