Adamların seni çoktan sattı haberin yok
PKK terör örgütünün başı Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan bayram ziyareti sonrasında ağabeyinin şu mesajları iletmesini istediğini söylüyor: “O önceki süreci biz yok etmedik. 6 ayda bu sorunu çözeriz, bu kör bir savaştır. Artık bu kan, göz yaşı dursun, bunu basına açıklayabilirsin.”
Ben bu cümleleri bir yerlerden hatırlıyorum, çözüm sürecinin başlangıç dönemlerinde de Öcalan aynen böyle konuşuyordu. O günlerde herkes Öcalan’ın en azından Kandil ve PKK sempatizanı ahali nezdinde bir değer ifade ettiğine ve dolayısıyla ‘çözüm süreci’ açısından önemli bir aktör olabileceğine inanıyordu.
Açıkçası sürecin başında da biraz öyle gözüküyordu. Öcalan’ın o meşhur Nevruz mesajları, silah bırakma çağrıları bütün Türkiye’de barış adına önemli bir beklenti oluşturmuştu.
Kuşkusuz bu çerçevede siyasi iktidarın silahların gömülmesi konusundaki kararlı tutumu da toplumdaki barış umutlarını güçlendirmişti.
Peki sonra ne oldu?
Meğer Kürtlerin ve Türklerin umutlarını istismar eden PKK, çözüm süreci boyunca şehirlere silah ve bomba depolamış, hendekler ve barikatlar kazmış. Şimdi Öcalan diyor ki: “O süreci biz yok etmedik.” Eğer bu bir kandırmaca değilse, yani Öcalan bir taraftan “Artık silahlı dönem bitti, silahları bırakın” derken arkadan gizlice Kandil’e dönüp “Çözüm sürecinden istifade şehirlere silah depolayın, barikatlar kazın” talimatları göndermediyse, Kandil Öcalan’a fena kazık atıyor demektir.
Zaman zaman Kandil’le Öcalan’ın ‘iyi polis’, ‘kötü polis’ rolleri oynayarak kafaları karıştırdıkları yönünde yorumlar yapıldı. Böyle bir ihtimali her zaman dikkate alsak bile, Suriye bağlamında Kandil’in sergilediği kirli oyun gösteriyor ki, PKK artık Öcalan’ın kontrolünde bir örgüt değildir.
Dolayısıyla şimdi Öcalan’ın çıkıp, “Bu işi altı ayda bitiririz” demesinin hiçbir kıymeti harbiyesi bulunmuyor. Türkiye’de devletin de, toplumunda bu konuda yeni bir tiyatroya tahammülü yoktur.
Ayrıca Öcalan’ın adamları uluslararası çapta taşeronluk işlerine başladılar. Suriye’de Amerika ile fingirdeşiyorlar, dolayısıyla Öcalan’a artık ihtiyaçları yok.
Gerçi son günlerde Türkiye’nin ‘Fırat Kalkanı’ operasyonu dolayısıyla Kandil’in hisse senetleri değer kaybetmeye başladığı için biraz tedirginler. Bu yüzden de belki Öcalan’ın yeni bir figüranlığına ihtiyaç duymuş olabilirler. Ancak bu Öcalan’ın yeniden etkili bir aktör haline geleceği anlamına gelmez.
İmralı’nın ebedi sakininin penceresinden Kandil nasıl görünüyor bilinmez ama, bu Kandil Öcalan’ı her gün daha da derine gömmek için üzerine toprak atmaya devam ediyor.
Artık şu bir gerçek ki, çözüm süreci benzeri bir masa şu anda hiçbir şekilde Türkiye’nin gündeminde yer almıyor. Ayrıca şu anda Suriye’de Türkiye’nin de içinde yer aldığı yeni denklem ve terörle mücadeledeki yeni rota böyle bir arayışa fiilen müsait de değil.
Kısacası, Öcalan’ın bayram mesajları olsa olsa bir çaresizliğin son cümleleri ya da kendi kendini teselli olabilir. Birileri ona gerçeği söylemeli; adaları onu çoktan sattı ama onun hala haberi yok...