AK Parti gençlerin oyunu istemiyor…

Hiç lafı dolandırmaya gerek yok, bütün siyasi partiler toplumun farklı kesimlerinin oyuna taliptirler. Çünkü hepsi ülkeyi yönetme iddiasındadır ve doğal olarak herkesi kucaklamak durumundadırlar.

Bunun bir tek istisnası vardır, marjinal partiler… Özü itibariyle bu partilerin doğrudan hitap ettikleri belli kesimler vardır, dolayısıyla politikalarını da daha sınırlı bir toplumsal yapı üzerine bina ederler. Mesela Avrupa’daki faşist ve ırkçı partilerin söylemleri ağırlıklı olarak göçmen karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı üzerinedir.

Avrupa’daki benzerleri gibi keskin çizgilerle ifade etmeseler de Türkiye’deki bazı partilerin politikalarının da aşırı milliyetçi ve yabancı karşıtlığı üzerine bina edildiğini söylemek mümkün. Ancak AK Parti gibi ’70 milyonu kucaklama’ hedefiyle yola çıkan ve ilk on yılında bu iddiasını sürdüren merkez konumundaki partilerin ideolojik ya da kimliksel aidiyetler üzerinden siyaset yapmaları kendi gerçekliklerini inkar anlamına gelir.

Evet bugün AK Parti iktidarı ekonomik anlamda Türkiye’ye tarihinin en sıkıntılı günlerini yaşatıyor, hukuk, dış politika, eğitim ve tarımda artık hiçbir konuya hakim değil. Kurumsal hafızanın dinamosu niteliğinde olan liyakat ilkesini tümden kaybettiği için de açıkçası ne yapacağını bilemiyor.

En dramatik olanı da 2011’e kadar ülkede iyi işlerin altına imza atan bu partinin, kendisini bugünlere getiren geniş toplum kesimlerini yok sayan jakoben bir zihniyete teslim olmasıdır.

Maalesef bugün AK Parti eleştirel düşünceye tahammülsüz, beğenmediği her şeyi yasaklayan bir parti haline gelmiş bulunuyor. Öyle ki yıllardır genç kuşakların coşkuyla dinlediği müzikleri, izlediği konserleri bile yasaklayarak gençlerle arasındaki duvarları giderek yükseltiyor. Neredeyse gençlerin yan yana durmasından bile endişe eder hale durumda.

Özellikle son bir yıl içinde yasaklanıp iptal edilen konserler ve müzik festivallerinin listesi öylesine kabarık ki herhalde böyle bir yasaklar manzumesi bugüne kadar hiçbir iktidara nasip olmamıştır. İşte o yasaklar listesi:

-Eskişehir’deki 12-15 Mayıs tarihlerindeki “Anadolu Fest.”

-Apolas Lermi’nin 29 Mayıs’taki konseri.

-Başkent Kültür Yolu Festivali’nde 11 Haziran’daki Ara Malikian’ın konseri.

-Zonguldak’ta 28-31 Temmuz tarihleri arasındaki “Kozlu Müzik Festivali.”

-Tunceli’de 21-24 Temmuz tarihlerindeki “Munzur Kültür ve Doğa Festivali.”

-”Kazdağı Ekoloji Festivali.”

-Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) “Uluslararası Bahar Şenliği.”

-Aynur Doğan’ın Kocaeli ve Bursa’da gerçekleştireceği konserler.

-”Zeytinli Rock Festivali.”

-Gökçeada’da 15 Ağustos’ta gerçekleşmesi planlanan Meryem Ana Panayırı.

-Ve en son ‘Milyon Fest Fethiye’ valilikçe iptal edildi.

Demokrasiye inandığını iddia eden hiçbir seçilmiş iktidar böyle bir yasaklar listesini izah edemez, şu ana kadar AK Parti iktidarı da bu konuda toplumu tatmin edici bir açıklamada bulunmadı zaten...

Muhtemelen buna ihtiyaç da duymamıştır. Zira ülkede bütün denetim mekanizmaları yok edildiği için, doğal olarak iktidarın da “ülkenin sahibi benim, ben ne istersem o olur” havasında olması son derece doğal… Dolayısıyla gençlerin oylarına da ihtiyacı olmadığı için bütün konserleri, festivalleri rahatlıkla iptal edebiliyor. Dua edelim de evlerde çalınan müzikleri de yasaklamasınlar…

Biliyoruz ki AK Parti, bugüne kadar kendisine gönül veren milyonlarla bağlarını koparıyor, özellikle de genç kuşakların seslerini duymaktan bile hoşlanmıyor. Hatta öyle ki yasakladığı o konserlere gidecek AK Partili ailelerin çocuklarını bile kendisinden uzaklaştırmakta bir beis görmüyor.

İyi güzel de 8-9 ay sonra seçim var, kimlerden oy alacak bu parti?

Kürtleri küstürdü, muhafazakarlarla arasındaki bağlar zayıflıyor, liberalleri görmek bile istemiyor. Bu konuda en somut örneklerden birisi Osman Kavala’dır, bir dönem demokratik değerleri savunan AK Parti’ye destek veren Kavala hiçbir hukuki gerekçe ve belge olmadan cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. AK Parti için telafisi mümkün olmayan en hayati mesele ise, ülkenin yarıdan fazlasını oluşturan ve asgari ücretle yoksulluğa talim eden milyonları küstürmesidir.

Şimdi AK Parti’nin yanında birkaç imtiyazlı müteahhitle, ayda 4-5 maaş alan akrabai taallukat bürokratları ve bir de Allah’ı da yanına aldığını iddia ederek “Üzülme Reisim, biz de Allahü Teala da hep seninleyiz” diye yalakalıkta zirve yapan ABD patentli Mariam Kavakçı kaldı…

YORUMLAR (80)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
80 Yorum