Hainlik ya da hamaset işportacılığı…

Son dönemde siyaset dilinin hiç olmadığı kadar kirli bir iklimde seyretmesi, bizzat siyaset kurumuna olan güveni derinden sarstığı gibi toplumun geleceğe olan güvenini de yerle bir etmiş bulunuyor.

Maalesef iktidar tarafından hoyratça dillendirilen “hain”, “dış güçlerin içerideki uzantıları” benzeri hamasi söylemler siyaseti öylesine karanlık bir tünele mahkum etti ki hemen bütün toplum kesimleri bu umutsuz ortamdan nasıl çıkılacağı konusunda derin endişeler taşıyor.

Bu öylesine zehirli bir ortam ki özellikle iktidar cenahı ve kontrolündeki medya mensupları ellerinde baltalarla siyasetçileri biçmek üzere sanki köşe başında pusuda bekliyor gibiler.

Eğer herhangi bir muhalefet partisinin lideri, yöneticisi, milletvekili hatta bu partilere oy veren vatandaşlar iktidarı eleştirme gafletinde bulunurlarsa ya hain ya da ‘dış güçler’in uzantısı olarak ilan edilmekten kurtulamıyorlar.

Daha da vahim olanı, bu dilin hiçbir ahlaki sınır tanımadan partileri ve neredeyse toplumun yarısını “terörist” olarak gören bir öfke fırtınasına dönüşmüş olmasıdır.

Bir gün AK Parti’nin gayrı resmi kayyımı Bahçeli, Kavala ve Demirtaş’la ilgili olarak hukuk uyarısında bulunan Kılıçdaroğlu’na Silivri’de ranza ayarlıyor. Bir başka gün ise Cumhurbaşkanı Erdoğan istibdatçı padişahımız cennet mekan Abdülhamit Han hazretleri(!) üzerinden “Sultan Abdülhamit’e saygısızlık yapan, hakaret eden, ‘kızıl sultan’ diyen cibilliyetsizler varsa maalesef aynı güzergaha bu hanımefendi de düştü” diyerek Akşener’i şanlı tarihimize ihanet etmekle suçluyor.

Evet bütün bunlar üzüntü verici, ancak siyasetin kolunu kanadını kıran bu fırtına bir türlü dinmek bilmiyor. En son Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parti grubunda yaptığı konuşmada Gezi’yi işaret ederek kullandığı “Bu eşkıyalar bu teröristler adeta camilerin içini pisletti. Bunlar böyle bunlar sürtük” Şeklindeki ifadeler milletçe hepimizin içini acıttı. Türk siyaseti ve özellikle de dindarlar bu hallere düşmemeliydi…

İşte hiçbir ahlaki değere itibar etmeyen, vicdan terazisi bozulmuş böylesi bir siyasi iklimde hukuk işlemiyor ve adaletsizliklerin sonu hiç gelmiyor. Bu konudaki en son örnek, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu Çubuk’taki şehit cenazesinde “yakın bunu…” diyerek linç etmeye kalkanlar ve Kılıçdaroğlu’na saldıran Anadolu irfanının(!) güzide temsilcisi ve de AK Partililerin kahraman(!) amcası inekçi Osman üç yıllık yargılamanın ardından beraat etti. Ve anasından yeni doğmuş gibi günahsız(!) bir şekilde aramıza karışıverdi, ne mutlu bize!..

Kabul etmek gerekiyor ki memleketin yarısı “terörist” ilan edilince adalet de Anadolu irfanının bu güzide(!) anlayışına göre tecelli ediyor… Talihsizlik o ki vicdanının sesini dinleyen bir tek AK Partili yönetici çıkıp “Bu gidiş hayra alamet değil. Eğer böyle devam edersek, yarın devran döndüğünde etrafımızda ‘hakkı-hukuku’ hatırlatan kimseleri bulamayacağız” cesaretini gösteremiyor.

Aslında AK partililer dahil hemen herkes bu kıyıcı siyaset anlayışının hiç de iyi yere gitmediğini görüyor.

Peki o zaman iktidar her gün ateşi neden daha da alevlendiriyor?

Belki AK Partililerin söylemeye dili varmıyor ama iktidarın başka bir çaresi yok, çünkü zamları durduramıyor, enflasyonu düşüremiyor, işsizliğe çözüm üretemiyor ve tünelin ucunda en küçük bir ışık bile gözükmüyor. İşte tam da bu yüzden galiba iktidarın şiddetle yeni bir Gezi’ye ihtiyacı var…

Ama gerek muhalefet partileri, gerekse muhalif toplumsal kesimler iktidara böyle bir lütufta bulunma niyetinde değiller. Başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere bütün muhalif kesimler, Türkiye’de normal demokratik kuralların işlemediğini görüyor ve son derece dikkatli davranıyorlar.

Hemen belirtelim, sivil muhalefetin gösteri benzeri eylemler yapması elbette anayasal bir hak. Ancak seçime gidildiği bir ortamda provoke edilmeye açık eylemler iktidar için ballı börek olur…

YORUMLAR (50)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
50 Yorum