Vesayeti bitiren adam yeni vesayet mi getirecek
AK Parti iktidarı askeri vesayetin adım adım geriletildiği yıllardır. Her atılan demokratikleşme adımıyla birlikte vesayet dönemleri geride bırakılmış ve esas olanın sivil irade ve demokrasi olduğu fikri kurumsal hale getirilmiştir.
Evet zihinlerde bir daha darbe yapılamayacağı fikri yerleşmişti ama yine de asker içindeki cuntanın darbe teşebbüsü Türkiye’ye 15 Temmuz kabusunu yaşattı.
Her anlamda ülkeye maliyeti çok ağır oldu ama, 15 Temmuz darbe girişimi Türkiye tarihinde artık bir milat niteliği taşımaktadır. 16 Temmuz sabahı itibariyle vesayet dönemi ebediyen tarihe karışmıştır.
***
Taraflı, tarafsız herkesin kabul ettiği bir gerçeğin altını çizmekte yarar var; Tayyip Erdoğan ‘milli irade’ fikrini sistemin kalbine yazmıştır. Kuşkusuz Erdoğan bunu o gece canı pahasına tankların önüne çıkan milletle birlikte başarmıştır. Yani Erdoğan sadece askeri değil, her türlü vesayeti bitiren adamdır.
Şimdi dışarıda ve içeride birilerinin çıkıp, “Tayyip Erdoğan başarısız darbe girişimini kullanarak yeni bir vesayet oluşturuyor” benzeri yaklaşımların akıl ve mantıkla izahı olamaz. Yani vesayeti bitiren adam bugüne kadar yaşadığı badireleri ve verdiği demokrasi mücadelesini unutacak ve yeni bir vesayet sistemi oluşturacak öyle mi?
***
Bir kere bu tür absürt düşünceleri serdedenler, Türkiye’nin bugüne kadar vesayet rejimlerinden neler çektiğinden habersiz demektir. Ayrıca biliyoruz ki, darbeler sonrası oluşan ara rejim dönemlerinde en büyük mağduriyeti Tayyip Erdoğan ve arkadaşları yaşamıştır.
Yani şimdi, özellikle 28 Şubat postmodern darbe sonrasındaki ara rejim hükümetlerinin hukuksuzluğunu en ağır şekilde yaşayan, cezaevine giren Erdoğan demokrasi ve hukukun olmadığı yeni bir baskı rejimi oluşturacak öyle mi? Eğer bu yorum ve analizler bir zeka yetersizliğinin sonucu değilse, çok özel bir düşmanlığın tezahürü demektir.
***
Artık şunu biliyoruz ki, 15 Temmuz sonrasında tamamen paralel ihanet çetesinin verdiği bilgilerle beslenen Avrupa ve Amerikan medyası sınır tanımayan bir kinle Erdoğan karşıtı kirli bir propaganda yürütüyor. Maalesef bu mecralarda çıkan haber ve analizlerde Türkiye’nin 15 Temmuz’da yaşadığı felaket görülmediği gibi, kelimenin tam anlamıyla pespaye bir cunta hayranlığı sergilenmiştir.
***
Darbecilerin katlettiği, tanklarla ezdiği 240’ın üzerinde insanı görmeyeceksiniz, parlamentonun bombalanmasını umursamayacaksınız, o gece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı öldürmek üzere giden eli silahlı teröristlere tek laf etmeyeceksiniz ama bu ölüm çetesinin başı konumundaki Fetullah Gülen’i “barış ve dinler arası dostluk mesajları” veren bir demokrat olarak takdis edeceksiniz.
Müsaadenizle biz bu ‘demokrasi tiyatrosu’ndan almayalım... Bizden söylemesi, Mısır’da cunta lideri Sisi’nin dizinin dibinde oturarak elde ettiğiniz bu ‘cunta doktorası’nı sadece Pensilvanya’daki FETÖ liderinin malikanesinde kullanabilirsiniz, Türkiye’de değil...
***
Ne yazık ki 15 Temmuz vesilesiyle Avrupa ve Amerika ekseninde yaşanan darbecilerin liderini aklama yarışı, demokrasiyi utandıran bir zırvalıklar toplamı haline dönüşmüş bulunuyor. Oysa o kabus gecesini bu ülkenin insanları yaşadılar. Ve hala da 15 Temmuz travmasını atlatabilmiş değiller...
Eğer Batı’nın demokrasi başkentleri, bugün cuntacılara karşı direnen halkın yanında olmayacaksa demokratik değerler ne anlam ifade edecek ki...