Bir cinayet, bir de siyaset…

İran’ın nükleer programlarından birinin başında olduğu söylenen fizik profesörü Mohsen Fakhrizadeh Cuma akşamüstü detayları henüz tam olarak belli olmayan bir saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Kimileri saldırının uzaktan kontrolle, kimileri de çok sayıda kişinin katıldığı bir operasyonla gerçekleştiğini iddia etti. İran yönetimi ise henüz net bir açıklama yapmadı ancak cinayetten İsrail’i sorumlu tuttu.

İsrail de sorumluluğunu reddetmedi, tam tersine şüpheleri üstüne çekmek istercesine hareket etti. New York Times saldırının ertesi günü İsrail’i adres gösterdi. Jerusalem Post’ta ne iyi yaptık cinsi yazılar yayınlandı. İki yıl önce de Başbakan Netanyahu Fakhrizdeh’nin ismini anıp, unutulmaması gerektiğini, yani aslında unutmayacaklarını söylemişti.

Belli ki İsrail İran’ın kendisine tepki göstermesini, Amerika ve belki de yeni dostu Suudi Arabistan’ın da yardımına gelmesini bekliyor. Saldırının hedefi bariz bir şekilde İran’dan ziyade Amerika’da işbaşına geçme hazırlıkları yapan Biden yönetimi. İsrail, muhtemelen şu anki ABD yönetiminin onayıyla Biden’ı zor durumda bırakmak, İran’la 2015 Temmuz’unda imzalanan anlaşmayı canlandırmak için çalışmasını engellemek istiyor.

İran da kendisine kurulan komplonun farkında. Fakat bir kesim stratejik sabır derken, diğerleri sabrın sonunun selamet olmadığını, karşılık vermedikleri takdirde İsrail’in başka bir saldırıyla kendilerini zor durumda bırakabileceğini düşünüyor. Dışarıdan bakanların, İran siyasetini yakından takip edenlerin kanaati İran’ın bir şekilde karşılık vereceği ama bu karşılığın doğrudan kendisinden gelmeyeceği yönünde.

***

Kasım Süleymani’nin 3 Ocak’ta Bağdat’ta öldürülmesi sonrasında Irak’taki Amerikan üslerine yapılan saldırılar örnek gösteriliyor, İran’ın kendini tatmin edecek fakat çıkarlarına zarar vermeyecek bir operasyon düzenleyeceği tahmin ediliyor. Gerçekten de İran yönetimi zor bir seçimle karşı karşıya, bir yandan hem kendi kamuoyunu tatmin edecek hem de aynı zamanda caydırıcı olacak, fakat sorunu tırmandırmayacak bir cevap üretmek durumunda.

Çünkü stratejik sabrın yetmeme olasılığı güçlü. Nihayetinde kendi toprakları üstünde gerçekleşen ciddi ve kapsamlı bir saldırıdan söz ediyoruz. Güvenlik ve istihbarat zafiyeti olduğu da çok açık. Üstelik bu ilk defa olmuyor. Daha önce de İran’ın nükleer yakıt/silah uzmanları saldırıya uğramış, motosikletli katillerin arabalarına yapıştırdıkları bombaların patlaması sonucunda hayatlarını kaybetmişti. Faillerin bazıları yakalansa dahi çoğu meçhul kalmıştı.

Son zamanlarda nükleer tesislerinde çıkan yangınlar ve siber saldırıların arkasında da ABD ve İsrail gizli servislerinin olduğu biliniyordu. Kasım Süleymani suikastının sindirilememişken böylesi bir saldırının gerçekleşmesi İran’ı sarsacağa, iktidar bloklarını zor seçimler yapmaya teşvik edeceğe benzer. Yeni saldırıların yapıldığı, Suriye’de bir üst düzey Devrim Muhafızları komutanın dronla öldürüldüğü iddia edilirken rasyonel kararlar vermek kolay değil.

Umarız İran kendi güvenliğini daha çok tehlikeye atacak , bölgenin istikrarını köklü şekilde etkileyecek bir reaksiyon vermeyi seçmez. Fakat İran ne yaparsa yapsın ya da yapmasın bizim dikkatli olmamız şart. Her şeyden önce bu hesaplaşmanın herhangi bir şekilde bizim topraklarımıza taşınmaması, başta Suriye’dekiler olmak üzere bölgedeki çıkarlarımızı etkilememesi için.

İkincisi, Türkiye’nin giderek yaygınlaşan uluslararası infaz operasyonlarını dikkatle izlemesinde, istihbarat ve polisiye anlamda gerekli tedbirleri almasında çok büyük yarar var. İran örneğinde gördüğümüz gibi bu konular zafiyet kaldırmıyor. Dünya siyasetinde zaten genel kural olarak hiçbir zaman ve hiçbir alanda muhataplara doldurabilecekleri boşluklar bırakmamak gerekiyor.

Ayrıca giderek yaygınlaşan yargısız infazların uluslararası düzleme taşınması, cinayetin siyaset aracı olarak kullanılmasının önüne geçilmesi için diplomatik inisiyatif geliştirilmesi de düşünülmeli. Bana öyle geliyor ki teröre karşı verilen mücadelede kullanılabilecek, savaş ilan edildiğinde uygulanabilecek yöntemlerin ilişkileri gergin devletlerin birbirine karşı kullandıkları araca dönüşmemesi için meşrulaştırılmasının durdurulması şart.

***

Bugün dünya basınına baktığınızda çok az sayıda yayın organının bu tür eylemleri kınar bir üslupla yayın yaptığını, ağırlıklı bir kesiminin nedene ve sonuca eğildiğini ama suça değinmediğini görüyoruz. Devletler ve örgütler de farklı değil. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres bile konuya ilişkin açıklamasında itidal tavsiye etti fakat saldırıyı kınamadı.

Oysa bu apaçık bir suç. İnsan hakları sözleşmelerinin de, insancıl hukuku düzenleyen Cenevre Sözleşmelerinin de ihlali. Amnesty International yıllardır terörizme karşı (özellikle Amerika ve İsrail tarafından sürdürülen) operasyonların hukukiliğinin bile tartışılır olduğunu iddia etmekteydi. Şimdi bir yetkili kendi ülkesinde yabancı ajanlarca ya da onların eğitti kişilerce öldürülüyor ve adına ne derseniz deyin bir suç işleniyor.

2015’te İran’la imzalanan, nükleer yakıt zenginleştirilmesine kısıtlama getiren ancak Trump Yönetimi tarafından tek taraflı olarak uygulanmasından vazgeçilen anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesi için Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin’in 16 Aralık’ta Viyana’da İran’la bir araya gelecekleri açıklandı. Avrupa’nın akil ve akıllı insanları da Pazartesi günü bir deklarasyon yayınlayarak AB için soruna ilişkin bir yol haritası önerdi.

Bunların hepsi önemli ama bence İsrail ya da her kimse ya da hangi ülkenin işiyse yargısız infazların durdurulması, temel insan hakları prensiplerine saygı gösterilmesi için çağrıda bulunulması daha önemli. İran tabii ki sütten çıkmış ak kaşık değil. Ancak burada söz konusu olan bölgenin istikrarı, İran’ın kurulan tuzağa düşmemesi, bizim de bir daha İran’a uygulanan ambargolardan ve bölgesel istikrarsızlıktan zarar görmememiz...

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum