Geçilmez

İçindeyiz!

O büyük, o yaralayan, bizi dağıtıyor gibi yapıp toparlayan, o büyük miladın hâlâ içindeyiz.

Yüz yıl geçti.

O Boğaz’dan hâlâ akıyoruz. Oradan buraya bakıyoruz. Buraya.

Bugün üç yaşında, beş yaşında, elli yaşında, seksen yaşında olan insanımıza bakıyoruz. İstanbul’a bakıyoruz, Viyana’ya, Paris’e, Londra’ya, Yemen’e, Kudüs’e, Tebriz’e, Saraybosna’ya, Bakü’ye, New York’a, Mekke’ye, Medine’ye, Şam’a, Semerkant’a, Bağdat’a, Musul’a, Kırım’a, Bursa’ya ve Konya’ya ve Erzurum’a bakıyoruz.

Mehmet Akif’le bakıyoruz. Yedi düvelin göğsümüzde patlayan şarapnelleriyle bakıyoruz. Toplar, mayınlar, mermiler, torpiller ve ölümcül planların tam ortasından bakarken, tek bir dişi kalmış canavarı görüyoruz barut ve kan kokularının arasında. Yüzbinlerce canla bakıyoruz. Cepheden bakıyoruz. Geçmişten bakıyoruz. Anamıza, eşimize, nişanlımıza, çocuğumuza, Anadolumuza, kubbelerimize, minarelerimize ve bin yılın içinde ilmek ilmek işlediğimiz büyük, tarihsel anılarımıza bakıyoruz.

Üşüdüğümüz oluyor birden. Ansızın havaya uçan bedenlerimiz oluyor. Cehennemi ve cenneti içinden gördüğümüz anlar. Bir ezan sesinin içinde yol alıp, bir türkünün içinde uyuduğumuz zamanlar oluyor.

Yok olmamak için, silinmemek için, bilinçüstü bir direniş ruhuyla orada olmamız gerektiği için! Değil!

Bunların biraz daha ötesinde, insanlığa kendini hep hatırlatmak ve o eşref-i mahlukât olan insanı savunmak için orada;

Birleşik ölüm makinalarının tam karşısında yalınkat imandan bir varoluş seddi olarak Çanakkale’de bir şey söylüyor ve susuyoruz.

Bunu biliyorsun ve hâlâ oradayız ve hâlâ susuyoruz.

Dünyanın her yerinden vahşi çığlıklar atarak gelenlere karşı, coğrafyamızın her yerinden kardeşlerimizle bismillah diyerek oraya gittik ve oradan hiç ayrılmadık. Hilâle baktık ve yüz yıldır bakıyoruz. Toprağa karıştık, göklere karıştık, düştük ve uçtuk ama oradan hiç ayrılmadık, biliyorsun.

Yoketmenin tüm tekniklerini kullanan barbara karşı, varolmanın tüm imkânlarını kullanırken;

siyahla beyazın, geceyle gündüzün, ölümle hayatın, kanla hakikatin büyük karşılaşmasında iyinin, adaletin ve özgürlüğün o geniş zamanlı sancağını yere düşürmemek için kendi boyutlarımızın biraz dışında büyük, gerçeküstü ve galiba eşsiz bir şey yaptık: Bir şey. Bunu henüz tanımlayamıyoruz.

Ama dünyanın neresinde/ne zaman bir hilâl ve yıldıza baksa biri; bize bakar. Bunu biliyoruz.

Dünyada bir mazlum ne zaman umutla göklere baksa, ve ne zaman çaresizce başını eğip toprağa baksa, bize bakar, bunu biliyoruz.

Tarih diye bir şey varsa, hayat diye, ölüm diye bir şey varsa, umut, diriliş, insan onuru diye bir şey varsa, bütün bunların Boğaz’dan her an bizimle birlikte akıyor olduğunu biliyorsun.

Ve biliyorsun yüz yıldır birbirimize yürüyoruz, aklımızda o büyük ve mübarek buluşmanın bitmeyen arzusuyla.

Ve yine biliyorsun biz yüz yıldır geçmişle gelecek arasında birbirimize sarılmış öylece duruyoruz o tarifsiz, o yeryüzünü kaplamış sessizliğin içinde.

Buradan selam sana. Selam yurduma, dağlarıma, nehirlerime, çiçeklerime, denizlerime, çocuklarıma, bayrağıma, özgürlüğüme, şarkılarıma, dualara selam.


İçindeyiz.

Geçilmeyiz!

Savaştan sonra...

* Çanakkale Savaşı, savaşa katılan bütün tarafları derinden etkiledi ve sarstı.

* Türkiye, her yıl 18 Mart'ta Çanakkale Şehitlerini Anma Günü düzenlemektedir.

* Savaştan sonra Avustralya ve Yeni Zelanda, Çanakkale'de yaşadıklarını unutamayıp her yıl 24/25 Nisan tarihinde Çanakkale'ye gelerek Anzak Günü adını verdikleri bir seramoniyi tekrar ediyor. Ayrıca bu savaş Avustralya'da bir ulus kimliğinin doğmasına neden oldu.

* Bir Cihan İmparatorluğu olan Osmanlı Devleti tarih sahnesinden çekildikten sonra, hükümran olduğu topraklar üzerinde 50'den fazla devlet kuruldu.

* Osmanlı Devleti'nin arkasında bıraktığı tarihsel boşluk bugün de doldurulamadı. Ortadoğu, Balkanlar, Afrika ve Kafkaslarda kan, gözyaşı, kaos hiç durmadı.

* Çanakkale Savaşı, geçtiğimiz yüzyılın son büyük "Haçlı Seferi" olarak tarihe geçti. Ama karşılaştığı iman temelli isyan karşısında durup geri çekilmek zorunda kaldı.

* Savaştan sonra Winston Churchill'in kendisini yenilgiyle eleştirenlere karşı söylediği "Anlamıyor musunuz? Biz Çanakkale'de Türklerle değil, Allah ile savaştık ve tabii ki yenildik" sözü trajik bir darb-ı mesel olarak tarihe geçti.

* Çanakkale Savaşı sonrasında bütün Avrupa kanlı bir hesaplaşmanın içine girdi. 1. Dünya Savaşı Avrupa'da bir iç hesaplaşmanın çok cepheli bir trajedisine dönüştü. Yaklaşık 10 milyon asker hayatını kaybederken, 20 milyon asker yaralandı ve yaklaşık 7 milyon 700 bin asker kayboldu.

* Ayrıca, dünyadaki dört İmparatorluk sona erdi.

* 1071, Malazgirt'ten Anadolu'ya girdiğimiz tarihti. 1915 Çanakkale ise "buradayız ve gitmiyoruz" dediğimiz tarihtir.

* 1. Dünya Savaşı'nda açılan büyük parantez hâlâ kapanmış değil. Savaş farklı cephe ve boyutlarda sürüyor.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum