Koronavirüsle mücadele maalesef hızla siyasallaşıyor. Siyasallaştığını dile getirmek bile nerdeyse sıradanlaştı.
Virüs iktidar ve muhalefet arasında siyasi polemik konusu haline dönüşüyor. Bu da herhalde toplumun, partiler üstü uzlaşma gösterilmesi gereken alanlarda, farklılaşmalar olmasından o kadar rahatsız olmadığını gösteriyor.
Hiç kimsenin böylesine bir felakette konuyu siyasileştirmeye cesaret edememesi gerekiyordu. Bunun bir kırmızı çizgi olması beklenirdi. Ancak öyle olmadı. Türkiye’de diğer konularda nasıl birbirini kabul etmeyen farklı cepheler oluştuysa koronavirüsle mücadelede de ayna alışkanlıklar devreye girdi.
Koronavirüse karşı atılması gereken adımlar ancak “bizimkiler” yapınca makul oluyor. Toplumun tüm kesimlerini aynı oranda etkileyen virüs bile siyasi ön yargılarımızı kıramadı. Şu an hem hızla yayılan virüsle mücadele ediyoruz hem de bir seçim dönemiymiş gibi, virüsten kazançlı çıkmaya çalışan siyasi bir rekabetle karşı karşıyayız.
***
Türkiye’nin koronavivrüsle mücadelede ne denli başarılı olduğunu dünyanın diğer ülkelerindeki vaka ve ölüm istatistikleri ile değerlendiriyoruz. Keşke virüsle mücadelede, toplumsal uzlaşma sınavını başarıyla vermiş, rasyonel tavırlar sergilemiş, partiler üstü bir efor sergilemeyi başarmış ülkelerle kendimizi kıyaslasaydık.
Koronavirüs bir görüş değil, bir felaket. Etkileri de siyasi görüşlerimize göre farklılık arz etmiyor. Ancak kolektif çaba ile aşabileceğimiz bir sorunda, alınan tedbirlerin, atılan atımların siyasi reklam aracı olarak kullanılması toplumsal direnme gücümüze zayıflatmaktan başka bir işe yaramaz.
Epidemiyle mücadelede başarı sağlamış ülkelerin yöntemlerini, ülkemizin özel koşullarını da göz önünde tutarak, uygulamaktan başka bir çözüm yok. Bir hatırlatma olması açısından bunlar yoğun test, virüs bulaşanlar başta olmak üzere yoğun dijital takip, sosyal mesafe, bireyse hijyen kuralları ve toplumsal duyarlılık.
***
An itibariyle virüsün yayılmasıyla mücadele ediyoruz. Kısa bir süre sonra salgının ekonomik etkileri ile mücadele edeceğiz. Salgının ekonomik etkileri de tıpkı virüs gibi hepimizi eşit olarak etkileyecek. Bu felaketi aşmak için bir ulus olmanın gereklerini yerine getirmekten başka bir şansımız yok.
