İlgi ve heyecan eksikliği

Almanya’da her yıl devlet tarafından dijital bir zirve düzenleniyor. Bir yılın bilançosunun çıkarıldığı bu zirvede aynı zamanda yeni trendler de tartışılıyor. 2006 yılından beri her yıl başka bir kentte düzenlenen bu zirveye özel ve resmi sektörün tüm önemli temsilcileri ve genelde başbakan da katılıyor.

Başbakan Angela Merkel bu yıl Dortmund’da yapılan zirveye katıldı ve çok uzun bir konuşma yaptı. Bu konuşmanın kısa bir bölümü aslında bizi de yakından ilgilendiriyor. Merkel Almanya’nın birçok ülkeye kıyasla iyi işleyen bir devlet sistemine ve yüksek bir yaşam standardına sahip olduğunu bundan dolayı da ülkede yeni teknolojilere sahip olma arzusunun, bu standartlara sahip olmayan ülkelere kıyasla daha az olduğunu ifade etti. Merkel, ülkelerin dijital gelişim düzeyini belirleyen uluslararası endekslerde Almanya’nın birinci sıralarda yer almamasını böyle izah ediyor. Merkel, dijital dönüşüme dair toplumsal baskı ve beklentinin bu konudaki öncü ülkeler gibi fazla olmadığını düşünüyor.

Her ne kadar Merkel Almanya’nın dijital dönüşüm hakkında yeterli heyecan ve çabayı sergilemediğini düşünüyor olsa da gerçekte durum çok farklı. Almanya’da dijital dönüşüm fazlasıyla önemseniyor. Bu amaçla Alman sanayi devlerinin iştirakiyle kurulan birlikler, araştırma kurumları, sayısız startup merkezleri, sürekli yenilenen yasalar, ülkenin IT alt yapısının baştan aşağı yenilenmesi gibi sayısız girişimler var.

***

Almanya, klasik ekonomide başarı ile gerçekleştirdiği bölgesel kalkınma modelini dijital ekonomide de uygulanıyor. Dijital yatırımları Türkiye gibi bir bölgede (İstanbul/Marmara) yoğunlaştırmak yerine ağırlık noktası sadece ana bir sektörden meydana gelen 12 ayrı dijital yatırım bölgesi oluşturuldu. Örneğin Hamburg lojistik yatırımların merkezi olurken, Frankfurt Fintech ve Siber Güvenlik, Nürnberg Erlangen Dijital Sağlık, Stuttgart Gelecek Teknolojileri, Karlsruhe Yapay Zeka konularındaki yatırım ve yeniliklerin merkezi haline getirildi.

Almanya’da bir konuya özel ilgi göstermek o konuda dünyada öncü olmak anlamına geldiği için Almanya dijital sektörde kendini yarışmada geril kalmış olarak hissediyor. Merkel’in kendi ülkesine eksikliğini hissettiği heyecan ve ilginin, kapatmak zorunda olduğu bir refah mesafesi olduğu için ülkemizde var olmasını beklememiz gerekirdi. Ancak konunun önemi Türkiye’de henüz sınırlı bir kesim tarafından fark edilmiş durumda. Ne tür bir kaçınılmaz dönüşüm ve rekabet içinde olduğumuzu, atmamız gereken birçok adım olduğunu henüz toplum olarak fark edemedik.

***

Dünya’da ise bu rekabet olanca hızıyla sürüyor. Özellikle yeni teknolojilerin en önemli hammaddesi veriler konusunda amansız bir rekabet var. Merkel’in konuşma yaptığı dijital zirvede Alman Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, verilerin depolanmasında (ve kullanılmasında) dünya piyasasının yüzde 75’ini elinde bulunduran ABD kökenli Amazon, Google ve Microsoft’a karşı Avrupalı bir çözüm önerisi sundu. İlk kez bu zirvede resmi olarak açıklanan projeye GAIA-X ismi verildi.

GAIA-X verilerin belli başlı serverlarda toplanması yerine, Avrupa’daki bütün verilerin, bu verilerin sahibi olan kurumların birbiriyle bağlantılı serverlarında saklandığı ve bu verilerden herkesin istifade ettiği bir düşünceye dayanıyor. Yanı klasik bulut teknolojisi yerine bir ağ oluşturularak veriler saklanacak ve kullanılacak. Bunun nasıl işleyeceğini tam olarak kimse bilmiyor. Ancak Almanya ve Fransa 2020 yılında uygulamaya başlanacak bu projede öncü olacaklar. Avrupalıların verileri ABD merkezli serverlara bağlı olmaktan kurtulacak.

Dijital hammaddelerini korumaya çalışan bir başka ülke de Rusya. Rusya Runet adını verdiği bir projeyle, Rusya’daki İnternet kullanıcılarının, dış ağlara bağlı olmadan sadece Rusya’da oluşturulan ve kontrol edilen bir internet ağ alt yapısı kullanılması yönünde bir yasa çıkardı. Bunun alt yapısı da hızla oluşturulacak. Batı medyası ve Rusya’daki iç muhalifler bunun internette sansür ve devlet kontrolü anlamına geldiğini söylüyor. Resmi makamlar ise bu girişimi verilerin bağımsızlığı olarak değerlendiriyor.

***

Oysa GAIA-X de bir özel gerişim değil, devlet girişimi. Öte yandan ABD yasaları günün sonunda Google, Amazon ve Microsoft’un sahip olduğu verilere devletin ulaşmasına imkân sağlıyor. Başka bir dijital güç olan Çin’de ekonomi ve dolayısıyla dijital gelişmeler tamamen devlet kontrolü altında. Böyle bir realitenin olduğu dünyada verilerin şahsiliği, devletin müdahale yetkisinin sınırlı olması gibi, analog çağdan kalma ilkelerin artık fazla bir anlamı hele eski anlamı kalmamış gibi görünüyor.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum