Merkel sonrası Almanya için seçim süreci artık fiilen başladı. İktidardaki Hıristiyan Demokratların (CDU/CSU) başbakan adayı Armit Laschet’i zor bir seçim süreci bekliyor. Zorluğun birincisi CDU’nun oy kaybetmesi ikincisi ise kendisine başbakan adayı olarak kamuoyu yoklamalarında gösterilen ilginin bir hayli düşük olması. Laschet, Bavyera Başbakanı Markus Söder’e karşı delege oyları ile başbakan adayı olarak seçildi. Ancak kamuoyu yoklamalarında vatandaşlar hala Söder için ‘’ daha uygun aday olurdu’’ görüşünde.
Forsa isimli bir araştırma şirketinin Laschet’in adaylığı kesinleştikten sonra yaptırdığı bir araştırmaya göre vatandaşların yüzde 32’si bu tercihten memnun. Yüzde 47’si ise keşke Söder başbakan adayı olsaydı diyor.
Markus Söder gerçi adaylığı kaybettiği seçimden sonra Laschet’i destekleyeceğini açıkladı ancak sahip olduğu siyasi ağırlığı zarara uğratacak koşulsuz bir destek vermesi mümkün gözükmüyor. Seçim sathına girildiğinde, Söder’in yapacağı açıklamalar, atacağı adımlar CDU/CSU’nun başarısını şüphesiz direk etkileyecek. Söder bu seçimde başbakan adayı olamadı ama teorik olarak bir dahaki seçimlerde aday olma şansı var. Dolayısıyla siyasi iddiasını korumak birinci önceliği olacak.
***
Armin Laschet ise federal düzeyde ismi geçmeye başladığı andan itibaren parti içindeki rakiplerine kıyasla sürekli en iddiasız isim olarak görüldü. Almanya’nın en büyük eyaleti olan Kuzey Ren Vestfalya gibi önemli bir eyalette başbakan olmayı başaran Laschet anlaşılan o ki fazla küçümsendi.
Hem “en iddiasız aday” olarak CDU’nun Genel Başkanı oldu, hem de başbakan adayı olarak seçilmeyi başardı. Artık hiçbir gözlemci Laschet’in yine iddiasız olarak gireceği seçimlerde, başbakanlığı kazanması imkansız diyemiyor.
Gerçi kamuoyu yoklamalarında başbakan adayı olarak Laschet son sıralarda. Ancak Almanya’da bahis oynanması yasak, Avusturya’da serbest olan siyasi bahislere göre durum farklı. Avusturyalı bahisçilere göre Laschet’e kazanacak diye para yatıranlar 1.40 oranında, diğer aday Annalena Baerbock’a yatıranlar 2,87 oranında ve üçüncü aday Olaf Scholz’u seçenler ise 34 kat kazanacak. Yani bahisçilere göre en iddialı aday Laschet. Kamuoyu yoklamaları ve bahisçilerin beklenti ve tahminleri çok farklı.
***
Korona dolayısıyla tüm alışkanlıkların olduğu gibi siyasi alışkanlıkların da değiştiği bir dönemde diğer partilerin adayları da iddialı. SPD’nin adayı Olaf Scholz hem Merkel’in yardımcılığı hem de Federal Maliye Bakanlığı görevini yürütüyor. Başbakan adaylığı kendi partisi içinde de tartışmalı değil. Partisi ne kadar oy kaybetse de federal düzeyde siyasette o kadar tanınmayan CDU ve Yeşiller adaylarına kıyasla güven ve istikrar unsuru olarak az da olsa kazanma şansı var
Kamuoyu yoklamalarında en çok tercih edilen başbakan adayı ise Yeşiller Partisi’nin adayı Annalena Baerbock. Yeşiller ilk kez bu seçimlerde direk bir başbakan adayı çıkarıyor. Baerbock 2018 yılından beri Yeşiller Eş Başkanlığı görevini sürdürüyor. Baerbock 40 yaşında genç bir politikacı ve kamuoyunda kendisine gösterilen ilgi bir hayli yüksek.
En aktüel kamuoyu araştırmalarına göre Baerbock’u başbakan olarak görmek isteyenlerin oranı yüzde 32. Diğer adayları Laschet ve Scholz ise ancak yüzde 15 sınırına ulaşabildi.
***
Almanya, tarihinin belki de sonu en belirsiz genel seçimlerinde birini yaşayacak. Ya Laschet iddiasız göründüğü bir siyasi sınavı yeniden başarı ile verecek, ya Yeşiller yükseliş trendini sürdürerek Baerbock’la bu kez başbakanı da belirleyecek. Olaf Scholz’un seçilmesi ise daha düşük bir ihtimal. Ancak her iki diğer adayın kazanması durumunda da bir ortağa ihtiyaçları olacak, bu da muhtemelen SPD olacak. Yani SPD’nin iktidarda yer alması nerdeyse garanti gibi bir şey.
