‘Kur’an-Sünnet ilişkisi’

Kur’an Araştırmaları Merkezi (KURAMER), “Kur’an-Sünnet ilişkisi” başlığıyla hazırlattığı yeni bir kitabı önümüzdeki günlerde okuyucularıyla buluşturacak.

Eseri, Hadis alanının seçkin uzmanlarından profesör Bünyamin Erul’un yönetimi ve editörlüğünde bir gurup ilâhiyat hocamız kaleme aldı. Aşağıda bu eser için yazdığım “Sunuş”tan da yararlanarak, günümüzde canlı tartışmaların yapıldığı bu konuda bazı görüşlerimi sunacağım.

***

Öncelikle belirteyim ki, Kur’an bize yeter şeklindeki sloganik iddiadan yola çıkarak Peygamberimizin hadislerinin kategorik olarak reddedilmesi kesinlikle yanlıştır. Gerçi hadis külliyatı içinde, siyasi grupları, mezhepsel görüşleri, tasavvufî yorumları destekleme gibi sayısız sebeplerle hadis diye literatüre girmiş asılsız rivayetler vardır. Zaten eski ulemamız da bunu gördükleri için “hadis usulü” veya “hadis ilmi” denilen bir bilgi alanı geliştirmişlerdir. Günümüz ilâhiyat camiasının en âcil işlerinden biri, hadis külliyatını tümden reddetme veya kuru yaş ne varsa hepsini dokunulmaz sayma anlayışlarına karşı, eski hadis usulünün yanında, modern bilgi teknolojisini ve diğer bilgi imkânlarını da kullanarak, klasik hadis ilminin eksiklerini tamamlayan, yanlışlarını düzelten yeni bir metodoloji geliştirmektir. Bu husustaki sistemli ve koordineli çalışmaların, Peygamberimizin sahih sîretini ve Sünnetini tespit etme ve bu sayede İslâmî düşüncede bir dönüşüm sağlama yolunda önümüze yepyeni ufuklar açacağına inanıyorum.

Elbette İslam’ın asıl ve birincil kaynağı Kur’an-ı Kerîm’dir. Ama Kur’an’ın tebliğcisi, ilk ve en doğru uygulayıcısı da Hz. Peygamber’dir. Şu hâlde Peygamberimizin hadisleri ve yaşayışı (siyer) ile bunların toplamından ortaya çıkan, kısaca “Resûlullah’ın din ve dünya hayatına dair temel anlayış ve tutumu” diyebileceğimiz Sünneti de İslam’ın vazgeçilmez kaynağıdır. Ancak bu, -sıklıkla belirtildiği üzere- Sünnetin Kur’an’dan bağımsız bir kaynak olduğu anlamına gelmez.

Tabii ki, Hz. Peygamber Kur’an’ı hem tebliğ etmiş hem de onda sözlü olarak bildirilen hükümlerin, özellikle -namazın vakitleri, rekât sayıları ve kılınış şekli örneğindeki gibi- Kur’an’ın muhtasar bildirimlerinin nasıl anlaşılıp uygulanacağını sözleri ve fiilleriyle göstermiştir. Buna göre Resûlullah, Kur’anî inanç ve hayat biçiminin canlı bir numunesi ve bu konularda ümmetin rehberidir.

Bu nedenle Kur’an, ilk muhataplarına (Sahâbe) ve sonraki Müslümanlara, “Allah’a ve Resûlüne itaat” etmelerini, onun ilkesel olarak yapılmasını istediklerini yapıp yasakladıklarından sakınmalarını emretmiştir. Bu buyruk gereğince ilk nesil, dinin asıl hedefleri olarak, sahih bir iman ve ibadet şuuruna, dünya işlerini ve insan ilişkilerini adalet ve dürüstlük ilkelerine göre düzenleyen yüksek bir ahlaka sahip olma hususunda Peygamberimizi -Kur’an’ın deyimiyle- güzel model olarak görmüşlerdir.

***

Sonuçta Kur’an’ın Peygamber’e itaat edip onu model alma yönündeki açık talimatları gereğince Sahâbîler, Resûl-i Ekrem’in sözlerini ve yapıp ettiklerini izleyip zihinlerine nakşetmişler; bunları hem kendileri uygulamaya çalışmışlar hem de bu konudaki birikimlerini müteakip nesillere aktarmayı görev bilmişlerdir. Böylece hadis, haber ve Sünnet kavramlarıyla ifade edilen bu birikimin sonraları yazıya aktarılmasıyla bildiğimiz hadis ve siyer külliyatı oluşmuştur.

Günümüzde -yukarıda belirttiğimiz şekilde bilimsel ve objektif çalışmalar yapmak yerine- “Kur’an bize yeter” mantığıyla konuşan ve yazanların -sanki Peygamberimiz hiç yaşamamış, yaşamışsa da hayatı boyunca hiç konuşmamış, hiç iş yapmamış gibi; yahut kendisini en yakınlarından bile daha çok seven dostları, dindaşları, hemşehrileri onun sözlerini ve yapıp ettiklerini anlatmaya değer görmemişler; kimselere ondan, sözlerinden, hayat hikâyesinden hiç bahsetmemişler gibi- Hz. Peygamber hakkında bilgi ihtiva eden bütün külliyatı reddetmeleri insan doğasına, insanlık gerçeğine, tarihsel tecrübelere aykırıdır; -kötü niyete dayanmıyorsa- büyük bir cehalet ve mantıksızlıktır.

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum