Krizi çözmek için zaman ve zemin var mı?

Bir iktidar müzmin hale gelen ekonomik krizi dış güçlere bağlıyor ve ekonomi programını da kurtuluş savaşı sloganıyla ilan ediyorsa esasen baştan havlu atmış demektir. Artık ortada bir ekonomi programının varlığından söz edilemez. Hükümet, lisan-ı hal ile “İnanan peşime düşsün, inanmayan da inanmasın” demektedir. Nitekim, idarede makuliyetin kaybolduğu günden beri demekte olduğu da bundan farklı değildir.

Bitmeyen komplo teorileri, arkası kesilmez düşman adresleri, ağırlaşan ekonomi ve dış politikası tablosu. Problemler büyüdükçe hamasetin dozu artmakta, hamasetin dozu arttıkça problemler büyümektedir. Gele gele kurtuluş savaşına kadar geldik, varın gerisini düşünün.

Böyle zamanlarda laf kalabalığı başlar, rakamlar, kurallar, gerçekler konuşulmaz olur. Bugün artık, sorunların ciddiyetini kavramaktan uzaklaşmış; dahası sorunlarla yüzleşme kabiliyetini ve cesaretini kaybetmiş bir iktidarın son büyük hamaset arzını izliyoruz. Kendi ifadesiyle, 19 yılın sonunda ülkeyi dış politikada beka problemine, ekonomide de kurtuluş savaşı noktasına kadar krize mahkum eden iktidarın başka arzı da zor olur. Gerçekler ülkenin üzerine üzerine geldikçe hamasetten başka yol kalmaz; iktidar da zaten o yola ziyadesiyle aşinadır.

Ekonomide olduğu gibi dış politikada da aşina.

İsmet Berkan’ın Cumartesi günkü yazısını atlayanlara tavsiye ederim. Yazı, slogan ve laf kalabalığının gürültüsünde hangi seslerin duyulamaz olduğunu güzel özetliyor:

“Son günlere ait birkaç gelişme…

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, PKK/YPG’nin siyasi kanadının Suriye’deki yöneticilerinden İlham Ahmed başkanlığındaki bir heyetle görüştü. En büyük müttefik Rusya!

Amerikan Exxon Mobil şirketi, Kıbrıs adasının güneyinde yer alan ve Türkiye tarafından “tartışmalı” görülen 10 numaralı parselde sondaj çalışmalarına başladı. Mavi Vatan!

Yunanistan ve Kıbrıs, Avrupa Birliği’nin yeni hazırlanan stratejik savunma belgesinde Türkiye’nin “tehdit ülke” olarak isimlendirilmesini istedi. Türkiye adının belgeye yazılmasına Almanya, İspanya ve İtalya engel oldu ama belgede Doğu Akdeniz ve Ege bağlamında adı verilmese de Türkiye’den “tehdit” olarak söz ediliyor. Hatırlayalım Avrupa’yı inleten o büyük lafları!

Amerikan Hazine Bakanlığı, Türkiye’nin “Dijital Hizmet Vergisi”ni yürürlükten kaldırma sözü verdiğini açıkladı. Bu vergi, Google, Facebook ve Twitter gibi Türkiye’deki müşterilerinden reklam toplayıp yayınlayan ve dolayısıyla gelir elde eden ama bu kazancın vergisini Türkiye’de ödemeyen şirketler için çıkarılmıştı. Yine, hatırlayalım o astığımız kestiğimiz sözleri!

Bu dört örneğin ortak bir noktası var: Türkiye bu olan bitene en ufak bir tepki bile göstermedi; anlı şanlı hükümet medyasında bu haberler ya hiç yer almadı ya da ancak mikroskopla bulunacak halde yer verildi.”

Bunlar olurken ayrıca, 15 Temmuz’un en büyük faillerinden bildiğimiz Birleşik Arap Emirlikleri’nin veliahtı Ankara’da gizlenemeyecek bir heyecan ve mutlulukla kabul ediliyordu. Ekonomik kurtuluş savaşımız için gereken yakıtın temini umuduyla…

Tablo, ne bir ekonomik program, ne bir dış politika vizyonu ve ne de tutarlı bir yönetimin varlığından bahsedilemeyeceğini gösteriyor. Türkiye’nin herhangi bir konuda başı sonu belli bir modele sahip olabilmesinin zemini kalmamıştır. Çünkü artık çözüm arayışı değil, zaten çözülemez hale gelen meselelerin suçunu belli belirsiz adreslerin üzerine atmak hedefi vardır.

Bakalım sonuçta ekonomi ve dış politikanın bu hale gelmesinin sorumlusu kim çıkacak!

YORUMLAR (83)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
83 Yorum