Makulden sapmak vatandaşa kaça patladı?

Fezlekelerden ve eylem planlarından sıra gelir mi veya gelsin mi bilmem ama Türkiye’nin geçtiğimiz yıl (2020) kişi başına geliri 8 bin 599 dolar oldu. Az para değil; hatta bunun altında yaşayanımız çok olduğu için buna da şükür diyenlerimiz olacaktır. Şükür ve fakat ne yazık ki 2013’te 12 bin 500 dolar olan bu rakamdan geri düştük. Türkiye şimdi, 2007 -Dolar’ın değeri hesabına göre 2004- seviyesine kadar geriledi. Bize benzer; bizden küçük ekonomiler kişi başına geliri büyütmeye devam ederken biz küçültmeye, fakirleşmeye ve ters istikamete doğru hızla yol almaktayız.  

Hesabı 2007’den alırsak 14 senedir yerimizde sayıyoruz, 2013’ten alırsak 8 senedir geri viteste takılıyız. Tablonun ne kadar hazin olduğunu anlatmak için şu kadarını söyleyelim. Bütün beklenmedik olumsuz faktörleri hesaba katacak olsak bile ve bırakın uçmayı, kaçmayı ülke sadece rutin reform düzeninde yönetilmiş olsaydı; geçtiğimiz yıl kişi başına gelir en kötü senaryoda 17 bin 500 doların üzerinde olacaktı. Planlardan sapılmasaydı ve kurallar terkedilmeseydi 2023’te de en azından 20 bin dolar aşılacaktı.   

Şimdi, bu gidişle 2023’te gelirimiz ne olacak, tahmini bile iç karartıcı… 

Dünyada gününü ve geleceğini kaybeden ülkeler vardır ama Türkiye bunlardan birisi olmamalıydı. Yıllarını, hatta on yılını kaybetmemeliydi. Hederlerden sapmamak mümkündü ve göz göre göre bu noktaya gelindi. Özellikle 2015’ten sonra, ama bilhassa yeni sistemle birlikte Türkiye’nin bu noktaya demirleyeceği ve 2023 hedeflerinin tutturulamayacağı aşikardı. Nitekim önce 2019’da açıklanan 11. Kalkınma Planı’nda hedef, 25 bin dolardan 12 bin dolara indirildi, ardından yeni ekonomik programda 11 binin altına…  

GSMH üretemedikten sonra, enflasyon, işsizlik, ihracat ve dolayısıyla imalat sektörü hedeflerinin halini varın düşünün. Kur, faiz ise zaten ortada.  

Şimdi yeni hedef 2053, olmadı 2071… Normal. 2023 kapıya dayanmışken başka ne olacaktı?  

Türkiye’nin göz göre bu hale gelmiş olması, ne yapalım böyle oldu, denilerek geçiştirilemez. Artık unutmaya yüz tuttuğumuz hukuk, kuvvetler ayrılığı, şeffaflık, öngörülebilirlik, liyakat gibi sıkıcı kavramların tamamında geri gittiğimiz için ekonomide de geri gittik. Hukuk fakr-u zarurete düştüğü için insanlar fakirleşti. Evvelki gün ilan edilen, zaten kanunlarda var olan insan hakları planları artık uygulanmaz olduğu için Türkiye geriye döndü. Şu kadar tecrübenin ardından, 18 sene sonra ülkenin önüne konulabilen hedefler, hukukun alfabesinden ibaret olduğu için de gerileme önlenemeyecek. Bir ülke, hukuku, muhakeme usullerini, düşünce hürriyetini yeniden keşfe çıkmışsa hedeflerden söz edemez, etse de anlamı olmaz. 2023 hedeflerinin akıbeti ortada… 

Kötü yönetim de asla saklanamaz… Mesela, ekonomi yönetiminin kur tabelasını olumlu göstermek adına harcadığı 130 milyar dolar, kötü yönetim örneklerinden sadece birisidir.  

Türkiye göstermelik paketlerle, gerileyen demokrasiyle, zayıflayan eğitimle, güçten düşen liyakatle sadece geriye gider. Bu gerçekle yüzleşmeden geçecek her gün ilerisi için hem maliyet üretir hem de dünyayla rekabette avantaj kaybettirir. Bir noktadan sonra elde sadece hamaset kalır ve kayıp giden yılların hesabı bile tutulamaz olur. 

YORUMLAR (96)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
96 Yorum