128 milyar dolardan daha büyük kayıp!

Bazı kurumlar vardırki o kurumlar sessiz sedasız,rutin işlerini yaparlar. İşlerini yaptıkları için de gündeme gelmezler. Gündeme gelmediklerinde, yani biz o kurumları unuttuğumuzda, o kurumlarda ve kurumların ilgilendikleri alanlarda işler yolunda gidiyordur.

Bu kurumların görevi mesela itfaiye gibi yangın çıktığında ortaya çıkmak ve sorunu çözmektir. Ve bu kurumlar çok sık gündeme geliyorlarsa mutlaka bir yangın çıkmıştır. Bu kurumlarında o yangını söndürme çabası içerisinde olduğunu görürüz.

İşte itfaiyenin ekonomideki karşılığı olan kurumlar da merkez bankalarıdır! Bizim pek de artık hatırlamadığımız normal zamanlarda merkez bankaları özetle “bankaların bankası olma” ve “fiyat istikrarının devamı” görevlerine odaklanır.

Mesela ABD Merkez Bankası (FED)! Tüm dünyayı kasıp kavuran 2008 Küresel Finansal Krizi öncesinde ne sıradan bir Amerikan vatandaşı ne de dünyanın herhangi bir yerindeki vatandaş, FED’in faiz kararlarını ya da diğer para politikasıadımlarını takip etmeye gerek duymazdı. Benzer cümleleri Avrupa Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası ya da diğerleri için de söyleyebilirim. Bu sadece gelişmiş ülkeler için geçerli bir durum da değil. Örneğin bir yıl boyunca görev yaptığım Rusya’da, Ruble’nin hızlı değer kaybettiği birkaç gün hariç üniversitede neredeyse hiç kimsenin Rusya Merkez Bankası’nı konuştuğuna da şahit olmadım!

Krizde olduğumuzun bir göstergesi de TCMB gündemi!

Bizde ise maşallah 2017’den bu yana neredeyse her hafta gündemin bir yerinde TCMB var! Bağımsız bir kurum olarak çalışmasını beklediğimiz TCMB 2017’den bu yana rutin görevlerini bir kenara bırakıp, yangına körükle giden itfaiyeye dönüştü,dönüştürüldü! Ekonomide yaşanan sorunlar, o sorunların yanına eklenen iç ve dış siyasi gelişmeler (seçimler, ABD ve AB ile yaşanan sorunlar vs.) baş gösterdiğinde bir yangın söndürücü olması gereken TCMB, tam tersine yangını daha da büyüten kurum haline geldi!

2018’den bu yana TL’nin değerindeki rekor düşüşlere rağmen bir türlü kararlı adımları zamanında atamaması, görev süresi boyunca değişmemesi gerekirken sık değişen yönetimi ve bugün en önemli gündeme dönüşen rezerv yönetim stratejisi ile bugün artık TCMB her gün gündemin baş köşesinde yer alır hale geldi! Bütün bunlardan çok daha kötüsü de itfaiye örneğindeki gibi çıkan bir yangına ilk müdahalede en fazla ihtiyacı olan bağımsızlık ve güvenilirlik özelliklerini kaybetmiş olması oldu!

Ve maalesef TCMB’nin içine düştüğü bu durum bizi de dünyadaki gelişmelere karşı dirençsiz bıraktı! Bakın size bir örnek. Geçtiğimiz hafta TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı Naci Ağbal’ın görevden alınması sonrasında yeni atanan Başkan Kavcıoğlu’nun ilk toplantısı idi ve merakla bekleniyordu. Toplantı öncesinde sabah tüm dünyada Amerikan Dolar’ı gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında değer kaybediyordu. Benzer şekilde Dolar/TL de 8,03 seviyesine kadar gerilemişti. Toplantı sonucunda hepimizin bildiği üzere TCMB faizi değiştirmedi. Bunun yanı sıra daha önce enflasyonla mücadele konusunda verilen mesajların bir kısmını da açıklama metnine koymadı. Bu karar piyasalarda iki saatlik bir etki yarattı.

Ancak bu etki beklediğimizin aksine TL’yi destekleyen bir biçimde gerçekleşmedi. Bu süre içerisinde 1 ABD Doları 8,15 seviyesine kadar çıktı. Kararın etkisi iki saat sürdükten sonra perşembe gününü Dolar, 8,03 TL seviyesinden yani yine uluslararası piyasalardaki değerlemesinden kapatmış oldu.

TCMB’nin lafının hükmü de sadece iki saat sürmüş oldu!Yani politika kararlarının etkisi sadece iki saat sürdü! Bu seferlik iyi de oldu, çünkü TCMB’ye rağmen TL değer bile kazanmış oldu. Ancak her zaman bu kadar şanslı olmayabiliriz. İşte o zaman itfaiyenin suyunun bitmesi gibi, yangını söndüreceğine ilişkin güvenin de olmadığı bir ortamla karşılaşıp,çok daha zor bir süreçle yüzleşmek zorunda kalabiliriz!

Hal böyleyken ben,son dönemde TCMB’ye sorulan rezerv sorusundan daha önemli başka bir soruyu sorayım!

Ekonomi için yeri geldiğinde 128 milyar dolar rezervden çok daha etkili olabilen,TCMB’nin sözünün hükmü, kredibilitesi nerede?

Ünlü sanayici Robert Bosch’un sözüyle bitirelim.

İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim demişti. Hem parayı hem de güveni kaybetmek de büyük beceri oldu!

 

YORUMLAR (37)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
37 Yorum