Gelme sonbahar, gelme!

BDDK’nın ticari kredilere ilişkin düzenlemesi ile birlikte Dolar/TL’de düzenlemeyi takiben 16,05 seviyesi görülmüştü.

Aradan iki hafta geçti ve biz iki hafta sonra yine aynı yerdeyiz.

Kurban Bayramı tatiline girerken Dolar/TL’de 17,30’ların üzerindeyiz. Bu süre içerisinde BDDK düzenlemesinin de etkisiyle Merkez Bankası verilerine göre şirketler kesiminden çıkan bir 2,5 milyar dolar civarı döviz var.

Neden tüzel kişilerin dövizi azaldı?

İki nedenden?

Birincisi ticari kredi kullanımı için şirketler tarafından yapılan satışlar. İkinci neden ise düzenleme ile şirketlerin öne çektiği döviz cinsi borç ödemeleri olabilir. Ancak her halükârda, Merkez Bankası’nın döviz satmadığını varsaysak dahi bu 2,5 milyar dolarlık azalma piyasaya etki etmiyor.

Çok temel bir nedeni var!

Çünkü TL’nin bunca değer kaybına rağmen ekonomimizin döviz ihtiyacı azalmıyor. Yani piyasaya giren döviz havada kapılıyor.

Kim tarafından kapılıyor?

Her şeyden önce ithalatçı tarafından.

Nereden biliyoruz?

Merkez Bankası’nın ödemeler dengesi bilançosundan.

Diyor ki Merkez Bankası yılın ilk beş ayında Türkiye ekonomisi 28,1 milyar dolar açık verdi. Yani ülke içerisine mal ve hizmet ticaretinden kaynaklı olarak giren döviz ile çıkan döviz arasındaki fark 28,1 milyar dolar.

Nereden döviz girmiş?

İhracattan. 102,6 milyar dolar. Yine mesela turizm sektöründeki canlanmadan ötürü hizmet ihracatından kaynaklı döviz girişi de 26,1 milyar dolara ulaşmış. Toplam 128,7 milyar dolar eder.

Sadece tek başına ithalat için ülkeden çıkan döviz ise yine bu dönemde 137 milyar dolara yakın.

Arada bir de finansal hareketler var.

Oradan da yılın ilk beş ayında ülkeye giren dövizin miktarı 4,4 milyar dolar olarak görünüyor.

Cari işlemler dengesi, finans ve sermaye hesabındaki hareketleri böyle alt alta yazdığınızda ilk beş ayda ülkeye giren ve çıkan döviz miktarları arasındaki fark 23 milyar dolar olmuş.

Daha fazla rakama boğmayayım.

Haziran’da da benzer bir seyir devam edecekmiş gibi görünüyor.

Yaz aylarında turizm gelirlerinde bir miktar daha artış olsa dahi dış ticaret açığındaki artış döviz ihtiyacının yüksek kalmasına neden oluyor. Buna bir de dünya konjonktürü nedeniyle Türkiye’den çıkış yapmaya devam eden sıcak parayı da eklediğinizde öyle yüzümüzde bir gülümseme yaratacak bir tablo oluşmuyor.

Hal böyle olunca da kur üzerindeki baskı da devam ediyor.

Ancak beni asıl endişelendiren sonbahar dönemi.

Piyasalarda yaz rehavetinin sona ermesi, turizmdeki gelirlerin zayıflamaya başlaması ve dünya ekonomisinde olumsuzlukların da artışı bizi daha da zor bir döneme taşıyabilir.

Ve biz o döneme zaten ciddi bir döviz açığı ile girmiş olacağız.

Merkez Bankası’nın eksi rezervleri de cabası…

Çözüm ne olabilir?

Üzgünüm ama gerçekten mevcut şartlarda üretebilecek bir çözüm kalmadı. Rüzgâr nereden eserse işte oraya doğru eğilmek durumunda kalıyorlar.

Tek çıkış ise seçim. Ona da yanaşmıyorlar.

Sonumuz hayır olsun!

***

Tüm okuyucularımızın Kurban Bayramı’nı kutluyorum.

YORUMLAR (27)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
27 Yorum