Nar tasası

Savaş öncesi Hatay Reyhanlı’da Suriye sınırı boyunca ilerlediğimde yamaçlardaki zeytinlikler ve salkım salkım serpilen nar ağaçları aklımı başımdan almıştı. Zeytinliklere duyduğum ebedi hasret hiçbir zaman dinmedi ama aslı bir çalı türü olan nar karşısında her zaman hayret içinde kaldım. Yolum Kırıkhan’a kıvrılıp da Beyazid-i Bestami’nin zamana yüksekten baktığı yamaca tırmandığımda gördüğüm nar bahçeleri, Samandağ eteklerindeki güngörmüş, yüzleri fay hatları gibi gergin ama yine de yaşamaktan memnun kadınların ibretlik gözlerindeki ışımalarla sarmaş dolaş olmuş sonrada tekrar karşıma çıkıp Titus Tünellerinde cilveleşmişti. Amanoslar’ın eteklerine yayılan bu yakuttan iri vakit taneleri Anadolu toprağının sadece cüzlerinden birisiydi. Nar ve zeytinin kardeşliği kan gibi sıcak, gençlik ruhuyla sarmalanmış iddiasız bir bütünlüktü Akdeniz, Ege, Marmara, ve Doğu’nun kimi verimli gizli bahçelerinde el ele tutuşup pembe bir perdeye de bürünüyorlardı. Ben kaç kez hayata o perdenin arkasından baktım umutla.

Geçen gün gazeteler ve televizyonlara yansıyan bir haberi duyduğumda, Suriye topraklarında barbarlıkla çoktan yanıp ezilmiş zeytinlikler ve salkımlı nar bahçelerine üzülmekle kalmadım bizi nar üzerinden vurmaya hazırlanan sinsi vurdumduymazlıktan ayrıca ürktüm. Malumdur bizde yemekler, giyecekler, meyveler ve sebzeler, modalarla, gelip geçici popüler algılarla talan edilir. Vaktiyle herkesin güzelliğine meftun düşüp de bunu açıklama yarışına girdiği bir kadın politikacı bu güzelliğini kuşburnu meyvesine borçlu olduğunu söylemişti de memleketin bahçesi bayırı kuş burnu ile donanmıştı. Ancak onun politik ömrü uzun sürmedi, bu dalga kırılıp söndü onun yerine başka başka ‘trend’ler türedi. Altın çekirdekli meyveler, şu yakalı gömlekler, şuranın turşusu, buranın marmeladı vs vs. Oysa Anadolu denilen tekne binlerce yıl içinde nokta nokta hükmünü yürütmüş Trakya’nın üzümüyle Kiğı’nın cevizini, Niğde elmasıyla Aydın incirinin patentini herkesten önce toprağın alnına çizivermişti.

Üretimden ve tarım bilgisinden kopup da tüketme ve çok satma sevdasına kapılan aklı evveller ilk fırsatta bu dalganın seline kapılmakta geri durmadılar. Geçtiğimiz on yıl öncesinde bir nar fırtınası estirdiler. Hepimizin rüya meyvesi olan bu güzelliği, bir statü bir ulaşılamaz mal haline getirmekte gecikmediler. Zaten iri bir narın neredeyse bir kilo çektiğini hatırdan uzak tutarak o bir kiloya dünya dolusu para istemekten utanmadılar. Bir kere nar patlamıştı. Kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere sayılan sayılmayan bilinen bilinmeyen nice rahatsızlığa iyi geliyordu. Uzmanlar durmadan onu övüyordu. Ve medeni ve şehirli insanlar, hali vakti yerinde olanlar, ‘Gülen Ayva Ağlayan Nar’ masalına rahmet okuturcasına bencilliğin ve çok tüketmenin şehvetiyle ona saldırdı ve onu masumluğundan kopartıp kendi tahtının süsü yaptı. Oysa bir kez Anadolu mimarisinden haberdar olup da ahşap tavanlarda onun bir bolluk ve bereket, mütevazılık, aşk simgesi olduğundan haberdar olsalardı bu kaba cinayeti işlemezler her şey gibi onu da tabiatında özgür bırakırlardı.

O habere göre şimdi Ege’deki köylüler, yıllarca yetiştirdikleri meyveler para etmiyor diye güzelim ağaçları söküp yerine nar dikmişlerdi. Belki birkaç mevsim verim almışlardı. Ama bir süredir nar yerlerde sürünüyor ve kimse yüzüne dönüp bakmıyordu. O ağaçları öfkeyle sökmekten başka çare kalmamıştı. Köylüler burunlarından soluyor yetkilileri suçlayıp kan ağlıyorlardı. Küçükken annemden duymuştum. Bir narın tek bir tanesini dökmeden soyanların cennete gideceklerini söylemişti. Ne zaman elime narı alsam bu sözü hatırlar sonra da senede en az iki iri narı kendi haline bırakır öyle kurumasını beklerdim. Hala öyleyim ama bir kere toprağından sökülen, kötü çalılıklar gibi doğranıp biçilen narlara tasalanmamak elde değil. Belki ağlamamak.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum