İktidar ne murad etti ne oldu?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve çevresindeki yaklaşık 100 kişinin önce gözaltına alınması sonra da tutuklanması sadece birkaç ay tartışılıp unutulacak bir olayın çok ötesinde. 19 Mart’tan bu yana Saraçhane başta olmak üzere ülke çapında gerçekleştirilen yüzlerce gösteri de hızla sönümlenecek, unutulacak bir toplumsal tepki ile karşı karşıya olunmadığını gösteriyor.

Her şeyden önce bu gözaltı ve tutuklama dalgasını sadece dava dosyası ile sınırlamak meselenin temelde siyasi bir süreç olduğunu ya ıskalamak ya da örtme çabası. Nihayetinde 2022 Aralık’ında “Ahmak Davası”nda İmamoğlu’na siyasi yasak içeren bir ceza verilmesi stratejik hedefin İmamoğlu’nu siyaseten tasfiye etmek olduğunu işaret etmişti.

O karar İmamoğlu’nu en azından 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin dışında tuttu. Her ne kadar o dönem Altılı Masa verilen karar sonrasında ortaya çıkan enerjiyi kullanamadı ise de amaç hasıl olmuş, İmamoğlu seçimlerin dışında kalmıştı. Bugün yaşanan tepki dalgası o dönem İmamoğlu’nun yasaklanma ihtimalini de dikkate alarak aday gösterilmesinin yasak geldiği takdirde muhalefet lehine nasıl bir momentum üreteceğini gösteriyor.

2023 seçimlerini iktidarın kazanmasının ardından 2024 yerel seçimlerinde muhalefetin daha güçlü bir zafer elde etmesi Erdoğan için İmamoğlu riskini daha da artırdı. Bu da geçtiğimiz bir hafta içinde yaşananları getirdi. Ama bir haftalık gelişmelerin z raporunu aldığımızda, en azından bugün itibariyle iktidarın amaçladığı ile sonuçlar arasında iktidarın aleyhine bir fotoğraf çıkıyor.

Operasyonlar İmamoğlu’nun kendisi için en avantajlı bir çerçevede hapse girmesine neden oldu. Elbette ideal olan böyle bir sürecin hiç yaşanmaması ve siyasi kavgaların siyasi süreçlerle verilmesi idi. Ama Türkiye’de ideal bir hukuk sistemi kalmadı için bunu tartışmak çok gerçekçi değil.

Eğer Esenyurt’la başlayan, Beşiktaş ve Beykoz ile devam eden yargı süreci olmasa idi muhtemelen İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olacağı süreci görmeyecektik. Üstüne CHP kendi içindeki çok başlı gerilimleri aşmayı da başaramayacaktı.

İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı kampanyasını başlatmadığı bir dönemde bu yargı süreci gündeme gelse idi yine toplumsal bir tepki oluşacak ama ölçeği belki bugün yaşananın altında kalacaktı. 2022 Aralık’ında Saraçhane’de toplanan kalabalık İmamoğlu konusunda toplumdaki hassasiyeti ortaya koymuştu ancak son kayyım süreçleri ve CHP’deki önseçim kampanyaları 19 Mart hamlesinin sebebini ve çerçevesini toplum nezdinde çok daha belirgin hale getirdi.

19 Mart’ta İmamoğlu’nun CHP’deki önseçimde partinin Cumhurbaşkanı adayı olarak ilanı henüz gerçekleşmemişti. Bununla muhtemelen hapse girecek ismin adaylığının tescilin öncesine operasyonu yapılması hedeflendi. Ama bu zamanlama İmamoğlu’na beklediğinin ya da hedeflediğinin çok ötesinde bir adaylık meşruiyeti transfer etti.

CHP’nin önseçiminde, eğer operasyon önseçim sonrasında olsa idi, 1,7 milyon CHP üyesinin belki bir milyonu oy kullanacak iken bu sefer 15 milyon kişi sandığa gitti. Üstelik İmamoğlu’nun karşısında duran isimler Kemal Kılıçdaroğlu ve Mansur Yavaş da sandığa giderek rakiplerine oy vermek durumunda kaldılar.

En azından bugün itibarıyla İmamoğlu her ne zaman yapılacaksa gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin adayını belirleyecek en önemli aktör haline gelmiş durumda. Kendisi aday olamasa da ona rağmen bir ismin aday gösterilmesi çok zor. Elbette farklı adaylar çıkabilir ama CHP’nin adayının nihai söz sahibi şu anda Silivri’de bulunuyor.

Bu çıkan fotoğraf, seçimler öncesinde böyle bir operasyonla karşılaşması zaten kaçınılmaz olan İmamoğlu’nun kendisi açısından güçlü bir şekilde cezaevine girdiğini gösteriyor. 19 Mart sonrasında yaşanan ekonomik daralma ve iktidara çıkan fatura da dikkate alındığında İmamoğlu’nun tasfiyesinin maliyeti öngörülenin üzerinde gerçekleşti. Bu maliyetin seçim sonuçlarını ve iktidarın kaderini ne kadar etkileyeceğini belki seçim sonrasında “19 Mart hamlesinin ardından…” diye başlayan cümlelerde arayacağız

YORUMLAR (28)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
28 Yorum