Millet’in Memleket’i HDP’nin TİP’i
Cumhurbaşkanı seçimi öyle ya da böyle bir adayın zaferi ile bitecek. Anketlere göre görünen o ki ilk turda da ikinci turda da Kemal Kılıçdaroğlu yarışı kıl payı önde götürüyor.
Bu fotoğraf muhalefete seçimi garanti etmiyor. Hele de muhalefet seçmeninin kafasını karıştıracak bu kadar etmen aynı anda devrede iken Millet İttifakı’nı zor bir kampanya süreci bekliyor.
Muhalefet seçmeni aslında ilk kararını vereli neredeyse bir yıl oldu. O da cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’a oy vermemek. Ama ikinci kararı, yani kime oy vereceği hala belirsiz. Öyle ki, bu seçmenin bir kısmı hala Erdoğan’a dönebilir.
Muhalefet seçmeni kötü hava koşullarına, düşük görüş mesafesine, bozuk pusulaya, güvertedeki kavgalara inat yolundan sapmamaya çalışan bir gemi gibi.
Bu belirsizliğin kendini en fazla hissettirdiği yer meclis seçimleri. Cumhurbaşkanlığı seçiminin aksine burada alternatif senaryo bolluğu var. Sadece iki aday ve öyle ya da böyle biri kazanacak değil.
Alternatif ittifaklar, seçim bölgelerindeki dengeler, ortak listeler, ortaklaşamayan listeler… Belirsizliği perçinleyen maddeler uzayıp gidiyor.
İktidar için de sandığın sonucunu öngörmek kolay değil. MHP ile liste bilmecesi muhtemelen son dakikaya kadar sürecek. Hüda-Par ve Yeniden Refah’tan gelen karışık sinyaller, birbirini nötralize eden seçmen dinamikleri günün sonunda nasıl bir sonuç verecek göreceğiz.
Muhalefette durumun karışık olduğu ise çok daha belli. Memleket Partisi kimileri için sürpriz bir şekilde gündeme geldi ve tüm planları alt üst etti.
Aslında Muharrem İnce değilse de benzer bir tepki dinamiğinin ayak sesleri en az bir yıldır duyuluyordu.
Özellikle CHP karar mekanizması görmek istemese de Kemal Kılıçdaroğlu ve Recep Tayyip Erdoğan ikilemine hapsolmak istemediğini belirten bir kitle PANORAMATR araştırmalarında sürekli ‘ben buradayım’ diyordu.
İkinci tur senaryosunda CHP’lilerin yüzde 10-20’si İYİ Partililerin ise yüzde 30’a yakını kararsız durumda idi. Yani ısrarla Erdoğan-Kılıçdaroğlu senaryosunda “benim oyun kesin” demiyordu.
Muhalefetin ortak adayı, Erdoğan’a oy vermeyeceğini belirten katılımcılara sorulduğunda da ısrarla bir grup seçmen “sandığa gitmem” hatta “Erdoğan’a oy veririm” cevabını tercih ediyordu.
Dolayısıyla nereden çıktı bu protestocular demek an itibariyle çok da anlamlı değil. Bu protestocuların hâkim ekseriyeti İnce’ye yönelmiş görünüyor.
Bundan sonra yapılması gereken bir kısmı ikinci turda Erdoğan’a da oy vereceğini belirten İnce ve Ogan seçmeninin ne kadarının Kılıçdaroğlu lehine mobilize edilebileceğine kafa yormak.
Memleket Partisi’nin parlamento seçimlerindeki en büyük etkisi ise, kamuoyu araştırmalarında görüldüğü gibi ülke barajının altında kalırsa, AK Parti’nin milletvekili sayısını artırmak olacak.
Memleket, AK Parti’den değil de muhalefet seçmeninden ya da son seçimde oy kullanmamış ama Millet İttifakı’na oy vermesi daha muhtemel seçmenden alacağı oylar ile CHP ve İYİ Parti’nin vekil sayısını aşağı çekecektir. Bu dinamiğin işlediği ve AK Parti’nin büyük parti olduğu birçok seçim bölgesinde ise bu vekilliklerin bir kısmı AK Parti’ye kayabilecek.
Ancak seçime bir ay kala muhalefetin diğer ayağı HDP de TİP’in listesi ile yüzleşmek zorunda görünüyor.
TİP meclisteki vekilleri, sert muhalefeti, toplumda biriken öfkeyi siyasallaştıran dili ve deprem sırasındaki performansı ile bir momentum yakaladı. Kamuoyundaki bazı popüler isimler de yerleşik partilerdeki katı yapıların içerisinde yer almak yerine TİP’ten aday adayı olmayı tercih etti.
TİP’in HDP ile yaptığı işbirliğinin ve son dönemdeki performansının kendisine bir ivme kattığı doğru. Ama bu ivme kendi listesi ile anlamlı vekil sayılarına ulaşabileceği anlamına gelmiyor.
Tam aksine HDP ile ittifak olarak girdiği için ülke barajına takılmasa da illerden milletvekili çıkarmak için gerekli oy sayısına ulaşamama ihtimali çok yüksek. Bu da Memleket’in Millet İttifakı’na ettiğini TİP’in HDP’ye yapmasına neden olacak durumda.
TİP’in ayrı liste olarak bir vekil çıkarmaya yetmeyen oy sayısı HDP’nin de bir ilave vekil daha çıkarmaya yetmeyen oyları ile birleşince ittifaka artı bir milletvekili kazandırabilir. Tersine, birleşmediğinde ise o vekilin diğer partilere, büyük ihtimalle en büyük parti olan AK Parti’ye kaymasına neden olabilir.
Nedense Memleket Partisi’nin muhalefet kamuoyunda gördüğü tepkiyi TİP görmüyor. Aslında kendi ölçeğinde Memleket ile TİP’in fonksiyonu aynı. Sadece Cumhurbaşkanlığı seçimindeki etkisi farklı.
TİP vekillerinin özellikle ekonomik krizi siyasal dile tahvil etmekteki başarıları ile toplumsal kimlikleri ve ana siyasi akımları anlamlandırmaktaki yetersizlikleri arasındaki makas aslında bugüne özgü bir vakıa değil.
Kitleselleşememenin ve popülerliğin avantajı ile marjinal söylem kurabilme özgüveni sandık aritmetiğini okumaya da engel olursa muhalefet açısından bıçak sırtı olan parlamento dengesi daha da zora girecektir.