İsteğe göre finansal tablo!..

MUHASEBECİ FIKRASI

Muhasebeyle tanıştığım 70’li yıllardan beri muhasebeciler arasında tevatür derecesine ulaşmış bir fıkra var:

Bir iş görüşmesine giden muhasebeci adayına patron sorar:

“İki kere iki kaç eder?”

Muhasebeci sağına soluna bakar, konuşmaya kimsenin tanıklık etmediğinden emin olduktan sonra cevap verir:

“Kaç olmasını istersiniz?”.

Fıkra bu ya bu cevap patronun hoşuna gider ve bu muhasebeciyi işe alır.

Bu fıkra bize şunu anlatıyor: Muhasebe kayıtları ve raporları standartlara bağlanmaz ve yeterince denetlenmezse, kayıtlar ve raporlar patronların isteğine ve meslek mensuplarının becerilerine göre şekillenir.

FİNANSAL TABLONUZU NASIL ALIRDINIZ?

Şirket on yıl önce kurulmuştu. Sektörde ilklerden olan şirket bayağı başarılı olmuş, yola on kişi ile çıkılmışken, yaklaşık 200 kişiye ekmek kapısı açılmıştı.

Mimar olan patron kolay kolay kimseye güvenmiyor, her işi kontrol altında tutuyordu. Öyle ki bilanço ve gelir tabloları bile onun tarif ettiği şekilde hazırlanıyordu.

Bir arkadaşı patrona bir mali müşavir tanıştırdı. Arkadaşı, bu mali müşavire çok güvendiğini söylediği için, müşavirle bir süre sohbet etti. Mali müşaviri beğenmişti. Mali müşavirden danışmanlık hizmeti almak istedi. Mali müşavir patrona verilen aylık finansal raporları kontrol edecek ve raporları geliştirecekti.

Mali müşavir patrondan aylık rapor örneklerini aldı. İki rapor hazırlanıyordu: Bilanço ve gelir tablosu. Raporları veznedar hazırlıyordu. Mali müşavir veznedarla görüştü. Veznedardan bilanço ve gelir tablosuna esas olan “mizanı” istedi. Veznedar “mizanın ne olduğunu” bilmiyordu, doğal olarak mizanı veremedi.

Veznedar bilanço ve gelir tablosunu nasıl hazırladığını şöyle açıklıyordu: “Kasadan yaptığımız tüm ödemeleri ve tahsilatları konularına göre ayrı ayrı listelere işliyorum. Ay sonlarında listelerin toplamını alarak raporluyorum.”

Raporu nasıl doğruladığını da şöyle açıklıyordu: “Geçen aydan devreden kasa-banka mevcudunu biliyorum. Tahsilatları ilave edip ödemeleri düştüğümde bu ay sonundaki bakiyeyi tutturmam lazım. Tutmuyorsa listelere işlerken hata yaptığımı anlıyorum. Bu hataları bulmak zor oluyor. Bu sebeple ufak-tefek farkları görmezden geliyor, diğer ödemeler rakamına ilave ediyor veya düşüyorum.”

Şirkette muhasebe müdürü de vardı. Mali müşavir muhasebe müdürü ile görüştü ve raporlar hakkında görüşünü almak istedi. Muhasebe müdürü bu raporları veznedarın hazırladığını biliyor ama nasıl hazırlandığını bilmiyordu. Raporlar üzerinde bir yorum da yapamadı. Yorumlar için patronla ve veznedarla görüşülmesi gerektiğini söyledi. Şirkette, patrondan ve veznedardan başka raporları okuyup anlayabilen kimse yoktu.

Yaşanmış gerçek bir olayı özetlemeye çalıştım.

Uç örnek gibi gözükse de buna benzer olaylara, özellikle küçük işletmelerde sık tanık oluyoruz.

Bu olayda, kayıtlar muhasebe kurallarına göre tutulmamış ve standartlara göre raporlanmamıştır.

Şu soru akla gelebilir: Önemli olan şirketin başarılı olması değil mi? Patron kendi kurallarına göre şirketi yönetmiş ve başarılı olmuşsa, raporların hatalı olduğundan bahsedebilir miyiz?

Evet, şirket hatalı raporlamalara rağmen başarılı olmuştur. Bunun sebepleri incelenmeye değer elbette. Ancak, konuya farklı bir açıdan bakalım: Bu şirketteki raporlamalar usulüne uygun olarak hazırlansa ve bu raporlar yönetim aracı olarak kullanılsaydı ne olurdu? Sonuçlar daha iyi mi yoksa daha kötü mü olurdu?

Cevap: Muhtemelen bu şirket çok daha başarılı olurdu. Şimdi 200 olan çalışan sayısı belki de 500 olurdu. Bir ihtimal şirket yurt dışına açılır ve küresel bir marka haline de gelirdi.

Ayrıca, biz sadece başarılı olmuş bir şirket üzerinden konuşuyoruz. Aynı yöntemlerle yönetilmiş ama başarısız olarak kapanmış şirketleri bilmiyoruz. Başarısız örneklerin çok daha fazla olduğunu söylememiz abartı olmaz.

Şirket bir kişiye ait olduğu ve raporlara sadece patron baktığı için geçmişte bir sorun yaşanmadı. Ticari olarak başarısız olsaydı şirket kapanmış olacak, biz de on yıl sonrasında konuşmuyor olacaktık.

Şu sorunun cevabı önemli: Örnek olayımızda, patron şirketin hisselerinin bir kısmını devrederek bir ortak almak isteseydi, siz bu şirkete ortak olmak ister miydiniz?

Bir adım daha ileri gidelim ve şirkete bir yabancı ortak almaya çalışalım. Yabancı ortak veznedarın hazırladığı raporlara göre bu şirkete ortak olmaya karar verir mi? Sorunun cevabını biliyoruz: Yabancı bir yatırımcının yerli bir şirkete yatırım yapması için uluslararası geçerliliği olan raporlara ihtiyacı vardır.

MUHASEBE VE FİNANSAL RAPORLAMA STANDARTLARI

Ortaklıkların ekonomide artan ağırlığı, ortak iş girişimleri, sermaye piyasasının gelişimi/çeşitlenmesi, yerel rekabetin artması, küresel iş birlikleri, küresel rekabet, şirketlerin borçlanma ihtiyacı muhasebe ve raporlamalarda standartlaşma ihtiyacını arttırmıştır.

Küresel çapta standart çalışmaları 1939’da AICPA (Amerika Mali Müşavirler Enstitüsü) Muhasebe Prensipleri Komitesi’nin kurulması ile başlamıştır.

Türkiye’de ilk ciddi ve kurumsal çalışma 1994 yılında, TÜRMOB öncülüğünde Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun (TMUDESK) kurulması ile başlamıştır.

Günümüzde dünyada 166 ülkede uluslararası muhasebe ve finansal raporlama standartları uygulanmaktadır. Küresel ölçekte standartlar, IASB (Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu) tarafından hazırlanmaktadır.

Türkiye’de ise 2011 yılından beri Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) standartlar konusunda tek yetkili kurumdur. KGK, IASB tarafından hazırlanan standartları tercüme ederek uygulanmasını sağlamaktadır. 2022 yılı itibarı ile aktif toplamı 75 milyonu, yıllık net satış hasılatı 150 milyonu, ortalama çalışan sayısı 250 kişiyi geçen şirketler standartları uygulamakla yükümlüdür. Bu limitlerin altında kalanlar ise, patronların siparişine göre değil, VUK Vergi Usul Kanunu’nda belirlenen ilke ve kurallara göre raporlama yaparlar.

İşyerlerimiz yaşamlarını kavanozda, izole bir ortamda sürdüremeyeceğine göre yerel ve küresel gelişmelere uyum sağlamamız gerekiyor. Küçük işletmelerin VUK ilke ve kurallarına göre, diğer işletmelerin ise standartlara uygun raporlama yapmaları, bu raporlara göre şirketlerini yönetmeleri, şirketlerin geleceği ve ülkemizin kalkınması için hayati öneme sahip. Standartlara uyularak hazırlanacak raporlara dayanarak alınacak yönetim kararları ile şirketlerimiz ve ekonomimiz ivme kazanacaktır.

Sözün özü, ekonomik geleceğimiz, çağın gereklerine uygun olarak yönetilen şirketlere emanet...

Detay için bakınız:

Muhasebe standartları ve finansal raporlama standartları

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum