Aleviler de merkeze gelmek istiyor

15 Temmuz sonrası Türkiye’de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı daha doğrusu olmaması gerektiği aşikar. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı da Ak Parti’ninin kuruluş yıldönümü mesajında buna vurgu yaptı. Türkiye, 15 Temmuz sonrası tüm farklılıkları ile özgürce yaşayabileceği bir konsensüs inşa etmek zorunda.

***

Darbenin engellenmesinde kimin rolünün daha fazla olduğunu tartışmak yerine darbecilere karşı toplumun tüm kesimlerince ezici bir iradenin sergilenmiş olmasının, darbe yanlısı ya da darbenin başarısızlığına üzülen çevrelerin marjinal kalmasının önemini kavramak gerekiyor.
Bu aşamada Ak Partili yıllarda bir türlü atıl(a)mayan ve Ak Parti tabanı dışında kalanları da merkeze taşıyacak adımların atılma zamanı geldi. Gerek Kürt gerek Alevi ve de gerekse gayrımüslimlerin sorunlarının çözümünde eski devlet ve ideolojik reflekslerin arkasına sığınma döneminin kapanması gerekiyor. Bu çevrelerin darbe girişimi sırasında -bazılarını yeterince memnun edemese de- sağlıklı bir refleks göstererek Ak Parti’nin ve -özellikle Aleviler Erdoğan’dan hoşlanmasalar da- Erdoğan’ın bir darbe ile devrilmesine rıza göstermemeleri ve belki de darbecilerin temel hedeflerinden biri olan Türkiye’yi yönetilemez hale getirmek ve bir iç savaşın eşiğine sürükleme çabalarına izin vermemelerinin kıymetini bilmek gerekiyor.

***

Kürtlerin, olağanüstü koşullara rağmen darbeyi bir fırsata dönüştürme girişiminde bulunmamaları, Alevilerin de “Erdoğan’dan kurtulalım” duygusu ile hareket etmemeleri Türkiye de bir süredir kaybedildiğini düşündüğümüz birlik duygusunun hala çok kuvvetli olduğunun göstergesidir.

Bu nedenle bu kesimlerin sorunlarının çözümünde dünün reflekslerine yer olmadığı artık çok açık. Kürt sorunu için yapılacaklar üç aşağı beş yukarı belli ancak Alevilerin sorunları çok daha girift durumda.

***

Ak Parti maalesef sürecin en başından beri soruna hep teoloji tuzağına düşerek baktı ve bu bakış açısının yanlışlığını bir türlü kabullenemediği için de adım at(a)madı. Madem Türkiye’de hiçbir kesimin Erdoğan’ın deyimi ile dünkü yanlışları tekrarlama lüksü yok; bu konuda da Erdoğan ve Ak Parti’nin de dünkü yanlışları tekrarlama hakkı olmamalı.

***

Alevilerin sorunları görünürde bir temel hak ve özgürlükler ile din ve vicdan özgürlüğü sorunu gibi dursa da sosyo-ekonomik ve kültürel boyutu daha ağır basıyor. Ak Parti geçen 14 yılda nasıl merkezin dışına itilmiş, yok sayılmış özellikle muhafazakar-dindar kesimleri merkeze taşımış ise bu merkeze taşınma konusunda Alevilerin de önü artık açılmalı.

***

Son yıllarda sosyo-ekonomik hayat ve kamusal alanda varlıkları giderek eriyen Alevilerin devletle ve ülke ile barıştırılmalarının önemi idrak edilmeli. 15 Temmuz sonrası oluşan sosyal barış ortamının olmazsa olmaz şartlarından birisi de budur.

Türkiye görece zenginleşip büyürken Alevilerin bu pastadan pay alamamaları bu kesimdeki mahrumiyet ve dışlanmışlık duygusunu haklı-haksız artırmakta ve körüklemekte. Geçtiğimiz süreçte FETÖ’cülerin temizlenmesi sırasında bile bir şekilde Alevilerin araya karıştırılması Alevilerin iç dünyasındaki korku ve endişeyi artırmakta.

Bu nedenle MEB’in öğretmen alımlarında mülakat şartı getirmesini özellikle Alevilerin cemaat için alınmış bir önlemden çok kendilerine karşı kullanılacak bir adım olarak görmelerine “boş evham” diye bakmak Türkiye gerçeklerinden habersiz olmak anlamına gelir.
Son yıllarda yargıdan orduya, polislikten basit bir müdürlüğe kadar mülakatla alım yapılan kamusal görevlendirmelerde Alevilerin esamesinin dahi okunmaması bu endişenin ne denli derin olduğunu gösteriyor.

***

Aleviler hak etmedikleri mevkileri istemiyorlar sadece herkes gibi eşit şartlarda yarışabilmek istiyorlar ki bu da adil bir düzende herkesin hakkıdır.

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum