Haricilerden bugüne

Haricilerin temel sloganı “Lâ Hükme illâ Lillah-Hüküm ancak Allah’ındır” idi ve bu nokta onları ‘inananların Allah’ın bu hükmünü –İslami bir düzeni- egemen kılacağı güne yani zafere ulaştıracağı güne kadar sabırla mücadele etmek gerektiği’ fikrine götürmüştü. Öyle ki mutlak zaferin yakınlığı veya uzaklığıyla ilgili kesin bir iddiaları da yoktu. Zafer yarın da gelebilirdi, çok çok uzak bir zaman diliminde de.

Hariciler kendi doktrinlerine o denli inanıyorlardı ki yanılma ihtimalleri yoktu. Ve bu özgüven nedeniyle kendileri gibi düşünmeyen hemen herkesi tekfir ediyor ve büyük günah işleyenleri kâfir sayıyorlardı.

İlk Harici toplulukların etraflarına yaydıkları terör dalgası gerçekten de korku vericiydi. Diğer Müslümanlarla karşılaştıklarında onları îstirâz’a (sorgu-sual etme) çekerek aldıkları cevaba göre katle kadar giden uygulamalar sergiliyorlardı. Bu nedenle bugün Suriye’de sıklıkla gördüğümüz ve kanımızı donduran tekbirler eşliğinde işlenen cinayetlerin kökleri maalesef –İslam tarihinde- Haricilere kadar gider.

***

Nasıl dün Hariciler vb. kendilerini “Hâk yol” üzerinde görmüşlerse bugün de pek çok İslami hareket kendisini tek doğru yol -güruhu naci- olarak görmektedir. Bu fikir bizi doğal olarak diğerlerinin batıl olduğu anlayışına götürür. Bu düşünce farklı saiklerle Mehdici-Mesihçi İslami gruplarda da görülür.

Ve bu tür İslami hareketler genelde büyük meseleler üzerinde yoğunlaşırken ferdi kurtuluştan çok cemaatin-ümmetin düzenini ve kurtuluşunu esas alır. Nasıl dün Hariciler kendilerine tüm ümmeti kurtarmak misyonunu yüklenmiş ve her hali ile İslami bir düzen hayal etmişlerse bugünün İslami köktenci hareketleri de aynı rüyayı görmektedir.

Dört Halife devrinde devlet ile din her anlamda iç içe geçmemiş ve dünyevi olan işler ile uhrevi işler arasında bir ayrım yapılıp, gündelik işlerin icrasında hakkaniyet esas alınmışken; Haricilerin açtığı ve Emeviler ve ardıllarının izlediği yolda din ile devlet arasındaki sınır kaybolmuş ve her şey Müslümanlar tarafından din üzerinden açıklanmaya başlanmıştır.

***

Kristalize edilmiş ve mükemmelleştirilmiş bir toplum ve devlette tüm sorunların çözülebileceğine olan mutlak inanç ferdi yok sayarken, bu ‘Harici’ tutum zamanla İslam’ın hemen tüm formlarına da bir şekilde sirayet etmiştir.

Ferdin varlığının din içinde eritilmesi beraberinde devlete ya da İmam-Halife’ye –vahyin kesildiği unutularak- peygamber düzeyinde bir rol verilmesine ve Zillullah-ı arz/Allah’ın yeryüzündeki gölgesi sayılmalarına zemin hazırladı. Dünyevi ve uhrevi konuların bu denli iç içe geçmesi ve devlet-toplum eksenli düşünülmesi uzun vadede İslam dünyasını bireyin varlığını inkâra kadar götürdü.

***

Bu tutuma İmam Cafer-i Sadık, Ebu Hanife, İmam Maturidi ve Mutezile’nin çok ciddi karşı çıkışları olsa da bu konuda –ferdin hiçliğinde- Harici-Eşari çizgisi zamanla İslam dünyasına egemen oldu.

Bu fikri alt yapıya rağmen Müslümanlar var ettikleri İslami toplum-İslami devlet düzeni içinde geçmiş çağların pek çok ihtiyaçlarına cevaplar üretebildi.

Geçmiş Müslüman nesillerin İslami devlet dedikleri uygulamalar çoğu kez kadim geleneklerin İslami renklere büründürülmesi ve yeniden inşasından ibaretti. İşe yarayan ve derde şifa olabilecek uygulamalar akıllı Müslüman idareciler tarafından hiçbir aşağılık kompleksi duyulmadan sisteme entegre edilmeye çalışılıyor ve sorunların derinleşmesine izin verilmiyordu.

İslam dünyası bu becerisini maalesef 17. yy’dan itibaren büyük ölçüde kaybetti ve giderek içine kapandı. Bu içe kapanıklık Batı ile aramızdaki makasın giderek açılmasına yol açtı.

Bu açıdan bakıldığında İslam dünyasının İmam Caferi Sadık, Ebu Hanife ve de İmam Maturidi ile boy ölçüşebilecek zihni bir aydınlanmaya ihtiyacı olduğu çok açık.

Peki, bunu kim/kimler yapacak? Meselenin can alıcı noktası biraz da burada…

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum