Üniversiteleri kapatalım gitsin!..

Geçen hafta üniversite öğrencisi bir kızımızın intiharı ve üniversitelerde yemekhane ücretlerine yapılan zamları üzerinden kıyamet koptu ve bizler de her zamanki gibi konuyu doğru yerden ele almak yerine yine hamasete kaçtık.

Halbuki meseleyi doğru yerden ele alabilsek kazancımız daha çok olacaktı ama çıkış noktamız sakat olunca gerisi de sakata geliyor.

Öncelikle öğrenciler ayrıcalıklı bir sınıf mı değil mi ona bakılmalı. Elbette hepsi ebeveynlerinin biricik evlatları, bunda bir sıkıntı yok. Devlet de bu çocuklara gözü gibi bakmalı mı? Elbette bakmalı.

Ancak işin bir de öbür tarafı var.

Sayısal olarak bugün 7.740.502 üniversite öğrencimiz var. Dünyanın karşımızda titremesi ve “vay be!” dedirtmesi lazım ama dedirtmiyor.

Hepimiz biliyoruz ki bizim bu kadar üniversite öğrencimiz yok, varsa varsa bunların ancak 500-600 bini gerçek manada üniversite öğrencisi…

Geri kalan milyonlar, -kimse kusura bakmasın ama- sadece yüksek lise öğrencisi ve aldıkları eğitimin de gerçek hayatta hiç bir karşılığı yok.

Çok mu ağır oldu, sanmıyorum, kabullensek de kabullenmesek de durum bu. Bugün üniversite mezunlarının iş bulma şansı gitmeyenlerden daha az.

Şimdi gelelim işin çok tartışılan kısımlarından birine; öğrencilerin geçim sıkıntısına…

Evet, öğrencilerin önemli bir kısmı zor şartlarda okuyor. Devlet bu öğrenciler için direkt burs bağlamak yerine Batı’da olduğu gibi part-time iş ortamı sağlamalı. Kim bilir belki de boşa gidecek 2-4-6 yıllarını öğrenciler bu iş tecrübeleri ile hiç etmemiş olurlar. Ve gerçek bir iş sahibi olma şansı elde edebilirler. Batıda bu şekilde çalışıp yükselen binlerce insan var.

Mesela hemen her ilimizde İktisadi İdari Bilimler Fakülteleri var. Buralarda okuyan öğrenciler neden kamuda yarı zamanlı çalıştırılmaz ki? Bunun karşılığında hem ücret alırlar hem de devlet işleyişi hakkında bizatihi alanda tecrübe kazanmış olurlar.

Özel sektöre de part-time öğrenci çalıştırma karşılığı teşvik, vergi indirimi vs. tanınabilir. Bilgisayar bölümü öğrencileri program yazmaktan aciz, öğrenciler yazılım/bilişim firmalarında 4 yıl boyunca part-time çalışarak işi öğrensinler.

İlla burs verilecekse de bu karşılıklı ve başarı endeksli olmalı. Sonuçta bu paralar belki de hayatlarında hiç okul yüzü görmemiş insanlardan alınan vergilerle finanse ediliyor. Yan gelip yatıp 2 yıllık okulu 4, 4 yıllık okulu 7 senede bitirenlerde bir zahmet tembelliklerinin bedelini kendileri ödesin. Alınan burslar ileriki yıllarda iş-güç sahibi olduktan sonra maaşlarından makul oranlarda kesilerek geri alınsın ya da toplum hizmeti olarak karşılansın.

Bunu diyorum ama burasının Türkiye olduğunu bildiğimden çok da işe yarayacağını sanmıyorum. Olan yine namuslu vatandaşa olur.

Öğrenciliğimde devletten aldığım bursu faizi ile birlikte hem de işsizken ödemiştim. Ama ödemeyip kulaklarının üstüne yatanların hiçbiri bu paraları ödemedi çünkü yüce devletimiz yüceliğini göstererek tüm bu borçları -ödeyenlere yalandan bir teşekkür bile etmeden- affetti.

Vergisini düzenli ödeyen vergi mükelleflerinin sürekli keriz konumuna düşürüldüğü bir sistemde bizimki de çok şaşırtıcı değil aslında.

Öğrencilere geri dönecek olursak; öğrencileri hayata hazırlamamız gerekiyor. Karşılıksız burs işinin sonu yok ve insanları asalaklık ve tembelliğe alıştırır.

***

Bizim biran önce daha esnek bir sisteme geçmemiz ve acil olarak mevcut üniversitelerin yarısını kapatmamız gerekiyor. Bizim bu kadar çok üniversiteye ve öğrencisine ihtiyacımız yok. Sanayi inkılabı ve milliyetçilik çağının dayatması okul çoktan tarih oldu.

Liseden bu işi çözdük çözdük; çözemezsek gidişat bizi uçuruma sürükleyecek asıl bilmemiz gereken bu. 15 yıl sonra bugün üniversitelerde öğrettiğimiz –özür dilerim öğretemediğimiz- mesleklerin %80’i artık olmayacak.

Dünya başka bir çağa doğru hızla ilerliyor ve bizim de buna göre önlem almamız şart.

Görmemiz gerekli ama siyasi bedellerinden korkulduğu için maalesef yakın bir gelecekte hiçbir iktidarın buna cesaret edebileceğini düşünmüyorum. Gemiyi karaya oturtmadan da önlem almayacağımız acı bir gerçek.

Bizden söylemesi, 10-15 yıl sonra en ufak bir krizde mağazaların ve bankaların yağmalandığı Latin Amerika ülkelerine dönmek istemiyorsak şimdiden önlemimizi alsak iyi olur.

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum