Bu seçim farklı

İktidardaki siyasilerin kendilerinin (veya partilerinin) yeniden seçilme olasılığını artırmak için seçimlerden önce kamu harcamalarını artırdıklarına yaygın olarak şahit oluruz.

Lakin Türkiye’de seçmenlerin rasyonel bir seçim propagandasına ne şekilde cevap verdiği hala daha bir muamma. Büyük masraflarla yapılmış posterler, binalardan sarkan ve neredeyse bina ile eş değer boyutta olan portre bayraklar, vakitli vakitsiz sokaklarda caddelerde dolaşan seçim arabaları, broşürler hatta seçim büroları seçmenin beklentilerinin ne kadarına cevap veriyor, bilmiyoruz.

Oysa değişen küresel çağda seçmenler seçim yılındaki politika propagandalarından ziyade, her adayın seçimden sonra izlemesini bekledikleri politikalara göre oy vermelidir. Ayrıca yine bir seçmenden beklenen, görevdeki hükümetin seçim sırasında muhalefet politikasını manipüle etme yönündeki tüm çabalarını realist bir bakış açısıyla haksız bulmasıdır. Manipülasyonlara inanmayan seçmen, kendisi için en doğru kararı verecek olan seçmendir.

Seçim çalışmalarının malumdur ki en büyük bileşeni en az aday olan lider kadar çalışmaların ne şekilde yürütüldüğüdür. Bu anlamda adaylar belirli ajanslarla, bilirkişilerle çalışır. Anket yaptırır, sokak sokak dolaşır, ekranlarda boy gösterir.

Lakin ne yazıktır ki ülkede muhalefet açısından normal bir zeminde ilerleyen seçim çalışması tabanı yok. Değişen siyasi paradigmalardan bahsetmiyorum bile. Partilerin aldıkları partiler üstü kararlardan, geri planda yaşananlardan, hesaplardan… Bunlar yazının konusu değil. Şöyle bir eşitsizlikten bahsediyorum.

Diyelim ana akım medyada var olan 30 kanalın 3 tanesine çıkabiliyorsun, devlet kanalında başarısızlıklarından başka bir ederin gösterilmiyor. Hakkında olumsuz fikirleri pekiştirmesi beklenen bir tane haber, köpürtülerek sayısız kolerasyonla 15-20 haber gibi gösteriliyor.

Hatta bu kanalları açtığınızda ülkenin “Alice harikalar diyarında” gibi mükemmel bir işleyişle yönetildiğini, var olan tüm problemlerin müsebbibinin de muhalefet olduğunu düşünüyorsunuz. İşte bu ahval ve şerait içinde bu seçim çalışmaları ne kadar rasyonel ilerleyen seçim çalışmalarıdır. Üzerinde düşünmek lazım.

Dezenformasyon, 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de görüldüğü üzere kayda değer çok da küçümsenecek bir seçim olgusu değil. Değiştirilmiş videolar, yanıltıcı ifadeler tüm seçim bileşenlerinin yaygın olarak kullandığı seçim aparatları haline geldi.

Gazze gibi bir insani dramı, bir felaketi oy oranlarıyla özdeşleştiren, emellerine alet eden siyasileri var ülkenin. Varın hesapların ne düzeyde olduğunu siz kestirin. Etik, ahlak kepini almış gidiyor bu evden… Çok hazin.

Şu net bir bilgi ki belediye seçimlerinde seçmen algısı önceki seçim kadar bu tür provokatif gösterilere mahal vermeyecek ve bu şekilde değişmeyecektir. Yerel ve genel seçimler farklı parametreleri olan, seçmende karşılığı başka başlıktaki konular altında şekillenen seçimlerdir. Her taraf hamlesini doğru yapmalıdır.

Muhalefet kendi ürettiklerini ve hizmetlerini anlatmak yerine dezenformasyon ile daha çok mücadele ediyor. Bu iktidar için sert bir kaya. Algıyı iyi yönetenden çok algıyı iyi bertaraf eden kazanacak.

--Garip bir Seçim kapıda. Kestirmek zor.

İstanbul ve Ankara 2014 senesi belediye seçimlerinde kazanmış olan AKP’li belediye başkanlarından, 2019 seçimlerinde muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarına geçti. Ancak İstanbul ve Ankara’da CHP’li belediye başkanlarının seçilmesine yol açan muhalefet koalisyonu olan Millet İttifakı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçildiği Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri sonrasında parçalandı.

Bu ittifakın beher adayla kendi varsıllığını da deneyeceği bu seçim payda büyüdükçe payın küçüldüğü o matematiksel gerçekliği de gözümüzün önüne serecektir.

Seçim gününe kadar aksi bir durum olmazsa ve katmerli çıkarların künhüne yeniden vakıf olmazsak Halep’in orada Arşın’ın burada olacağı, her partinin kendi ağırlığını test edeceği, teraziye tek başına çıkacağı bir seçim olacak.

Bu anlamda Türkiye, belediye seçimleri sonrasında büyük kırılmalar yaşayacaktır. Çünkü bu tarz bir yapılanmayla gerçekleşecek ilk seçim bu seçimdir.

İktidar adaylarının kaybettikleri büyük şehirlerde güçlü bir performans sergilemesi durumunda -muhtemelen- yeli gelen seli de gelecek olan o temenni gerçekleşecektir. Cumhurbaşkanının bir dönem daha görevde kalmasını sağlayacak anayasa referandumuna olan güvenini artıracaktır.

Siyasi kariyerini Büyükşehir belediye başkanlığı ile kavileştirmiş bir lider için yerel seçimlerin bir anlamı da aslında burada yatıyor. Ya- ya da seçimi olmasında.

--Faizin Yükselmesi

Siyaset kaygan zemindir ve pek de ilke barındırmaz. Öyle olsa seçmen dürüstlüğe oy verirdi.

“Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselmeyecek, gitgide düşecek” diyen o sesi nasıl da üst perdeden alkışlardık. Söylendiği gibi olmadı. El mahkûm faiz peyderpey yükseliyor…

Evet. Faiz el emeği göz nuru çalışmaların neticesi olarak 50’lere yükseltildi. Tabii ki uygulanmış eski para politikaların ceremesi bunlar.

Büyük basiretsizliklerin izleri, bedelini halkın acı acı ödediği absürt reaksiyonlar.

--Hasılı Bu seçim bildiğimiz bir tek doğru var. İktidar kazanırsa Gazze’deki çocuklar sevinmeyecek.

Gazze’deki çocuklar o kadar mühimse önce İsrail’le ticareti kesin. Ki inanalım.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum