Sanatın DNA’sı NFT’ye yenilecek mi?

Sanat, insanlık tarihi kadar eski bir anlatım biçimi…

Mağara duvarlarına çizilen basit figürlerden başlayarak, barok sarayların göz kamaştırıcı tablolarına, modern sanatın çarpıcı manifestolarına kadar her dönemde kendine yeni bir dil yarattı. Ve zamanla yalnızca bir anlatım biçimi olmaktan çıkarak gücün, ideolojinin ve statünün de taşıyıcısı oldu.

Antik Yunan’da heykeller şehir devletlerinin kudretini simgelerken, Orta Çağ’da freskler inancın kutsal belgeleri hâline geldi. Rönesans perspektifi keşfederek resme daha önce görülmemiş bir gerçeklik kattığında, sanat bir kez daha baştan tanımlanıyordu.

Fakat hiçbir dönem, sanatın bugünkü kadar soyut ve spekülatif bir hâle geldiği bir dönüşüm yaşamamıştı.

Rönesans, yalnızca sanatın değil, düşünce ve bilimin de yeniden şekillendiği bir çağ oldu. Perspektifin keşfi, dönemin en büyük devrimlerinden biriydi. Öncesinde, sanat eserleri simgesel bir anlatımla ilerler, derinlik kaygısı güdülmezdi. Ancak Brunelleschi’nin matematiksel perspektifi geliştirmesi, Masaccio’nun “Kutsal Üçleme” freskiyle bunu uygulaması, devamı sanatçıların da bakış açısını da değiştirdi. Dünya başka bir algıya evrildi…

Leonardo da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği” tablosu, perspektifin sanat üzerindeki etkisini gözler önüne sererken, Raphael’in “Atina Okulu” freski bu yeni formu en üst noktaya, zirveye taşıdı. Artık sanat, sadece bir görüntüden ibaret değil; mekân duygusu, derinlik anlayışı sunan bir dünyaydı. Resimler, izleyicisini içine çekiyor, sahnenin, duygunun, yoğunluğun bir parçası hâline getiriyordu…

Sanat tarihinde her akımın ardında bir fikir, bir tepki, bir devrim oldu. Empresyonizm ışığın anlık oyunlarını resmederken, kübizm geleneksel perspektifi parçalara ayırdı. Dadaizm zaman içerisinde sanatın kendisini dahi reddederek başlı başına bir karşı çıkış hâline geldi…

Sanat öyle bir rol üstlenmişti ki zamanı gelince kendisine karşı bile devrim yapabiliyordu. 1916’da Birinci Dünya Savaşı’nın yıkıcılığına ve toplumsal düzenin çöküşüne tepki olarak Zürih’te Hugo Ball ve Tristan Tzara gibi sanatçılar düzenin tüm paydaşlarına sanata, felsefeye karşı bir baş kaldırı başlattı.

Sanatta kurallar yıkıldığında ne olacaktı? Dadaizm, sanatın kutsal kalıplarını hiçe sayarak, “her şeyin sanat olabileceğini” iddia ettiğinde, Duchamp bir pisuarı sanat eseri olarak sunduğunda, asıl mesele onun estetik bir obje olup olmadığı değil, sanatın ne olduğuna kimin karar verdiğiydi…

Bu kısmi girişten sonra asık bahsetmek istediğim konuya gelecek olursak; bugün ve kısmen NFT’ler de benzer bir tartışmayı gündeme getiriyor. NFT neyin ifadesi? Bir sanat akımı mı, yoksa sadece finans dünyasının yeni oyuncağı mı?

Elbette ilk piyasası oluştuğu andan itibaren Sanat, hiçbir zaman sadece estetik kaygılarla hareket etmedi. Rönesans’ta sanatçılar zengin hamilerin, barok dönemde kiliselerin, modern sanatta ise galerilerin, müzayede baronlarının kontrolü altındaydı çoğu zaman…

Ancak NFT, tüm bu mekanizmaların yerini bambaşka bir düzene bırakmak istedi. Bir sanatçının tuval ya da heykel yerine bilgisayar başında yarattığı bir dijital görsel, sadece bir blok zincire kaydedildiği için astronomik fiyatlara satılabildi. 2021’de Beeple adlı sanatçının “Everydays: The First 5000 Days” adlı dijital eseri, 69 milyon dolara satıldığında, sanat dünyasında bir kırılma yaşandı. Fiziksel varlığı olmayan bir şey, klasik sanat eserleriyle nasıl aynı kulvarda görülebilirdi? Dijital bir esere bu paha nasıl biçilebilirdi?

Müzeler de haliyle bu yeni olgu karşısında dilemma yaşadı. Müzelerin allamesi olarak bildiğimiz British Museum, Japon Edo döneminin en önemli sanatçılarından biri olan Katsushika Hokusai’nin ünlü “Büyük Dalga” eserini NFT formatında satışa sundu. Malum Büyük Dalga (The Great Wave off Kanagawa) Japon resim sanatının en ikonik yapıtlarından biridir. Lego da geçen sene eseri diğer Van Gogh eserleri gibi satmaya başlamıştı bile.

MoMA (The Museum of Modern Art- New York) NFT sanatçısı Refik Anadol’un yapay zekâ destekli eserlerini koleksiyonuna ekledi. Türkiye’de Contemporary İstanbul’un dijital bölümü NFT’ye alan açtı, ayrıca plug-in bölümü, dijital sanat ve yeni medya eserlerine odaklanarak NFT sanatçılarını ve blockchain tabanlı sanat eserlerini sanat piyasasına entegre etti.

Ancak tüm bu girişimler, gerçek sanat deneyiminin yerine geçebilir mi? Bir Rembrandt, Van Gogh tablosunun önüne geçerek fırça darbelerini incelemekle, ekran başında NFT formatındaki bir görsele bakmak aynı şey olabilir mi mesela?

NFT’yi savunan kesim onu hem dijital çağa eklemlenme hem de sanatı “demokratikleştiren” bir unsur olarak öne sürse de Geleneksel sanat bu şekilde can çekişmez mi? Her ne kadar bu zengin dünyanın kapıları çoğu sanatçı için hala kapalıyken, NFT sayesinde sanatçılar doğrudan koleksiyonerlerle buluşabiliyor, aracıları ortadan kaldırabiliyorsa da bu sahi bir sanat olacak mı?

Fakat yine de burada kritik bir nokta var: Sanat, tarih boyunca estetik ve duygusal bağlamıyla var oldu. Eğer bir eserin değeri, yalnızca blok zincirde kayıtlı olmasına dayanıyorsa, bu onun sanatsal niteliğini tartışmalı hâle getirmez mi? Bana göre getirir.

Müzeler NFT’leri sergilemeye mecbur, zira sanatın evrimine gözlerini kapatmayı kimse istemez; hele müzeler asla. Ancak sanat, insanın yalnızca gözleriyle değil, elleriyle, ruhuyla ve varlığıyla hissettiği bir deneyim.

Yineliyorum ki Monet’nin ışığı tuvale nasıl işlediğini görmek, Michelangelo heykelinin mermerde bıraktığı izleri incelemek, NFT’nin sunduğu dijital gerçeklikten çok daha fazlasını vaat eder. Ve bu gerçekliği hala karnımızı doyuramayan dijitallik gibi okuyabiliriz.

Sanat, yalnızca bir fikir ya da bir imge değil, aynı zamanda insanın emeği, eli, nefesi ve ruhu... Gerçek sanat, yetenek olmadan var olamaz...

Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, yapay zekâ ne kadar gelişirse gelişsin, insana ait o derin, zamansız dokunuşun yerini tutamaz, tutamayacak. Sanat, bir makinenin kod satırlarında değil, sanatçının titreyen elinde, düşüncesinin derin kıvrımlarında, nefesiyle yoğurduğu eserde hayat buluyor ve bulacak…

Yetenek ve emeğin olmadığı bir sanat dünyası, yalnızca bir simülasyondan ibaret. NFT elini sanattan eninde sonunda çekecek… Geri kalan kısmı bilemiyorum…

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum