Temeldeki güven sorunu
Berat Albayrak’ın emsali görülmemiş tarzdaki istifası, CB hükümet sisteminin niteliğini yansıtan önemli bir örnektir.
Her hükümette görüş ayrılıkları, istifalar, aziller olabilir. Ama normal işleyen sistemlerde bu durum hemen kamuoyuna açıklanır. Kamu makamı olan bakanlık boş kalmasın diye de hemen yerine bir vekil görevlendirilir.
Bizde böyle olmadı. Pazar akşamı Albayrak’ın instagram üzerinden istifası görüldü. Yine CB sisteminin bir özelliği olarak, büyük gazeteler ve büyük TV kanalları bunu haber yapamadılar; çekindiler.
Dünya medyası ise çatır çatır haber yapıyordu.
Bu satırlar yazılırken hâlâ resmi bir açıklama yapılmamıştı. Hâlâ bakanlığa vekaleten bir atama da yoktu.
Acil evraka kim imza atıyor acaba?
Tek haber, Albayrak’ın Ankara’yı bırakıp Trabzon’da annesinin ve babasının yanına gittiğiydi.
BU NASIL İSTİKRAR?
Döviz alıp başını gitmiş; ama “dövize bakmıyoruz.”
Milli gelir 12 bin dolardan 8 bin dolara inmiş; ama “pik yapıyoruz.”
Türkiye kişi başına gelirde Bulgaristan ve Romanya’nın gerişine düşmüş… Hatta Haluk Özdalga’ya göre 2021 yılında G-20’den bile düşmemizin ihtimali belirmiş; ama “ekonomimiz büyümeye geçti!”
Merkez Bankası başkanını herhangi bir objektif kanuni sebep olmaksızın, kişisel değerlendirmeyle, “laf dinlemiyor” diye görevden alıyoruz; dünyada böyle bir gerekçenin emsali yok…
Yerine getirileni de on altı ay sonra görevden alıyoruz.
Ve kişisel tercihle elinden tutup zirveye yükselttiğimiz Hazine ve Maliye Bakanı, üstelik aile içinden bir isim, tuhaf bir şekilde istifa ediyor…
Tek kelime resmi açıklama yapılmıyor.
Ekonomik kriz ortamında en kritik bakanlıktaki bu boşalma hakkında Cumhurbaşkanı tek kelime etmiyor.
Bunun adı “istikrar” mı?
Hani CB sistemi “istikrar” getirecekti?
İDARE-İ ŞAHSİYE
İkinci Meşrutiyette ülkenin tek kişinin iradesiyle yönelmesine “idare-i şahsiye” derlerdi. O zamanki Batıcılar da Türkçüler de İslamcılar da bu kavramı eleştirel bir terim olarak kullanırlardı.
Bugünkü İslamcılar, İkinci Meşrutiyet aydınlarından Said Nursi’nin “rey-i vahid” kavramına ve istibdat eleştirilerine bakabilirler mesela.
Kurallar ve kurumlar yerine, yetkiler tek kişide toplanınca, kaçınılmaz olarak kişisel güven, kişisel tercih, kişisel sempati ve kişisel antipati liyakatin önüne geçiyor.
Kurumların güvenilirliği bu yüzden zayıflıyor.
Ak Partililerin itirazını duyar gibiyim: Evet, Atatürk ve İnönü de ülkeyi “tek adam” olarak yönettiler.
“Tek adam” yönetimleri iyiyse onları bu açıdan eleştirmeyin.
Tek Adam yönetimi sorunlar yaratıyorsa, bugünkü sisteme bu gözle bir bakın; üstelik bugün 21. Yüzyıldayız.
AK Parti iktidarı, 2011’den itibaren adım adım bu yola girdi. CB hükümet sistemi yönetimde kişiselliği zirveye çıkardı. Kuralları ve kurumları aşağıya çekti.
Kamu görevlerine atama şartlarının KHK’larla gevşetilmesi bunun kanıtlarıdır.
Berat Albayrak da bakanlar üstü makama kişisel güvene dayalı kişisel tercihle gelmedi mi?
İşin tam uzmanı ve başarılı icracıları olan Ali Babacan ve Mehmet Şimşek niye dışlandı?
2015 Ağustosunda Antalya’daki G-20 zirvesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Obama’yla görüşmesinde Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu dışlamış, henüz milletvekili yemini bile etmemiş olan damat Berat Albayrak’ı almıştı; gidişat o zaman belli olmuştu. (15 Kasım 2015)
BU SİSTEMLE?
Bu kadar yüksek güven, bu kadar yüksek destek, önce enerji, ardından hazine ve maliye konularında adeta kader birliği… Sonra yollar neden ayrılıverdi?
Naci Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlığına, Bakan Albayrak’a rağmen atanması olabilir mi?
Ama o yüksek güven bu kadar kırılgan mıydı?
Dövizin biraz inip TL’nin biraz değerlenmesi gösteriyor ki, piyasalar Ağbal’ı Albayrak’tan iyi bulmuştur. Ağbal’ın faizi yükseltme sinyali vermiş olması ekonomide artık ideoloji ve popülizmin yerine rasyonalizme bir dönüş olacağı umudunu yaratmış olabilir.
Albayrak’ın istifasında bilmediğimiz başka sebepler de olabilir.
Belli olan şu ki CB hükümet sistemi kurumsallık yerine kişiselliği güçlendirdi. Kurallar aşındı, güven sarsıldı: İşte Yunanistan binde 5-6 ile, Türkiye yüzde 6-7 ile dış borç bulabiliyor!
Korkarım sistemi düzeltmeden kişisel tavırlarla istikrar ve güven sağlamak kolay olmayacak.
NOT: Albayrak’ın istifasından 27 saat sonra, dün akşam 22.00 sularında istifasının kabul edildiği Beştepe’den açıklandı. Gece de Lütfü Elvan bakan atandı.
Taha bey yazınız hep soru , ve serzenişlerle , dolu , iyi güzelde , derim ki acaba , bu soru ve serzeniş kime , ?içimde bir şüphe var , acaba eski dava arkadaşlarınızamı,? başkasınamı ,? pek çözemedim , yoksa kim anlarsamı?
Yanıtla (0) (5)İnsan aklı mamülü olan düzenler millete huzur getirmez.Bu hakikat defalarca görülmüştür.Bu günde bu hakikat görülmeye devam etmektedir. İster parlementer ister CB düzeni ister demokrasi vs.hangisi olursa olsun dürülüp çöpe atılması icabeder.Zira hepsi abesle iştigaldir.Hiçbirinde adalet ve eşitlik yoktur.
Yanıtla (0) (6)İyi de insan aklı olmayan bir yönetim şekli yok ki. Siz belki "ilahi kanunlardan" bahsedeceksiniz ama kuran siyasi ve ekonomik yönetim şeklinden bahsetmez, dünyevi yönetimi insanlara bırakır. Şeriat; insanların,dinin kurallarını yorumlama şeklidir, dinin kendisi değildir.
Yanıtla (5) (0)Oldu. Oturup ölümü bekleyelim o zaman.
Yanıtla (2) (0)Acaba mehdi gelir de kurtarır mı ki...
Filozof ve düşünürler en iyi yönetim monarşi diyor.Aydın monarşi idealdir.Disiplinsiz, kargaşa rejimlerinde geçici denge sağlansada bozulur. Zaman israfları ve oy verenler ugruna kuralsızlık topluma yayılır.Davalar 8 yılda sonuçlanmaz bile vs vs.En iyi işleyen yerde bile Abd seçimleri gibi sorunlar başgösterir. ''Bir tanrılar ulusu olsaydı demokrasiyle yönetilirdi'' jean jack rousseu
Yanıtla (0) (0)Biz parlamenter sistemin en mal olduğunu iyi biliriz. Ama CB sistemi sana neden batıyor, onu bilemiyoruz...
Yanıtla (7) (83)Gercek anlamda millet vekil milletin vekili olmadikca gucler ayriligi saglanamaz su anda vekil genel baskanin vekili cunku listeyi genel baskan olusturuyor secmen vekilin umurnda degil siyasi partiler yasai degismedikce gucler ayriligi saglanamaz
Yanıtla (13) (0)Gecmedigim kopruye , gitmedigim havaalanina dolar uzerinden odeme yapiyorum, mahkemler anayasa mahkemesini tanimiyor,paramiz pula donmus durumda, bir tane dost müttefik ulke kalmammis,memleketin yarisi hayin görünüyor, tv kanalları bakanin istifa ettiğini soyleyemiyor,kamu kurumlarinda liyakat sona ermis durumda, egitimde dunya sonunculuguna gidiyoruz, milletin butun degerli kuruluslari yok pahasina yabancilara satildi ama onlar batinca borcu bize kaldi, her uc gencten birisi issiz. Yeter mi?
Yanıtla (32) (3)Ülkenin geldiği nokta nedeniyle olmasın
Yanıtla (12) (1)3 gün sonra seninki kişisel istikbalini parlementer sistemde görür de o tarafa meylederse ne diyeceksiniz merak ediyorum diyeceğim ama etmiyorum. 18 yıl döne döne alıştınız artık
Yanıtla (5) (1)Kendisi için mi istiyor parlamenter sistemi. Seçtiğimiz vekiller kendi ifadeleriyle “züğürt ağa” gibi olmuşlar.
Yanıtla (3) (0)Boş boş otursunlar, her şeye reis mi karar versin? Bir reis seçelim, sorumluluğu da olmasın nasıl istiyorsa öyle idare etsin o zaman.
Bildiğin yapıldığına yetmiyor diyecem ama bence sen yanılacak kadar bile bir sey bilmiyorsun. İktidar sizi çok seviyor, çok.
Yanıtla (2) (0)Yeni anayasa istemezük deyip ergun özbudun vb.kaliteli isimlerin hazırladığı anayasa yerine darbe anayasasını savunanlar bugün sistemden yakınıyor.Tabiat boşluk affetmiyor.Başkasına baskıyı savunan, baskıyı beklicek! Demokrasi yerine baskıcı devleti savunan kemalistler, iktidarın yanında, generaller,Fevzioğlu,perinçek vb.leri. Partilerde ön seçim olursa başkanlık sistemi koolisyonlu parlamenter sistemden iyidir.Muhalefet liderleri tek başlarına c.başkanı seçilemeyecekleri için koolisyon istiyor
Yanıtla (0) (0)Güven.Bakan yok iken dolar ve altın düşüyor, bakan atandı yine fırladı.
Yanıtla (0) (0)Bizim neremiz doğru? devede bile daha az eğrilik var. Covid vaka sayılarını ne halka ne DSÖ ya doğru bildirmiyorlar. Bütün dünya vaka sayısını bildiriyor, biz sadece hastaneye yatanları açıklıyoruz. Elin oğlu niye güvensin. Fransada günlük sayı 70 bin ama tüm AB ülkelerine seyahat edebiliyorlar. Türkiyede güya 2500 ama örn italya 15 gün kesin karantinaya almadan adım attırmıyor. Hangisine güvenelim, YSK yamı, HSK yamı MB namı, TSE yemi? Devlet kendi vatandaşına yalan söylerse güven olur mu?
Yanıtla (2) (0)Bazı arkadaşları yanlışa sürüklemiş,bazı arkadaşları yanlışlarına engel olmaya çalışmış diye gördüğüm Atatürkün yaptıklarını bugünden bakınca daha iyi anlıyorum,bütün silah arkadaşlarıyla beraber rahmet diliyorum. O nesil kendi rahatlarını düşünmeden ömürboyu mücadele vermişler,harap olmuş,aç bi ilaç da olsa hür bir vatanı bize bırakmışlar,bu minnet borcu ödenemez..
Yanıtla (0) (0)Her şey bir yana, medyanın çoğunluğunun istifa haberini verememesi özgür haberciliğin cenaze namazıdır. Hep bitkisel hayat yaşamıştı zaten. Suni solunum cihazıyla yaşadığı varsayılıyordu. Halbuki ölmüş. Cenaze namazının kılınmasına istifa eden bakan imamlık yaptı.
Yanıtla (5) (0)Kurtardığı vatan ve kurduğu ülke sayesinde, medeni insanlar gibi hür ve bağımsız yaşadık, devrimlerine, emanetlerine sahip çıkıp gelecek nesillerimize aktarmak atalarımıza ve çocuklarımıza borcumuzdur. Bu millet 20. yüzyılın başında, rusyasından, çini ne hindistanına ilham olmuş topyekün bir kurtuluş ve yeniden diriliş savaşı vermiştir. Düşmanları dahil dünyanın saygısını kazanmış gazi hk da bu gün bile kin ve nefret serdetmek insanlık mıdır?
Yanıtla (11) (5)Siyaset bilimi başka şeyler yazıyor.Okuldaki tarihle de yetinmeyin arastırın biraz.Ayrıca maonun ve stalinin kemalizmle ilgili görüşlerine de bakın.Milli mücadeleyi ilk 5 ler başlattı.1925 den sonra 4 ü iftiralarla en agır şekilde harcandı.Kollektif liderlik yerini tek adam kültürüne bıraktı.O berbat dönemin etkileri
Yanıtla (6) (3)bugünü bile kuşatıyor.1925 e kadar iyi dönemdi,sonrası kötü, akp nin de ilk dönemi iyidi şimdi kötü.Herkes bahane bulur.Kutsarsanız,hatasızlık atfederseniz siz de sorumlusunuz
Tik tak bey, size bir tavsiyem var; okuyup öğrendiğiniz bilgileri "yorum seviyesinde" olgunluğa getirdikten sonra yorum yaparsanız kaliteli bir şey ortaya çıkabilir. Aksi durumda, şimdi oldugu gibi, bilgi kırıntılarını yorum olarak yazarsanız kendi kendinizle çelişmekten de kurtulamazsınız.
Yanıtla (0) (0)Bugüne ders çıkarmak için geçmişe eleştirel yaklaşanlara, kin, nefret için demek sahtekarlık.Sevmek ,saygı duymak eleştirerek de mümkün
Yanıtla (3) (2)Ülkenin hali yorumculardan belli.Farklı görüştekilere hakarete varan saldırma, yok etme isteği.Çoğunluğun demokrasi istediği yok.Kendi grubu iktidara gelsin diğerlerini baskılasın,pastadan kendilerine pay düşsün istiyorlar sadece.Anglo sakson geleneği evrimci olduğu için farklılıklar az.Kıta avrupası geleneği tepeden inme ve otoriter olduğundan toplumları parçalı ve kamplaşma çok sert.Cumhuriyet döneminde berbat fransız geleneğini örnek alınmamalıydı.Herkese özgürlük demeden hiçbirşey olmaz!
Yanıtla (5) (3)Haklısınız.Herkes kendine..
Yanıtla (2) (0)Yahu, bugünün önemine ait bir cümleniz yokmuydu? Okuyucunuz bu aklı tanıyor ve onaylamıyor. Böyle devam ettiğinizde takdirde temsil ettiğiniz siyasi duruşa olumsuz etkiniz olacağını göremiyormusunuz?
Yanıtla (15) (7)Dar görüşlü yobazca dayatarak basit seylerle yazara baskı yapmak nedir yahu.Okuyan çok insan var,begeniyor ki burdalar.Baskıyla değişmez,değişirse okunmaz.Begenmiyorsan sen neden burdasın?
Yanıtla (10) (9)Taha Akyol ülkemizdeki en önemli yazarların başında gelmektedir. Yazıyı beğendim ama eksik buldum, bugünün önemini hatırlattım. Yobazlık, şanlı tarihimizi ve bu tarihe yön veren değerlerimizi yok saymaktır.
Yanıtla (8) (3)Başkasına birsey dayatan herkes yobazdır.İsteyen tarihi kisileri sever yada sevmez.Saygılı davranarak eleştirebilirde.Batı medeniyeti bunları içerir İnsanın doğası hatalarla vardır,dogrusuyla yanlışıyla tarih vardır,kusursuz şanlı tarih uydurmadır.Ekonomiyi,sanayiyi,iyi yasamı ,özgürlüğü konuşalım saçmalıkları değil
Yanıtla (5) (3)Akp'nin devlet yönetimi ve ekonomideki beceriksizlikleri, saçmalıkları yüzünden deizm hızla yayılıyor.
Yanıtla (1) (2)Sayın Akyol yine çok tarafsız (!) bir yazı döşemiş. Ne alaka bir bakanın istifa etmesiyle CB. hükümet sisteminin. Bu saplantıyla yazarak geçmişteki doğrularınıza da zarar veriyorsunuz.
Yanıtla (0) (11)Bu sistemle olmuyor. Artık herkes in anlaması lazım. İş işten geçmeden erkler ayrılığının sağlanması lazım. Bakanın istifasından sonra döviz in düşmesi aslında sistemin garabetinin bir göstergesidir. Acaba bakanlar (Bürokratlar) kurulu istifa etse memleket daha mı düzelecek?
Yanıtla (4) (2)Taha Hocamı 1973'ddn bu tarafa tanırım. Seminer ve konferansları ı da dinledim.
Yanıtla (2) (0)Bilimsel yaklaşımı ve metodolojik fikir yapısıyla harika bir düşünürdür.
O yazdığı için arada Karar gazetesi alıyorum.
Kendisine uzun ve sağlıklı ömürler dilerim
Küresel virüs salgını dünya ekonomılerini hasta ettti
Yanıtla (4) (17)Türkıyede bundan nasibini dövizde yükseliş ve enflasyon
olarak etkilendi. Diş turizm,fabrikaların tam kapasite çalışmaması
iş yerleri kapanan lara yapılan sosyal yardımlar ve sağlık harcamalarındaki artışlar bütçe dengelerini sarstı.hükümetlerin
kamu finansmanı için fazladan para basmaları ve ab ülkelerinin
örtülü ekonomik ambargolarınıda tabloya ekleyebiliriz.
Merkez bankasının faizleri artırması sermayeyi üretimden
uzaklaştı
Pandemiden önce de ekonomi berbattı.
Yanıtla (5) (1)Sayın Akyol'u 70 li yıllarda da tanır okurum.Her zaman "AKL-I SELİM" hareket etmiş, düşünmüş,yazmış ve davranmıştır.Kitapları da ortadadır. Gençliğe tavsiye niteliğindeki eseri bugünkü gibi tazedir.
Yanıtla (15) (0)Bu yazı da anlayana yol göstericidir.
Doğruları söyler, yalaka değildir. 28 Şubat sürecinde (birileri köşe bucak sus-pus olurken) dahi Taha Bey bilimsel olarak başörtüsünü cesaretle savunmuştur.
Aynen katılıyorum ,ben de o tarihlerden beri kendisin takip eden bir vatandaşım.Hatta bir zamanlar gazeteyi pek tasvip etmediğim halde Taha Bey orada yazıyor diye o gazeteyi de karıştırıyordum.Oradan ayrıldı ayrılalı o gazete de ne var ne yok bakmıyorum bile.ALLAH ona sağlık,sıhhat ve afiyet versin.
Yanıtla (2) (0)Tarihte hangi damat yönetimde başarılı olmuş damat feritmi damat enver mi yoksa damat berat paşamı. Hepsi ve diğerleri bir kibir vehayal içinde. Verdikleri zarardan çöküşten hiç gocunmuyorlar bile. Amuda kalkmışlar piki bile ters görüyorlar. Dün tahliye olan müyesser yıldız mı bu ülkeye zarar vermiştir yoksa telekomdan giren kazık mı. Bu en kötü örnektir herhalde.
Yanıtla (11) (0)Mustafa kemalde hanedana dama olmaya çalışmıştı
Yanıtla (4) (5)Okur oo.34 yorumcusuna. Okur olmadan önce ADAM olsan derim. bir öyle bir böyle kıvırıp durma. yılanın bile beli kırılır seni izlerken.
Yanıtla (0) (2)Atatürk ,Türkiyenin george washingtonudur, saygı duyulmalı.Ama bugünleri anlamak isteyen 1925 sonrası berbat dönemi iyi araştırsın.Cahillere veya ikiyüzlülere rağmen, dolaylıda olsa eleştirebilen liberal Taha Akyola teşekkürler ( Kitapları : Ama Hangi Atatürk ve Atatürkün ihtilal Hukuku )
Yanıtla (5) (4)İftira,siyasi idam,hapis,baskı,kötü yönetim,özgürlük, demokrasi,liberalizm karşıtlığı,vesayet geleneği,berbat ekonomi o dönemden ülkeye kötü miras
Yanıtla (3) (1)Ülkenin tüm kurumları, içi boşaltılmış, işlevsiz hale gelmiştir.18 yıl aradan sonra hükümet, seçim kanununda değişiklikler yaparak tekrar iktidar olma arayışına girme cesaretini kendinde bulması sosyolojik açıdan derin tahlil edilmesi gereken bir durumdur.
Yanıtla (1) (1)Sayin 00.34
Yanıtla (0) (0)Yaziniza biraz 3N 1 K ekleyiniz ki ne dediginizi anliyalim.
Yazdiklarinizda hicbir neden nicin ve sonuc bulunmuyor.
Sistemi adi ne olursa olsun 1 millet vekillerini genel baskan degil partinin genis tabani aday adayi sececek 2miletvekil gunluk meclis faliyetlerin( oylamalar dahil) internet sayfasina kayacak 3yuksek yargiyi meclisin belli bir oradaki oyu ile atanacak
Yanıtla (2) (0)Katılıyorum. İşleyen bir sistem ve ortak aklı ortaya çıkarmak için önseçim ve dar bölge şart. HS(Y)K üyeleri de TBMM'nin nitelikli çoğunluğu ile seçilmeli. MV'lerin internet sitesi olmalı. MV'ler bu siteden kendi dar bölgelerinden gelen seçmen sorularını ve taleplerini almalı ve en geç 48 saat içinde zorunlu olarak kamuya açık cevap vermeli.
Yanıtla (1) (0)sayın yzar her iki isimde milletvekili olup siyasetle uğraşn insanlar oysa para politikaları konusu apayrı bir konu çok birikimli olması gerekilen bir meslek ve güçlü irade ile kararlar verilebilmeli bunlarda muktedire sormadan kalem oynatamazlar yine halimiz harap bence
Yanıtla (4) (0)Dunyada 'cumhurbaskanligi hukumet sistemi' denilen bir idare sistemi yok. Bu dupeduz tek adam rejimidir ve siyasal bilimlerde bu 'd' harfiyle baslayan bir kelimeyle ifade edilir. Bugun derinlesen krizin temelinde iste bu tek adam rejimi vardir. Bu degismeden krizin biri gelir, digeri gider ve arkasi hic bir zaman kesilmez. Bu rejime son verecek olan da bizzat halkin kendisidir. Ama halk hala yuzde 40'lar oraninda bu rejimi destekliyor. Bu acmazin nasil asilacagi tam anlamiyla bir muammadir.
Yanıtla (19) (5)1925-1950 arasındaki tek partili degismez genelbaşkanlar dönemine ne deniyor siyaset biliminde? Şu anki türkiyeye batılı aydınlar bile illiberal demokrasi diyor sadece.Beğenmemek,eleştirmek başka ama serbest seçimlerde halkın yarısının oyuna saygılı olun.Sonra başkasıda çıkar zihniyetinize s...ile başlayan uydurma kelimeler türetirler
Yanıtla (3) (21)1925-50 arasi da tek adam rejimidir ve siyasal bilimlerde 'd' ile baslayan kelimeyle ifade edilir. Inönü değil ama Atatürk bir diktatör olarak anılacağı için üzüldüğünü çevresindeki birçok kişiye söylemiştir. Bu da bir erdemdir. Terbiyesiz lâf edenlerin sözlerini kendilerine aynen iade ederim. Kem söz sahibine aittir.
Yanıtla (11) (3)bir tek söz hakın seçtiğine saygılı olun. başka söz yok demokrasilerde her zaman seçim geçerli olmuyor bir anayasa mad. oylanıyor mad. kimse bakmadan partizanca oy kullanılıyor. tek adam ondan sonra istişare şart. kurumsal kuvvetler ayrılığı şart. kardeşim
Yanıtla (5) (2)Illiberal demokrasi demokrasi sayesinde iktidar olduktan sonra demokrasiyi yok ederek otoriter bir rejim yani diktatorluk kurmaya calisan/kuran bir gecis yonetimidir. Yani demokrasiden cok diktatorluktur. Almanyada Hitler, Rusyada Putin secimle iktidar olan diktatorlerdir...
Yanıtla (2) (2)Taktik amaçlı çok sey söylemiş.Üzülüyorum dedikten sonra baskı daha da arttı, devlet parti birleşmesi oldu ,il başkanları vali oldu,chp nin altı oku anayasaya girdi
Yanıtla (1) (0)Kavramlari kafaniza göre carpitmayin.Araştırın! Batıdaki siyaset bilimcileri turkiyeye illiberal demokrasi diyorlar.Diktatörlük oyuncak değil, o tarz rejimde bunları yazamazdın bile emin ol
Yanıtla (0) (0)İlliberal demokrasi ,liberal olmayan demokrasidir.Liberalizm ve demokrasi ayrı kavramlar ama batı medeniyeti liberal demokrasi oldugundan arastirmadan sadece demokrasi diyorsunuz.Liberal olmayan demokrasi otoriterdir.Herkesin istedigi liberal demokrasidir ama adını bilmiyorlar hatta bazısı arastirmadan karşı çıkıyor
Yanıtla (0) (0)çokhaklısınız
Yanıtla (1) (2)Cahilliğin bu kadar küstahlaştığı başka bir toplum var mıdır, bilmiyorum. Hukuk adalet demokrasi dediğiniz zaman halkın büyük bir kesimi adeta bu konulardan bireysel çıkarınızın olduğunu düşünüyor. Zaten yıllardır yozlaşmış kurumlarımız maalesef bu dönemde tamamen iflas etmiş ve tüm itibarını kaybetmiştir. Henüz yirmili yaşlarını dahi doldurmamış olan ve ülkemize nitelikli çıktı sağlayacak diye ümit ettiğimiz gençler yurt dışına gitmenin planlarını yapıyor ve ilk fırsatta gidiyorlar. Yazık...
Yanıtla (8) (0)Damat Bakan'nin istifasinda bilmedigimiz baska sebepler de
Yanıtla (3) (1)olabilir cok dogru,son aylarda cok "cokomelli" götürmüs olabilir !.
Arasira actigi icinden "fos cikan" paketlerini cok özleyecegiz (!)
TV'de yaptigi "taklitler de" cok eglenceliydi,aglanacak halimize gülüyorduk hep beraber (!)..Damat Bakan oldugu icin biraz da ciddiye alindi,yoksa fazla konusulmazdi sahsi hakkinda bunu da eklemis olalim.. O sag,biz selamet (!)..
" İSTİBDAT SUİİSTİMALATA GAYET MÜSAİT BİR ZEMİNDİR!"
Yanıtla (5) (1)Divan-ı Harbi Örfi adlı eserinde şöyle ifade eder: “İstibdat ne şekilde olursa olsun, meşrutiyet/ demokrasi libasını giyse ve ismini taksa; rastgelsem sille vuracağım.”
Bediüzzaman, Münazarat adlı eserinde de istibdat hakkında şunu der: “İstibdat tahhakkümdür, muamele-i keyfiyedir, kuvvete istinad ile cebirdir, rey-i vahidir. Suistimalata gayet müsait bir zemindir. Zulmün temelidir, insaniyetin mâhisidir yani mahvedicisidir.”
Ehliyetsiz ve ehil de olmayan şoför kaza yapmış birileri diyor ki: Ehliyeti yok ama kuran kursunu bitirmiş, sonra imam hatip, sonra yüksek okul, alnı secdeye değiyor, hatta başını secdeden kaldırıp etrafına bakmıyor. Bizimki iyi dindar, çalıyor ama çalışıyor. Sonra tarikatçı aşığı. Mutlaka tarikat kucağı istiyor, kucaktan inmiyor. Küçükken hangi tarikatın kursuna gitmişse iyi yetişmiş. Tarikatlarda bugün olanları yadırgamıyor.
Yanıtla (4) (0)