6 Şubat depreminin yaralarını sarıyoruz da, nasıl?

6 Şubat depreminin üzerinden iki yıl geçti.

O vakit depremin üzerine üç yazı yazdım.

Bir yazımda “Seçim dönemlerinde siyasetçiler uzun süreli vaatlerde bulunduklarında aklıma bu fıkra gelir hemen” dedim ve Nasreddin hocanın malum fıkrasını paylaştım. (02/04/2023)
Padişah, eşek hırsızlığı nedeniyle Nasrettin Hocanın idamına karar vermiş.

Hoca savunmasında, “padişahım bu eşek değil kardeşim, izin verirseniz bir yılda bunu eski haline getirip konuşturabilirim” demiş.

Padişah kabul etmiş ve Hocayı salıvermiş.

Yanındakiler Hocaya “sen de biliyorsun ki bu eşek, nasıl konuşturacaksın bunu” derler.
Hoca da “kim bilir bir yıla kadar ya padişah, ya ben ya da eşek ölür” der.
Değerli okur şükürler olsun ki biz ölmedik.

Ölmedik ve trollere inat o dönem yazdıklarımın ne kadar doğru olduğuna bizzat şahit olduk.

Nasıl mı?

Gelin bir bakalım.

HASAR

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı 6 Şubat depreminin ikinci yılında “depremin ikinci günüydü, telefonum çaldı, Cumhurbaşkanımız arıyordu. Bana ömür boyu unutamayacağım şu sözü söyledi: ‘Murat, hazır ol! Bu yuvaları biz yapacağız, bu şehirleri biz ayağa kaldıracağız, bu milleti yeniden mutlu edeceğiz!’ ifadelerini kullandı” dedi ve ekledi “devletin ilk günden itibaren felaketin yaralarını sarmak için harekete geçtiğini” belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra 31 Mart’ta yaptığı konuşmada, “319 bini 1 yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin yeni konut yaparak depremzede vatandaşlarımıza teslim edeceğiz” demişti.

Depremden sonra Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) bir rapor yayımladı.
Hasarın boyutunu ve yeniden yapılanmanın maliyetini hesapladı.

Bölgedeki acil+ağır+yıkık hasarlı konutların sayısı 518 bin 9 olarak belirlendi.

SBB 6 Şubat 2025 tarihinde yani depremin ikinci yıl dönümünde bir rapor daha yayımladı.
Raporda çok kıymetli bilgiler bulunmaktadır.

Rapora göre deprem bölgesinde 391 bin konut için hak sahipliği belgesi alınmış.
Bunun yanı sıra 42 bin bir iş yeri için de hak sahipli belgesi alınmış.

Hak sahipliği belgesi yıkılan, ciddi hasar gören veya afetlerden etkilenebilecek olan binaların mülkiyet durumunu ve ilişkilerini resmi olarak ispatlayan, güvence altına alan ve afetzedelere binaların yeniden inşasında destek sağlayan bir belgedir.

Bunun yanı sıra imalat ve tarım sektörleri de ciddi hasar almış.
Peki, bu hasarları gidermek için ne yapılmış?
Devam edelim.

BİNA İNŞAATI

Baştan bir hususun altını kalınca çizeyim.

AK Parti iktidarlarının çok sevdikleri ve gururla öne çıkardıkları en önemli sektör inşaattır.
Bana sorarsanız son derece başarısız oldukları alan da inşaattır.

İster altyapı ister üstyapı olsun, inşaat işlerinde başarılı olmak için ihtiyaç değerlendirmesinin, fizibilitelerin ve alternatif iş görme modellerinin analizinin ayrıntılı biçimde yapılması gerekmektedir.
Eskilerin deyimiyle “efradını cami ağyarını mani” biçimde.

AK Parti elitleri tam da bu süreçleri sevmezler ve iş görmenin önünde engel olarak görürler.

Zaman içerisinde bürokratik vesayeti kaldırdık dedikleri aslında bu iş görme biçimidir.
Depremden sonra seri biçimde ihalelere çıkıldı. Hem de davetiye usulüyle.
O zamandan sormuştum.

“Bazı projelerde bir günde 8-9, bazılarında 2-3 ve diğer bazılarında da birden az konut yapılması öngörülmüş. Bir hesap var mı bilemedim. Olduğunu da sanmıyorum. 2 günde çıkılan ihalenin rasyonel fizibilitesi olur mu Allah Aşkına?”

Evet, fizibilite çalışması olmayan konut işleri de zamanında bitirilemiyor.

SBB’nin son raporuna göre bölgedeki teslim edilen konutların oranı % 51 ve işyerlerinin oranı da binde dörttür (Şekil 1).

Bazı illerde hiç iş yeri yapılmamış Yanlış duymadınız HİÇ.

Peki, bölgede ticaret nasıl artacak? İnsanlar nasıl gelir elde edecek ve harcama yapacak?

Hani devlerimiz ilk günden itibaren felaketin yaralarını sarmak için harekete geçmişti.

Böyle mi hareke geçildi.

Konutların dağılımına bakıldığında başka bir gariplik ortaya çıkıyor.

Ayrıca TOKİ ihalelerinde iş bitirme süresi azami 360 gündü.

Sayın TOKi bu gecikmenin sorumlusu sen misin müteahhitler mi?

Hanginiz bu gecikmenin hesabını vereceksiniz?

Değerli okur biliyorum bu soru çok çocukça oldu, ama biz yine de işimizi yapmanın vicdani sorumluğunu yerine getirelim.

Şimdi bir de teslim edilen konutların illere göre dağılıma bakalım.

Gaziantep ve Kilis’te bir hak sahibi başına sırasıyla 1,26 ve 1,24 konut teslim edilmiş.
Hak sahibi olmayanlara da konut verilmiş.

Bunun hukuki bir açıklaması olabilir mi?

Yine çocukça bir soru sordum biliyorum.

Bölgedeki ağır hasarlı ve yıkık evlerin % 42’si Hatay’dadır (215 bin 255 konut).

Hani Sayın Cumhurbaşkanının “Biz burası CHP’li demedik. Biz ne dedik, ‘Bunlar da bizim vatanımız, bunlar da bizim vatandaşımızdır dedik” dediği Hatay.

Peki, Hatay’da hak sahiplerinin ne kadarına konut teslim edilmiş?
% 33.

Evet, yanlış okumadınız % 33.

Şaka gibi.

Deprem döneminde Gaziantep ve Kilis belediye başkanları Ak Partili ve Hatay belediye başkanı da CHP’liydi.

Teslim edilen konutların oranlarındaki farklılık böyle de açıklanabilir mi?

Değerli okur bu konuyu size havale edeyim ve ben çalışmaya devam edeyim.

TARIM

Yazının başında SBB raporunda hasar gören sektörlerin başında tarım ve sanayinin geldiğinin belirtildiğini söylemişti.

Raporda tarıma daha yakından bakılıyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatına ait toplam 65 hizmet binası yıkılmış ya da ağır hasar görmüş. Oluşan hasarın toplam maliyeti 2,5 milyar TL olarak tespit edilmiş.

Deprem nedeniyle çıkan yangında Hatay Gıda Kontrol Laboratuvarı hasar görmüş, çoğu laboratuvar alet ve cihazı kullanılamaz hale gelmiştir. Bu nedenle Hatay Gıda Kontrol Laboratuvarında gerçekleştirilmesi gereken analiz ve izleme çalışmaları çevre illerde bulunan laboratuvarlar tarafından yapılıyormuş.

Hemen söyleyeyim, Hatay’da yapılması öngörülen laboratuar için 2024 yılı sonu itibariyle kuruş harcanmamış.

Ah be Hatay senin ne büyük günahın varmış.

Değerli Hataylılar 31 Mart, 2024 yerel seçimlerinde akıllık ettiniz de AK Partili bir belediye başkanı seçtiniz.

Aksi takdirde merkezi hükümet size kuruş koklatmayacaktı.

Gelelim hasar gören tarım hizmet binalarının yeniden inşasına.

Tarım bakanlığının taşra teşkilatlarında oluşan hasarın toplam maliyeti 2,5 milyar TL olarak tespit edilmiş demiştim ya.

Bunun sadece 552 milyon TL’si harcanmış (Şekil 2).

Sadece %23’ü harcanabilmiş yani.

Sıra memur ve emekli aylıklarına yapılacak zamlara geldiğinde, “ama deprem harcamaları” diye ortalığı yangın yerine çevirenler var ya.

Bu bilgiler de onlara gelsin.

Bir de deprem yazılarımın altına şu şekilde yorum yapan ak trollere gelsin: “Aha elinde kalem şu güzide ülkenin iyiliği için değil daima iş yapmaya ve yapanlara çamur atmakla yarışıyorsunuz.”

İyi pazarlar.

screenshot-12.jpg

2-003.jpg

YORUMLAR (10)
10 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.