İflas

Trabzonspor bu sezon ,önce Avrupa kupalarında sonra da ligde yaşadığı ve yaşattığı hayal kırıklıklarından sonra, geriye kalan son umudu olan Türkiye kupası maçında da Galatasaray’a üç sıfır kaybederek son derece başarısız bir sezonu geride bıraktı.

Her ne kadar sezonun tamamlanmasına daha üç hafta kalmış olsa da, Trabzonspor’un liderin tam 40 puan gerisinde ve sekizinci sırada olduğu konumundan, kalan üç maçı kazanarak önündeki üç takımı geride bırakıp Avrupa’ya gidiş bileti olan lig beşinciliğini yakalaması pek de olası gözükmemekte.

Sezona Avrupa kupalarında klasman, şampiyonluk, şampiyonlar Ligi, Türkiye kupası ve hiçbiri olmazsa dahi en azından Avrupa kupalarına katılım hakkı gibi hedeflerle başlayan Trabzonspor, İ. Derelioğlu hocayı da dahil edersek tam dört teknik adamla çalıştığı sezonda, sezonu hiçbir hedefini gerçekleştiremeden yani tam bir başarısızlıkla kapatmış oldu.

Yukarıda bahsi geçen her bir hedefin gerçekleşmesi durumunda kulübün kasasına girebilecek onlarca milyon Euroları yine rakiplerine bırakan Trabzonspor, böylece hem ekonomik hem de sportif açıdan tam bir “ iflas” durumu yaşıyor.

TFF

Belirtmeden geçmemek lazım, Trabzonspor bu sezon adeta planlı ve organize bir hakem gadrine uğradı.

Neredeyse hemen her maçında Trabzonspor’un ya penaltısı verilmedi ya nizami golü sayılmadı ya aleyhine olmayan bir penaltı verildi ya rakibi görmesi gereken bir kırmızı kartı görmedi ya da kendi oyuncusu haksız sarı ve kırmızı kartlar gördü.

Öyle ki ,Trabzon’da oynanan ve Fenerbahçe’nin son dakika golüyle 2-3 kazandığı maçta, oyun sıfır sıfır iken Trabzonspor’un sayılmayan golünün nizami olduğunu ve yine Galatasaray’la İstanbul’da oynadığı ve yine son dakika golüyle 4-3 kaybettiği maçta, oyun 3-3 berabere iken Muslera’nın Simon Banzaa’ya yaptığı penaltıyı, futbol tarihinde pek emsali görülmemiş şekilde rakipleri Galatasaray ve fenerbahçeli yöneticiler de maçtan sonraki açıklamaların da kabul ettiler.

Daha önce de bu takımlar karşısında Trabzonspor haksızlığa uğrar ancak bu kulüplerin yöneticileri pek oralı olmazdı. Onlar bile bu “eziyet “ karşısında insaf göstermiş olmalılar.

Her hafta ulusal kanallarda ve yayıncı kuruluşta maçları yorumlayan hakem hocaları, tamamına yakınının da hemfikir oldukları tamı tamına 13 maçta Trabzonspor’un ”maçın sonucuna etki edecek ve puan kaybına sebep olacak” hakem hatalarına maruz kaldığını yaptıkları yayınlarda deklere ettiler.

Tabi Trabzonspor başkanı Sayın Ertuğrul Doğan ve yöneticiler de hemen her hafta bu durumu kamuoyuna şikayet ettiler.

TFF yönetimi ise Trabzonspor, Trabzonspor başkanı ve Trabzonspor yönetimi ile adeta alay edercesine, bu hataları yapan hakemlerin tamamını ya hemen ertesi hafta yine önemli bir maç vererek ya FIFA yaparak ya da “bizzat haklarında övgü demeçleri vererek” taltif ve onore etti.

TFF, buna karşılık Trabzonspor başkan ve yöneticilerine bol bol hak mahrumiyeti ve ağır para cezaları verdi.

Hatta bir keresinde, ceza kuruluna sevk edilen bir Trabzonspor yöneticisine verilen cezayı az bulan TFF yönetiminin, cezayı düzenleyen komisyon başkanı hukukçuyu istifaya zorladığı ve bu hukukçunun da “istifa etmek zorunda kaldığı” iddiası mevcut.

Oysa aynı TFF yönetimi sadece tek bir kulübün isteği üzerine, bir derbi maçına özel” yabancı hakem” getirdi. Aynı yabancı hakemi Trabzonspor ve birkaç kulüp daha TFF‘den talep edince onlara” size kalmadı, yabancı hakem az önce tükendi” minvalinde cevap verildi.

Bu federasyonu seçen kulüplerin başında gelenlerden biri de Trabzonspor ve Trabzon’da mukim diğer ikinci ve üçüncü lig kulüpleri.

Trabzonspor’un rahmetli Mehmet Ali Yılmaz‘ın Spor bakanlığı ve Sayın Haluk Ulusoy’un TFF başkanlığı döneminde yaşadığı bir çeşit “gavur eziyetini” Trabzonspor’a gönül verenler şüphesiz unutmamışlardır. Trabzonspor,bu iki spor adamının görevde olduğu sürece adeta kum torbası misali dayak yemiştir.

Trabzonspor başkan ve yönetimi, hem tarihte yaşananlardan bir haber olarak hem de bazı uyarıları dikkate almayarak TFF’nin bu yılki uygulamasıyla “Trabzonspor’un üçüncü bir fetret dönemine maruz kalmasına” istemeden de olsa yardımcı olmuşlardır.

Trabzonspor Kulübü’nün başına gelen birçok başkanın, bazen yaşanmışlıklardan habersiz oluşları, bazen de olayların bizzat şahidi olmuş tecrübeleri kaale almamaları sonucu çok ağır hatalar yapılmış olunmasına son bir örnek bu.
Ne yazık ki Trabzonspor’a maliyeti minimum” bir Avrupa kupasına katılamamak” oldu bu durumun.

Zaten tamamı üç İstanbul kulübü sempatizani olan hakemlerin yönetiminde mücadelelerini yapmak zorunda olan Trabzonspor’un, bir de dahili husumeti kaldırabilecek takati hiç yoktur ki sayın Haluk Ulusoy TFF‘si zamanın da Trabzonspor yine kümede kalma hattına çok yakın bir mücadele vermek zorunda kalmıştı.

ERTUĞRUL DOĞAN

Beş yıl asbaşkanlık ve iki yıldır da başkanlık olarak kulübün başında bulunan başkan Sayın Ertuğrul Doğan şüphesiz iyi bir Trabzonsporlu.

Ancak iyi niyet bulunduğu makam için tek başına pek bir şey ifade etmiyor.

Trabzonspor başkanlığı çok ama çok zor bir iş.

İyi niyetin yanısıra hırs, azim, tutku, ekonomik güç, iletişim yeteneği, iyi bir ekip, ekip çalışmasına yatkınlık, sosyoloji, psikoloji, mali beceri, vizyon ve daha bir çok haslet Trabzonspor başkanlığı için olmazsa olmaz durumdadır.

Lakin Trabzonspor Başkanı’nın asıl olarak bunların tamamın dışında ve bunların tamamının fevkinde olarak doğuştan” liderlik vasfına” haiz olması gerekmekte.

Negatif durumlarda ya da eleştirilerde, içine kapanan ve diyaloğu azaltan bir tutum, liderlik iddiasındaki kişilere hiçbir şey kazandıramayacağı gibi elde edilen mevzileri de kaybettirebilir.

Sayın Ertuğrul Doğan’ın tek hatası federasyon seçimindeki tercihi değil şüphesiz.

Kulübe gelir kazandırma konusunda çok takdir edilesi çalışmaları var sayın başkanın. Bunların bir kısmı kasaya girdi bile ve bir kısmı da orta ve uzun vadede Trabzonspor bilançosunu güçlendirebilecek nitelikte.
Hakkını vermeli, sayın başkanın çabalarının.

“Ben demiştim” pek sevimli bir ifade değil kuşkusuz. Ancak bu sayfanın yazılarını okuma fırsatı bulanlar, gerek transfer konularında, gerek Şenol Güneş hoca hakkında ve gerekse de Trabzonspor’un genel gidişatı hakkında yazılanları ve öngörülerin isabetini
anımsayacaklardır. Tabi bu öngörüler 40 yıldan çok daha fazla bir Trabzonspor izlenim ve deneyimine dayanmakta.
Eğer bugün çarşambaysa yarının perşembe olacağını herkes bilebilir yani. Ama gerçekçi olmak zordur, hele hele de gerçeği yalanlara ve çıkarlara karşı korumak çok daha zordur, malum.

Trabzonspor’un yönetiminin sadece ekonomik çabalardan ibaret olmadığını, bunun çok önemli olduğunu ama asıl kulüp yönetimi kriterinin” sportif başarı” gerektirdiğini burada defaatle yazdık.

Sayın Başkan döneminde Trabzonspor’un borcu döviz bazında bir miktar azalırken, sportif alamda ise Trabzonspor “şampiyon olarak teslim alınan futbol takımı iken” şimdi liderin 40 puan gerisinde sekizinci sırada, Avrupa kupalarına katılma hakkı bulunmayan ve oynadığı son 11 derbi maçının onunu kaybetmiş durumda.

Trabzonspor’un kadrosunda kaleci Uğurcan’ın dışında yıldız futbolcu kategorisinde futbolcu bulunmamakta. Trabzonspor’un maçlarına iki yıldır taraftarlar teveccüh göstermiyor. trabzonspor’u televizyondan izleyenler Trabzonspor’u izlerken sıkıldıklarını söylüyorlar.

Sayın Başkan döneminde Trabzonspor’a yapılan onlarca transferden sadece Paul Onuachu ve Thomas Meunier camiada heyecan yaratabildi.

Ancak biri sadece bir sezon diğeri ise yalnızca beş ay takımda kaldı.

Tutulamadılar.

Maliyet gerekçe gösterildi.

Oysa şu an kulübede oturan ve doğru dürüst talibi olmayan bir sürü futbolcu var Trabzonspor’da ve bunların birkaçının maliyetine rahatlıkla kadroda tutulabilecek bu iki oyuncu size minimum Avrupa kupalarına katılma hakkı getirebilirdi.

Yedi yıllık tecrübenin üzerine ve yedi yıl sonra kadro yaparken yapılan bu hatanın izahi yok.

P.Onuachu transferi söz konusu olduğunda” biz de Poyraz Efe var, Enis Destan var “ diyen kimi futbol kara cahili, kimisi de Trabzonspor’un baş belalarından” izmaritçi menajer takımının” sözü geçer akçe oluyorsa, Ernesto Sosa Marek Hamsik’in yeri E. Bardi ile doldurulmaya çalışılıyorsa, Fenerbahçe’nin sakat diye almadığı Savic transfer edilip, müzmin sakat ama pahalı bir stoper olduğundan yerine yine stoper arıyorsanız vesaire, vesaire doğal olarak önümüzdeki sezon kuracağınız kadronun bu sezonu bile aratabileceğinden korkarız.

Futbol takımı ile ilgili yapılan hataları yazmaya sayfalar yetmez. Hele hele son G.Saray lig maçında, bordo mavili forma ile sahaya çıkan çocukların Icardi hareketi yapması, maçı izleyen Trabzonsporların adeta burunlarını sızlattı.
Bazı küçük çocuklar da stadyuma Galatasaray forması giyerek gelmişlerdi. Gerçek çok acıydı. Trabzonsporlu olması beklenen Trabzonlu çocukların, Trabzonspor’da oynayan ve babalarından onun formasını isteyebilecekleri idol ve yıldız bir futbolcu Trabzonspor kadrosunda yoktu.

Ancak asıl düşündürücü ve korkutucu olan, şampiyonluktan beri sürekli ivme kaybeden bu futbol aklının, önümüzdeki sezon için de zerre kadar umut vermediği.

Yine “biz demiştik” diyenlerden olmak istemeyiz ancak önümüzdeki sezonun ilk aylarında en favori sloganın” Fatih Tekke istifa” olması yüksek olasılık.

Bilinen klasik senaryo yani.

Umarım yanılırız.

YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
13 Yorum