Şehircilik Şurası

Her yıl Sirkeci Garı’nda dergi fuarı yapılıyor ve edebiyat, siyaset, sanat, eğitim, çocuk gibi dallarda kıymetli süreli yayınlarla okurlar bir araya geliyor. Bu vesileyle yaşanan duygu ve düşünce alışverişi, yayınlara ruh veren kültür emekçileriyle, yazarlarla sohbet etme, panellerle zenginleşme imkanı her türlü takdirin üzerinde. Fakat her seferinde gözlerimiz şehir, mimari çevre üzerine çıkarılan özgün dergiler de arıyor, fakat birkaç belediyenin yayını dışında açıkçası karşılaşamıyoruz. Neden şehircilik temasını işleyen paneller, sempozyumlar, yerel yönetimlerin yönetmekten çok yönlendirmesine dair mekanizmaların anlatıldığı atölyeler yeterince yok? Cumhurbaşkanımızın zaman zaman çarpık kentleşme ve rant uğruna şehirlerin katledilmesiyle ilgili yaptığı uyarılar acaba neden hiç kimsenin umurunda değil? Artık ahlaki bir zafiyete dönüşmüş ve toplumu baştan aşağıya “alem buysa kral benim” zihniyetine sürüklemiş olan vandalizm nerede duracak? Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca düzenlenen Şehircilik Şurası birazcık umut yarattı kamuoyunda. Fakat söylenen sözlerin, vaat edilenlerin sıkı takibini kim yapacak? Yolun bir tarafında yirmi kat varken öte tarafındaki beş katın arasındaki uçurum, su havzalarının kirlenmesi, kıyılardaki felaket, ovalara yayılan betonlaşma geri döndürülebilir mi? Bundan sonrası önlenebilecek mi?

***

Değerli insanları çeşitli vesilelerle yadeder, ödüllendiririz bu güzel ama en büyük kıymet verme yazdıklarını dikkate almak, okumak ve çıkarımlarda bulunmakla olur. Mesela Nuri Pakdil’in Put Yapımevleri eserindeki uyarılara kalbimiz dayanabilir mi? Adını dilden düşürmediğimiz Turgut Cansever Hoca’nın eserlerinin yirmi yıldır muhafazakar camianın yerel yönetimlerinde nasıl bir etkisi olmuştur? Onlara en büyük ödül teorik ve pratik deneyimlerinden süzülen birikimlerinin ülkeleri ve milletleri için işe yaramasıdır.

Cansever, kültür ve medeniyetimize en derinden nüfuz etmiş mimar-düşünürlerimizden. Saadettin Ökten’in deyişiyle o Osmanlı medeniyet tasavvuru ve uygulamalarının özgün temsilcilerine yetişmiş, seçkin bir münevver ve Batı’yı da tarihi felsefesi ve mimari uygulamaları ile tanımış ve yorumlamış bir entelektüeldi. Ayrıca Uzak Doğu felsefesini de bir hikmet arayıcısı olarak araştırmış ve incelemişti. Teorik birikiminin yanında deneyimini somut uygulamalar içinde de uygulama fırsatı bulmuş, olumlu sonuçlarını görebilmişti. Mimarlık eğitimi verirken akademik deneyimi, aldığı idari görevler de onun birikimini zenginleştirdi. Bilge mimarın duygu ve düşünce dünyamıza nüfuzu çok önemli. Birçok kitabının yanı sıra Mimar Sinan adlı eseri onun geçmiş tecrübenin şahikasını anlamak için verdiği emeği gözler önüne serer. İyi ki mimari yapıtların yanında yazılı eserler de bıraktı bizlere.

***

Cansever, ilkesel mimari için toplumun belli ahlaki ölçüler içinde bir zihinsel yapılanmaya sahip olması gerektiğini söyler. “Sağlam ahlaki bir duruşla yönlendirip yönetemezseniz konut ve ev sorunu vahşi ve sınırsız arzuların hakim olduğu bir savaş alanına, zulmün ve merhametsizliğin yönettiği bir kaosa döner.” Ulaşım alanında gerçekleşen projeler her türlü takdirin üzerinde. Eski yapıların korunması, restorasyonu, ayrıcalıklı insanlara ait nice güzelliklerin kamuya açılması gibi birçok hizmeti anmamız lazım. Fakat şehirler kimliğini kaybederken, hepsi bir örnek beton yığınlarına dönüşürken seslerimizi birleştirip bir türlü duyuramadık. Artık İstanbul’da korkunç yapıların kadraja girmeyeceği bir köşe bulup fotoğraf çekmek öyle zor ki.

Şehirlerin bir ruhu, dünyayı bilen saygın filozof mimarları, medeniyet birikiminden süzülen, geleceği öngören ışıltısı olmalı. Ne acı ki müteahhitlerle anıyoruz yaşadığımız yerleri, mimarların isim isim zikredildiği bir kültürden, ilk depremde un ufak olacak yapıların “insan” nedir bilmeyen tüccarlarına vasıl olduk. Bu insanların gördüğü itibar ve saygı ise gençliği nasıl etkiliyor görüyoruz hep birlikte. Cansever’in yüksek lisans öğrencilerine verdiği zamanın devlet adamlarının da katıldığı sekiz seminerden oluşan Bir Şehir Kurmak kitabı iyi gelecektir hepimize. Yayına hazırlayan Mahmut Doğan ve Aynur Can’a teşekkür borçluyuz.

Kitaptaki başlıklardan birkaçı: Şehirlerde Fiziksel ve Sosyal Örgütlenme, Sağlıklı Şehirler Kurmak ve Korumak, İmar Uygulamaları ve Sorunları, Diyarbakır Suriçi Eylem Planı. Şehirlere sahip çıkmak hakkımız ve sorumluluğumuz.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum