Bu defa kadınlar yanıyor

Eski şiirimizdeki ‘aşk’ perişan bir şeydir. Yanarsın, yerlerde sürünürsün, sevgilinin ayağının tozu olursun, aşk derdinden, sevgilinin cevr ü cefasından ağlarsın, gözyaşların sel olur, ama o cevr ü cefayı da yüceltirsin. “Işk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib” diye doktorları başından kovarsın.

Sevgilinin bulunduğu mahallenin dilencisi olmayı Mısır’a sultan olmaya yeğlersin.

Geçen Pazar Iraklı Sübey’a ile aşkından bahsettiğim Ömer b. Ebi Rebia’nın şiirindeki aşk tam öyle değil.

Zengin bir adam Ömer. Cahiliye devrinde Kabe’nin örtüsünü bir sene babası Abdullah yaptırırmış bir sene bütün Kureyş. Bu yüzden babasının lakabı “el-Idl” yani “Kureyş’e bedel.”

Kendisi ‘Idl’ ama oğlunun dengi yok.

Yakışıklı. Hz. Ömer’in vefat ettiği gün doğmuş, bu yüzden bir lakabı ‘Ebu’l Hattab.’

Hz. Ömer’le ve Ebu Cehil’le akraba.

Ömer’in ölüp bu Ömer’in doğmasını “Hak gitti batıl geldi” sözüyle ifade eden Medineliler varmış.

Siyasetten hoşlanmıyor. Varsa yoksa şiir, müzik, kadınlar, aşklar.

Ama alıştığımız gibi değil.

Aşk yine aşk. Yine birisi yanıyor, kavruluyor, acı çekiyor Ömer b. Ebi Rebia’nın şiirlerinde.

Fakat Ömer değil. Kadınlar yanıyor. Ömer’e aşık olan kadınlar, Ömer’den ayrıldığı için acı çeken kadınlar.

Ömer’i araştırırken bir makale düştü önüme.

Tam aradığım gibi. Ömer’in şiirinden yaptığı alıntıların Arapça metnini ve tercümesini bir arada vermiş.

Çalışma Doç. Dr. Mustafa İsmail Dönmez’e ait. “Ömer İbn Rebia’nın Şiirlerinde Narsizmin Tezahürü.” Turkish Studies’in 2016 Kış sayısında yayımlanmış.

Makaleyi okuyunca ben de İbn Rebia’nın narsistliğine kani oldum, hem de nasıl narsist!

Bu narsizm şiiri de değiştirmiş.

İster yenilik deyin ister bid’at ister sapma.

Aslında şairlere yakışır öğünmek.

Şiiriyle öğünür şair. Eski şiirde görürsünüz. Çektiği acıyla öğünür.

İbn Rebia onlar gibi değil.

“Gönlü sevindiren ve göze hoş gelen ne varsa hepsinden âlâ Ömer vardır.”

“Sevgilim onu terk ettiğimi anladığında der ki ah Ömer! Keşke bu günü görmeden ölseydim!”

Bazı beyitlerinde Yusuf Aleyhisselam kıssasına göndermeler var. Hani Züleyha’yı kınayan Mısır kadınları Yusuf’u görünce elma soyarken ellerini kesmişlerdi.

“Kadınlar beni seven kadına ‘biz seni Ömer’e aşkından dolayı kınamıştık, ne olur bundan dolayı bize gönül koyma’ dediler.”

“Allah’ım, Ömer’in aşkına tutuldum ben. Gönlüme bu aşka dayanma gücü ver.”

Hacca niye gidersin?

Bir farizayı yerine getirmek için.

‘Fariza’nın duruma göre değiştiğinin bariz ve en eski misallerinden biri:

“Kadın devesinin üzerinden (hevdecinden) gözleriyle işaret etti/Sen olmasaydın Ömer bu yıl haccetmezdim/Beni Mekke’ye getiren sensin/Sen gelmeseydin ben de gelmezdim.”

Haccın manasına uygun olmasa bile, kişiliği veya şiiri hakkında fikir edinmemiz için Ömer’in tavaf sırasında da kadınları peşine taktığını söylememiz lazım.

“Sevgilim kız arkadaşına fısıldayarak/Ömer’in peşinde tavaf bozulacak/Kalk, dikkatini çek bizi görsün/Bize bakınca gizlice göz kırp ona dedi/Arkadaşı Ömer’e göz kırptım ama bana bakmadı deyince sevgilim hızlanarak peşime düştü.”

Acaba Iraklı Sübey’a mıdır şiirde geçen kadın?

Bilemeyiz.

Mustafa İsmail Dönmez’in makalesinden anladığım İbni Rebia’nın buna benzer müteaddit macerasının olduğu.

Aralarında eşraf kızları da var.

Fakat İbni Rebia Sübey’a’ya önem vermiş.

Yoksa neden Cemile’ye şiirini besteletsin? Neden cariyelerini Cemile’ye gönderip besteleri ondan öğrenmelerini istesin? Sonra neden cariyelerini ta Irak’a Suvey’a’ya yollayıp besteleri huzurunda okutsun?

Peki gidip ailesinden istetmiş mi Süvey’a’yı?

Böyle bir bilgiye rastlamadım.

Bir sonraki yıl Sübey’a tekrar hacca gitmek istiyor. Babası, sen hac yaptın diyor, izin vermiyor.

Sübey’a, “İlk haccımdan dolayı geceleri uyuyamıyorum, gündüzleri tüketemiyorum, eğer izin vermezsen kederden ölürüm” diyor.

Babası, kızına izin vermekten başka çare bulamıyor.

Sübey’a Medine’ye varınca doğru şarkıcı Cemile’nin evine gidiyor. Ömer’in kendisi için yazdığı şiiri okuması için yalvarıyor. Cemile de Sübey’a’yı kırmıyor, okuyor besteleri. Sübey’a şarkıları dinlerken bayılıyor. Onu suyla ayıltıyorlar.

Sonra yine Ömer’le buluşuyorlar.

Sonrasını bilmiyorum. Ulaşabildiğim metinlerde yazmıyor.

YORUMLAR (36)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
36 Yorum