Fransa emperyalist Arjantin proleter!

Futbol’un bir din olduğunu söyleyenlere rastladım. Nasıl bir din? Stadyumlar mabet, yıldız futbolcular tanrı!

Fakat bu şablonu başka alanlara uyarlarsan hepimizin üçer beşer tane dini olur!

Futbol dinse, din afyonsa o zaman futbol da afyon.

Tam öyle değil ama düz mantığa saygılıyız.

Seneler önce 1. Lig puan sıralamasında Trabzonspor lider, ikinci Orduspor, üçüncü Zonguldakspor.

Bir ağabeyimiz, “Bakın” dedi “Türkiye’nin en dindar bölgesini nasıl uyutuyorlar.”

“Gerçekten inanıyor musun abi bu söylediğine?” dedim.

“Başka izahı var mı?” dedi, “İlk üç sıraya Karadeniz takımlarını koymuşlar.”

Şimdi ben nereden bulayım başka izahı?

Öyle bıraktım.

Futbol siyaset midir biraz da?

Siyasetin futbola burnunu sokmasını siyasetin münasebetsizliği olarak bir kenara koyuyorum.

Bu kısmı bir sonradan görmeliğin, her şeyi yönetme ihtirasının bir tezahürü.

Siyasi tazyikle bazı takımların korunması, bazı takımların desteklenmesi futbolun zevkini de kalitesini de ticari değerini de berbat eden bir rahatsızlık.

Dün Ahmet Taşgetiren sormuş 20 senedir dünya kupalarında niye biz yokuz diye.

Sorusunun cevaplarından biri siyasetin futbola burnunu fazla sokmasıdır.

Futbolun siyaseti vardır şüphesiz.

Ama futbolun ‘biraz da siyaset’ olması daha çok bizim futbol konuşurken futbol seyrederken siyaseti yedeğimize alma alışkanlığımızla ilgili.

Kötü bir şey değil bu, toplumda karşılığı var.

Bir ara Beşiktaş Levski Sofya’yla eşleşmişti. 20 seneden fazla oluyor. İlk maçı Beşiktaş 1-0 kazandı.

Rövanş Sofya’da oynanacaktı. Bulgarlar Beşiktaş’ı eleyeceklerini söylüyorlardı.

Beşiktaş deplasmanda 1-1 berabere kaldı ve turu geçti.

Sabah gazetesinin başlığını hatırlıyorum.

“İsyan Bastırıldı.”

Yapılan gönderme Balkanlar’ın Osmanlı toprağı olduğu asırlara kadar gidiyordu.

Cazip bir tarafı var futbolu bu anlamda siyasetle eşleştirmenin.

Seyir zevkini arttırıyor, derinlik katıyor.

Dünya kupalarında Fas’ı, Senegal’i, Cezayir’i tutuyoruz mesela.

Fas sömürgeydi, İspanya ve Portekiz sömürgeci.

Fas iki eski sömürgecisini eleyerek bize ikramda bulundu. (‘Ötesini Söylemeyeceğim’ şiirini okumuş gibi olduk.)

Fransa’yı da eleseydiler tadından yenmezdi.

Kimimiz sağcı, kimimiz solcu, kimimiz mütedeyyin, kimimiz hiçbir şeyci.

Niye kahir ekseriyetimiz kupa finalinde Fransa’yı değil de Arjantin’i tuttuk?

Çünkü Fransa emperyalistti, Arjantin proleter!

(Bunu çürütmek çok zor değil aslında. Arjantinlilerin dedeleri az çektirmediler yerlilere. Ama çürütme, öyle kalsın!)

Demek Arjantin, Fas ya da anti-emperyalizm siyasi kutuplarımız için asgari müşterek olabiliyor. Hiç yoktan iyi!

Fransızlar sömürgeci ama güzel top oynuyorlar.

Fransızlar mı güzel top oynuyor?

Öyleyse Fransa milli takımında niye Fransız yok? Hep eski sömürgelerden gelme pırıl pırıl siyahi çocukları oynattılar?

Demek Afrikalılar daha kabiliyetli.

Her şeye rağmen Fransa’yı tutmak isteyen “Ben köleleri tutuyorum” bahanesine müracaat edebilir.

(Ben de Arjantin’i tuttum ama o siyah, saçları örgülü çocuklara da muhabbet besledim.)

Kupa tarihinin belki de en güzel maçıydı Arjantin-Fransa maçı. En azından benim seyrettiklerimin en güzeli.

İçine siyaset ve tarih sosu katmadan da izlenebilirdi.

Ama sos varsa katarsın.

Futbol’un biraz da siyaset olmasına Katar’ı da eklememiz lazım.

Çöl ile denizin arasında (hem de netameli bir denizin arasında) tutunmak isteyen bir ülke.

Birkaç yıl önce Suudi Arabistan’ın yutmaya niyetlendiği bir ülke.

Bir ay boyunca bütün dünyanın ekranındaydı.

Bütün dünyaya görünmek için futboldan daha elverişli bir vesile bulamazlardı.

Turnuva’nın yıldızı Messi’ye cüppe bile giydirdiler.

Cüppe değilmiş, ‘bişt’miş.

Çok para harcadılar, 200 milyar dolar diyorlar, doğru mudur?

Gerçi Katar’da para çok, denizden topluyorlar.

YORUMLAR (20)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
20 Yorum