Madrid zafer mi hezimet mi?

Kuvvetli ifadeler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girme talepleri aşikâr olduktan sonra kullandıkları.

“Biz şuna inanıyoruz; Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Bu delikten bizi bir kere soktular, bir daha sokturmayız.”

‘Mü’minin bir delikten iki defa sokulmayacağı’ sözü, malum, Hadis-i Şerif. Yani mesaj evvela aşina olanlara gidiyor.

Erdoğan burada Yunanistan’ın NATO’ya dönüşünü onayladığımız yıllara atıf yapıyor. Delikten ilk sokulan da General Kenan Evren.

Geleneği bilmek gerçi her zaman fayda etmiyor, kaderimizde varsa sokuluyoruz aynı delikten.

“Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olduğu sürece, teröre destek veren ülkelerin kesinlikle NATO’ya girmesine biz ‘evet’ diyemeyiz.''

Mutlaka biliyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin kuzeyindeki PKK uzantılarını en çok NATO’nun büyük patronu ABD destekliyor.

(Hoş, Rusya da destekliyor.)

Fakat ABD NATO’nun içinde. Dışarı çıkaramazsın. ABD’yi NATO’dan çıkardığın zaman NATO’yu dışarı çıkarmış olursun!

Ama hiç olmazsa yeni girecek ülkeleri elimizde yetki varken koymayalım içeriye.

Muhalefet de pek eleştirmedi bu devlet politikasını. Gayet vazıhtı çünkü. Hatta gereğinden biraz fazla vazıh.

“Pazartesi Türkiye’ye geleceklermiş. Bizi ikna etmeye mi gelecekler? Kusura bakmasınlar, yorulmasınlar.”

“Bu kadar sert olması gerekiyor muydu? Daha kitabi bir dil diplomatik nezakete uygun düşmez miydi?” diye sormuştum o günlerde.

Diplomatlar söyledikleri lafta bir ‘kıvırma payı’ bırakırlar. Halbuki bu sözler, tek yönlü bilet gibi, dönüşsüz.
O günlerde gazetelerimizde, televizyonlarımızda İsveç ve Finlandiya’nın ne kadar gafil ne kadar hain ülkeler olduklarına dair heyecanlı yazılar yazıldı coşkun nutuklar atıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tercih ettiği sert üslup medyanın kalabalık tarafında geniş makes buldu.

Madrid’deki zirve başladığında herkes nefesini tutmuştu. Zorlu bir müzakere olacaktı galiba.
Türkiye’nin tavrı alabildiğine netti. İsveç’in ve Finlandiya’nın bu talepleri bir oturumda kabul etmesi beklenemezdi.

Türkiye’nin de -bu kadar kararlılık gösterisinden sonra- istediklerini almadan İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya alınmasına yeşil ışık yakması mümkün görünmüyordu.

NATO genişlemek istiyordu ama bugün, tek bir toplantıda genişleyemezdi.

Cumhurbaşkanı’nın kesin ve keskin ifadelerine bakarak Rahip Brunson’ın gönderiliş hikayelerini hatırlayanlar vardı. Ama tek tük.

Toplantı bitti.

NATO genel sekreteri Stoltenberg Türkiye’nin taleplerinin kabul edildiğini İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya davet edilmesi konusunda mutabık olduklarını açıkladı.

Eğer öyleyse, yani istediklerimizi aldıysak çok güzel.

Aldık mı?

Bazılarına göre aldık. Büyük zafer kazandık.

PKK’nın adı ‘terör örgütü’ olarak mutabakata girdi.

Fakat bu zaten Avrupa ve ABD tarafından kabul edilmiş bir şeydi. Taa 80’lerden beri.

Başka?

PYD, YPG ve FETÖ’nün adları da girdi. Fakat önlerinde ‘terör örgütü’ sıfatı yok.

Bizim delegasyonumuz bu ayrıntıyı fark etmemiş olabilir mi?

Etmişlerdir. Muhtemelen o kadarını koparabildiler.

Arananların iadesi?

Kendi iç hukuk sistemlerinin imkân verdiği ölçüde.

Yani hiçbir şey alamadık mı?

Aldık biraz.

Bize silah ambargosu uygulamayacaklar. Gerçi silahlarına pek ihtiyacımız yokmuş.

PYD, YPG ve FETÖ’nün kayıtlara girmesi de bir şey sayılır.

ABD Başkanı Biden’la da görüştük. Hem telefonda hem yüz yüze.

Biden’ın Erdoğan’ı telefonda ikna ettiğini söyleyenler var.

Belki de doğrudur.

Peki buna ‘zafer’ diyebilir miyiz?

Böyle durumlarda insanın aklına geliyor ister istemez.

Madrid, zafer mi hezimet mi?

Madrid’de, tek oturumda gerçekleşen mutabakat yolun başındaki kararlılığımızla, sertliğimizle mütenasip değildi.

İşin başında çıtayı çok yükseltmiştik. Adamları kapımıza bile yaklaştırmayacak kadar.

Fakat çıtayı yükselttiğimiz seviyeden bakınca sonuç aşağıda kalıyor.

Yani şu haliyle zafere de benzemiyor hezimete de.

YORUMLAR (77)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
77 Yorum