'Müslümanlık sizin uyguladığınız gibiyse…’

Aramakla bulunmaz, ama bulanlar arayanlardır” sözünü Gariplerin Kitabı’nda okumuştum. (İan Dallas, Yeryüzü Yayınları. Çeviri: İsmet Özel.) ‘Bistamlı Bayezid’in sözü olarak geçiyordu, bildiğimiz, Bayezid-i Bestami…

Gizemli bir söz. Böyle sözlerin cezbedici bir tarafı var. Sözün kendisinden da kaynaklanıyor olabilir bu cazibe, söyleyenin içtenliğinden de.

Aramazsan hiç bulamazsın. Aramakla da bulamazsın.

Ama arayacaksın. Aşkla, çileyle, sabırla, feragatle, mahrumiyetle, tevekkülle…

Aramanın bir ödülü gibi, o seni bulacak.

“Bildiğimiz Bayezid-i Bestami” demek gerçeği ifade etmiyor. Bayezid-i Bestami’yi ne kadar bilebiliriz?

Hakkında anlatılanlar kadar.

Geçenlerde, Prof. Dr. Süleyman Uludağ’ın “Bayezid-i Bistami” kitabı postadan geldi. (Harf Yayınları’na teşekkür ederim.)

Menkıbelerini sağdan soldan okumuştum.

Bizim yetişme çağımız biraz da menkıbelerle geçti. İbrahim b. Edhem, Şakik-i Belhi, Cüneyd-i Bağdadi, Behlüldane başta olmak üzere ismi bugüne ulaşan marifet ehlinin, meşayihin, fudalanın menkıbesini ya dinledik ya okuduk.

Tasavvufa dair kültürümüzün önemli bir kısmını menkıbeler oluşturuyor.

Bu okumaların/dinlemelerin güzel bir tarafı var.

Her şeyin kesin, zapt edilmiş, hudutları çizilmiş, iyiliklerin bile karşısına ücret olarak miktarları yazılmış din telakkisini bilirsiniz.

O telakkiye kolay kolay yönelmiyorsunuz.

Ama sakıncası da olabilir.

Kendinizi fazla kaptırırsanız hayatın, bu arada dinin gerçekliğinden kopabilir, dağılabilirsiniz.

Bu vadileri yadırgayanlar olabilir.

“Kur’an yeter” dediğinizde size kim itiraz edebilir?

İyi de Kur’an-ı Kerim’den yola çıkıp her türlü istikamete gidilebiliyor.

Kur’an-ı Kerim’i anlamaya yönelen idrakler türlü türlü.

Kimi merhamet buluyor oradan, kimi merhametsizlik. Kimi letafet, kimi katılık.

Tabiatı hangisine meyyalse onu görüyor.

Fıkıh mı? Tabii önemli. Dini anlamanın, hayata tatbik etmenin yöntemlerinden biri. Muazzam bir müessese.

Belki daha doğru bir anlayışa bu birikimlerin hepsi önemsenerek, hepsi değerlendirilerek varılabilir.

Tasavvuf özel bir alan.

İbn Haldun’un “Şifaü’s Sail”indeki yaklaşım makul. (O da Süleyman Uludağ çevirisi. Dergah yayınları.) Herkesin mesul olacağı bir yol değil. Daha çok seçkinlerin, havass’ın yolu.

Seçkinler deyince ‘zenginler,’ ‘soylular,’ gibi bir ‘kategori anlaşılmıyordur her halde.

Atadan-dededen, mülkten, paradan, makamdan gelen değil, ruhi bir seçkinlik. Ruhi bir asalet.

Taklidi çoktur ve çirkindir bu çeşit asaletin.

Mesela, Bayezid’e atfedilen şu menkıbe:

“Biri evinin kapısına varıp seslendi. Şeyh sordu: “Kimi arıyorsun?”

“Bayezid’i.” “Hanede Hüda’dan başkası yok.”

“Cübbemin içinde Allah’tan başkası yok” sözünün bir başka söylenişi.

Bir açıdan bakıldığında saçmalık.

Allah’tan başka hiçbir şey gerçekte ‘yok’ ise, sen bu ‘mana’nın içinde ‘yok’ olmuşsan, ‘fena’ bulmuşsan sözün anlamına yaklaşabilirsin.

Dedim ya, taklidi çirkindir. Özel bir ‘meslek.’

Belki şu daha kolay anlaşılır:

“Hacca gidiyordum. Biri yanıma geldi ve sordu: “Nereye?” “Hacca.” “Ne kadar paran var?” “İki yüz dirhem.” “Onu bana ver çünkü bakıma muhtaç çoluk çocuğum var ve yedi defa çevremi tavaf edip geri dön ki senin haccın budur.” “Öyle yaptım ve geri döndüm.”

Şu da marifet yolundaki inceliği göstermesi bakımından güzel:

“Bayezid bir gün camiye gidiyordu, yağmur yağmış yollar çamur olmuştu. Ayağı kayınca düşmemek için oradaki duvara tutundu. Sonra düşündü ve kendi kendine “Henüz vakit var. Camiye gitmeden duvarın sahibine gidip hakkını helal ettirmem daha hayırlıdır” dedi. Gitti, duvarın sahibini buldu. Durumu anlatıp helallik diledi.”

Tabii ki seyr u sülukun deveyi hamuduyla götürme ‘ideal’ine tahsis edildiği bir cemiyette bu inceliğe yer bulmak çok zor.

Bir alıntı daha yapıp bitireyim.

“Bayezid zamanında bir Mecusi vardı. Müslüman olması teklif edilince dedi ki “Eğer Müslümanlık Bayezid’in uyguladığı gibi ise buna gücüm yetmez. Sizin uyguladığınız gibi ise ona da ihtiyacım yok.”

Mecusi’nin sözlerinin bugünkü çağrışımlarını artık herkes kendine göre değerlendirsin.

YORUMLAR (111)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
111 Yorum