Temiz para hukuktan anlar
Hukuk, herkese lazım.’ Bu cümleyi, 28 Şubat’ta bizim taraf çok söyledi. Sonra, ulusalcılar, bilhassa Ergenekon davaları sebebiyle...
Bu sıralar da paralel istikametten işitiyoruz.
Herkes kendi başı sıkıntıya girdiği zaman hatırlıyor. Bunu bir kenara not edelim.
Kim haklıydı kim haksızdı konusuna bir ara gireriz inşallah.
Bugün, paranın hukukla alakasına bir temas etmek istedim. Bakalım ne çıkacak.
Ne demiştik? ‘Temiz para hukuktan anlar.’
Temiz para da anlar hukuktan, kirli para da anlar.
Haşa, paraya bir ‘hüviyet’ veya ‘bizatihi kuvvet’ izafe etmiyorum. Paranın hüviyeti de, kuvveti de ‘izafi’dir. Kendi dışındaki hüviyetlere ve kuvvetlere muhtaçtır.
Nedir ‘temiz para?’
Temiz para, dünya sisteminin ‘helal’ saydığı paradır.
Dünyanın ‘helal’ saymasıyla dinin helal sayması farklı olabilir.
Dünya sistemi, mesela, şarap satmaktan veya faizcilikten kazanılan parayı helal sayabilir.
İslam’da ise, bu paralar Müslümanlar için meşru olmaz.
Dünya sistemi bu paraları ‘temiz’ (‘helal’) kabul eder.
‘Kirli para’ diye de bir şey var. Veya ‘kara para’...
İsterseniz, buna da ‘haram para’ deyin. Dünya sisteminin ‘haram’ kabul ettiği para.
Bazı konularda, din ile dünya hemfikirdir.
Mesela, rüşvet parası, kara paradır.
Dünya sistemi, küçük miktardaki rüşvet paralarını görmez.
Diyelim, bir memur, nüfuzunu kullanarak, beş yüz lira rüşvet aldı.
Bir yerde, zıkkımlanır, geçer gider. Dünya bunu umursamaz.
Fakat, dinin bakışı farklıdır.
Allahu Te’ala, büyük miktardaki rüşvetleri de, küçük miktardaki rüşvetleri de görür.
Dünya sistemi, daha büyük miktardaki kara paralarla, ilgilenir.
Rüşvet, yolsuzluk, uyuşturucu, terör... Her türlü kötülüğe temas etmiş paralarla...
Bu paraları sisteme sokmak için aklarlar. (İngilizcesi laundry, yani yıkamak.)
Aklamak, ‘tevbe’ye benzemez. Tevbede, pişmanlık vardır. Aklamak ise ‘haramın sağlamasını yapmak’ gibidir.
Nasıl aklıyorlar?
Girdi ve çıktıların kolay saklanabileceği bir sektörde, ticari kurallara uygun çalışan bir iş kuruyorlar.
Kara parayı, oranın geliriymiş gibi gösteriyorlar. İki para, makul oranlarda birbiriyle karışınca aklanmış oluyor.
İster kirli olduğu halde bir yolla ‘yıkanmış’ olsun, ister doğrudan doğruya ‘temiz’ para olsun.
Para, ikamet etmek için kendisine yer arar.
Dünyada para çok.
Kağıda veya metale basılmış para 80 trilyon dolar.
Boşuna uğraşmayın, 80 trilyonun ne kadar çok olduğunu hayal etmeye. Normal insanların havsalası bu miktarı ölçemez.
Kimi sanal, kimi borsalarda hisse senedi olarak, kimi borç, kimi alacak, kimi senet, çek halinde dolaşan para ise acayip!
15 sıfırlı bir rakam. 1,2 katrilyon dolar.
Şimdi, bu paranın bir kısmı kendi memleketinde durur.
Bir kısmı dünyada yatacak yer arar.
Petrol parası. Oligark parası. Gider, Amerika’da, Avrupa’da, şirket hisselerine dönüşür. Bankalara hesap olarak girer, yatar.
O paralar için, hukuk çok önemlidir.
Hukuk sağlamsa, o para gelir. Hukukta sorun varsa gelmez. Hasbelkader gelmişse, gitmek için fırsat kollar.
Şimdi, Türkiye’de hukuk tartışmalarının yükselişe geçtiği şu günlerde ‘para gidiyor mu, geliyor mu?’ diye merak ettim.
Bizim İbrahim Kahveci’ye sordum. Malum, biraz karamsardır Kahveci.
Tabloları açtı. İbrahim’de tablo çok. Bir bilgisayarın ekranı yetmiyor. İki ekranı birden kullanıyor.
Beraber baktık.
Baktık baktık... Tablolar olumlu. Yabancı paralar şu anda hukuktan memnun.
Benzer yolla, insanları da memnun etmek mümkün olur mu acaba?