Geçtiğimiz hafta NASA, atmosferini ve jeolojik özelliklerini incelemek için 2028 ve 2030 yılları arasında, iki yeni misyonla Venüs gezegenine çıkarma yapacağını açıkladı. Dünya’ya en yakın gezegen olan Venüs, yörüngeleri birbirine yaklaştığında Dünya’dan sadece 25 milyon kilometre uzaklıkta. Ancak bizden 62 milyon kilometre ötede olmasına ve Venüs’ten çok daha uzakta olmasına rağmen biz hep Mars haberleri ile ilgileniyoruz ve Mars’a gitmek için çalışıyoruz. Hatta Mars’da laboratuvar ortamında koloniler kurmayı bile planlıyoruz.Oysa bize mesafe olarak çok daha yakın olan ve neredeyse Dünya ile aynı büyüklükte olan Venüs ile ilgilenen yok. Bunun sebebi Mars’ın Venüs’e göre daha ‘cana yakın’ olması. Yani canlı hayat açısından Mars, Venüs’e göre daha elverişli

Bizdeki ismi Zöhre olan Venüs, geceleri Ay’dan sonra gökyüzünün en parlak cismi. Teleskop olmadan normal gözle çok rahat görülebiliyor ve şu sıralar Güneş battıktan hemen sonra batıya doğru bakarsanız görebileceğiniz bir yerde. Sırları çözülene kadar Venüs yıllar boyunca insanların ilgi odağı idi. Ancak son 30 yıldır pek ilgilenen olmadı. Sebebi ise, Venüs’ün çok vahşi bir yer olması. Hava basıncı Dünya’dakinden tam 90 kat daha fazla. Öyle ki Venüs’e inseniz, bir saniye içerisinde basınçtan dolayı yere yapışır, sonra kemikleriniz ile birlikte bir kağıt gibi yere yapışırsınız ve birkaç saniyede can verirsiniz. Merkür gezegeni Güneş’e daha yakın olmasına rağmen Venüs daha sıcaktır. Hatta Güneş sistemi içerisinden en sıcak gezegen Venüs ve sıcaklık ise 471 dereceye kadar çıkıyor. Venüs’te gökyüzünden yağmur yerine sülfürik asit yağıyor, Uranüs gezegeninde ise elmas yağar.

Venüs’ün bir yılı bir gününden daha uzundur. Öyle ki kendi etrafında bir dönüşü 243 Dünya gününe denk geliyor. Ancak Güneş’e yakın olduğu için, Güneş’in etrafında hızlı dönmesi gerekir. Hızlı dönmezse yerçekiminden (kütleçekimi)dolayı Güneş’e düşebilir. Venüs’ün bir yılı 225 Dünya gününe denk gelir. Yani bir yılı bir gününden daha kısadır. Eğer Venüs’te yaşasaydık gün ve yıl kavramlarını yeniden tanımlamamız gerekecekti. Yaşadığımız yıl sayısı, yaşadığımız gün sayısından fazla olacaktı. Bizde bir yıl 365 gün iken, Venüs’te bir yıl bir gün bile etmiyor.

Venüs aktif bir gezegendir. Dağları ve volkanları var. Dünya’nın ve diğer gezegenlerin aksine ters yönde döner ve Güneş Venüs’te batıdan doğar ve doğudan batar. Dünya’daki Karbon molekülleri kayalarda saklanmış olmasına rağmen, Venüs’te atmosfere yayılmıştır ve Venüs atmosferi çok yoğun karbondioksit içermektedir. Bu sebeple Güneş’ten gelen ısı korunmuş ve sera etkisi sayesinde yüzeyi çok sıcak hale gelmiştir. Öyle ki yere kurşun döksek saniyesinde eritebilir.

Böylesine ilginç olan Venüs gezegenine Rusya 1970’lerde bir uzay aracı göndermiş ve araç Venüs yüzeyinden bir resim gönderdikten sonra basınç dolayısı ile bağlantı kesilmişti. Şimdi ise NASA DAVINCI+ (Atmosfer Venus Investigation of Noble Gases, Chemistry and Imaging) ve VERITAS (Venus Emissivity, Radio Science, InSAR, Topography and Spectroscopy) ismi verilen bu görev için NASA 500 milyon dolar ayırdı.

DAVINCI+ Venüs’ün yoğun atmosferinin bileşimini ölçerek nasıl evrimleştiğini daha iyi anlamaya çalışacak, VERITAS ise Venüs’ün jeolojik tarihini ve neden Dünya’dan bu kadar farklı geliştiğini belirlemeye yardımcı olmak için gezegenin yüzeyini yörüngeden haritalandıracak.

Ayrıca Venüs’ü araştırmak için ilginç kılan başka br gelişme ise geçtiğimiz yıl bilim insanları Venüs’ün atmosferinde fosfin gazı bulduklarını açıkladılar. Bilim insanları bu gazı laboratuvar ortamlarında oluşturmayı denediler ve Venüs gezegeninin yüzey ve atmosfer şartlarını incelediler. Sonunda bu gazın mikroorganizmalar tarafından üretilebileceği ihtimalinin yüksek olduğuna karar verdiler. Venüs atmosferinde fosfin gazı bulunması Dünya dışı canlı varlıkları araştıran bilim insanlarına da ayrı bir heyecan kattı. Bu yeni iki misyon bu gazın varlığını ve hangi şartlarda oluştuklarını yakından inceleyecek.

Gelişen yeni teknolojiler ve yapay zeka ile donatılacak olan robotlar yeni bilimsel gelişmelere ve buluşlara öncülük edecekler. Türkiye Uzay Ajansı’ndan da böyle bilimsel araştırmalar bekliyoruz.