Yeni partilerin asıl kurucusu

Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nden sonra Ali Babacan’ın DEVA’sının da sahneye çıkışı Türk siyasetinde taşların bundan böyle eski yerinde kalmasının mümkün olmayacağını gösteriyor.

Açıkçası mevcut iktidar partisi açısından olumlu sayılmayacak bir aşamanın habercisi olabilir bu yeni oluşumlar. Çünkü geçmişte AK Parti’nin toplum desteğini henüz yitirmediği zamanlarda gerçekleşen ayrılıklardan ve o günkü partileşme girişimlerinden epeyce farklı bir tablo var bugün önümüzde.

Bu bakımdan AK Parti hareketinin öncü isimlerinin iktidar kadrosundan koparak yeni siyasi yapılanmalara yönelişi etkisiz ve sonuçsuz kalacak girişimler gibi görünmüyor. Bunun sebebi iktidar partisinin son yıllarda izlediği politikalar neticesinde artık tek başına seçim kazanmasını imkânsız hale getirecek ölçüde yaşadığı kan kaybı.

Bir zamanlar kendi başına yüzde 50 civarında oy alabilen AK Parti’nin 2017’deki “Başkanlık Referandumu”ndan beri MHP ittifakı olmadan seçim kazanma şansına sahip olmayışı bu kan kaybının en sarih göstergesi…

Bunun da arkasında ekonomide, dış politikada, eğitimde, tarımda ve diğer bütün alanlarda tezahür eden “kötü yönetim” pratikleri var tabii. Kötü yönetim pratiklerinin arkasında ise giderek parti yönetimine hâkim hale gelen yeni bir anlayış var… Şahıs merkezli ve dar kadrolu bir siyaset ve yönetim anlayışı…

***

Gözümüzün önünde ise ehliyet ve liyakate değil itaat ve sadakate göre şekillenen bir kadronun yönettiği devlet tablosu var… Ortak akıl, demokrasi, katılım gibi kavramların virüslü muamelesi gördüğü bir “şahıs partisi” tablosu…

Belki hepsinden önce rasyonaliteden kopuş var. Hatalı politikaların, yanlış kararların, kötü yönetimin üstünü örtmek için bütün olumsuz gelişmelerden -işler yolunda giderken nedense hiç ortada görünmeyen- dış güçlerin, üst aklın vs. sorumlu sayılması var… Muhaliflerin, rakip siyasetçilerin ve hatta kendilerine dostane uyarılarda bulunan aydınların düşman, hain vs. ilan edilip şeytanlaştırılmaya çalışılması var.

367 skandalına tepkiyle yükselen bir kadronun İstanbul seçimlerini iptal ettirme skandalı var. En sadık AK Parti seçmeninin bile yüzünü yere baktıran “çünkü çaldılar” propagandası var…

Bütün bunların neticesi olarak parti tabanında ortaya çıkan “küskün” seçmene “Tamam, mesajınızı aldım, yanlışlarımı düzelteceğim” demek yerine “Yeni partilere oy verirseniz bu CHP’nin işine yarar” diyerek oy isteme tuhaflığı var…

***

AK Parti çatısının tabanında oluşan hissiyatı onarabilmek için anlamak zorunda olduğu ama anlamaya ve görmeye bir türlü razı gelmediği gerçeklerdir yeni partilerin asıl kurucusu…

Yeni partilerin asıl kurucusu, iktidarın bunca zamandır her türlü uyarıya ve ülke yönetiminde ortaya çıkan onca olumsuz sonuçlara rağmen inatla sürdürdüğü “yanlışları devam ettirme siyaseti”dir.

Yeni partilerin asıl kurucusu, sorunları görmezden gelme, olmazsa dış güçlere havale etme, hamaset ve demagojiyle durumu idare etme siyasetidir. Yeni partilerin asıl kurucusu, içeriden gelen yapıcı eleştirilere karşı “hainler, dolandırıcılar, faiz lobisinin adamları” diyerek tepki veren anlayıştır… Toplumu çok tehlikeli biçimde kutuplaştıran “Bunlar…” retoriğidir.

Yeni partilerin asıl kurucusu, ehliyet ve liyakat ilkesinin yerine itaat ve sadakat kuralının getirilmesidir. Bu “değişim”e itiraz eden -veya ileriki aşamalarda itiraz edebileceği düşünülen- kişilerin çeşitli yöntemlerle birer birer partiden tasfiye edilmesidir…

Yeni partilerin asıl kurucusu, ortak aklı ve demokratik katılımı esas alan kadro hareketinin yerine inşa edilen şahıs partisi anlayışıdır…

***

Sonuç olarak, her ne olursa olsun “yeni parti”lerin Türk siyasetinde nasıl bir yere oturacağını kendi çabaları kadar “eski parti”lerin performansı da belirleyecektir. Zira bir siyasi yapının bir diğerinin yerini alabilmesinin iki şartı var: İlkinden ümit kesilmesi, ikincisinin ümit verebilmesi.

YORUMLAR (46)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
46 Yorum