Bienaller ve güncel sanat

Beşir Ayvazoğlu

İKSV tarafından düzenlenen 15. İstanbul Bienali dün başladı. Tarihi öne çekilen Contemporary Istanbul (CI) ise üç gün önce başlamıştı. Bu iki büyük organizasyon, bizde sanat çevrelerinin “çağdaş sanat”tan ayırdetmek için “güncel sanat” (contemporary art) dedikleri sanat anlayışının dünyadaki en önemli temsilcilerini bir araya getirmektedir.

Televizyon, video, bilgisayar gibi teknolojik araçların ve akla gelebilecek her türlü malzemenin kullanıldığı ve mizahın ön plana çıktığı, karikatürle akraba, şaşırtmaya bayılan, protest, daha da önemlisi, bir ideolojiyi, dünya görüşünü yansıtmaktan ziyade ideolojileri, gelenekleri ve alışkanlıkları sorgulayarak sarsmak amacına yönelik, yaratıcı bir zekânın ürünleri olsalar bile eğer bir müzede kalıcı olarak sergilenme şansı yakalamamışsa kaçınılmaz olarak çöpe giden “iş”lere Türkiye’de son zamanlarda “güncel sanat” deniyor ve bu kavramı tercih edenlerle “çağdaş (veya modern) sanat” kavramını benimseyenler arasında hararetli bir tartışma sürüp gidiyor.

Güncel sanat, şu anda yapılan ve yapıldığı dönemin sosyo-politik meselelerini tartışan sanattır. Performans veya happening denilen, tiyatro ve gösteri sanatlarıyla akraba sanat da aynı çerçevenin içine konulabilir.

Güncel sanatçılar, ürettiklerine “sanat eseri” değil, “iş” demeyi tercih ediyor, ama bazıları zekânın yanı sıra işçiliğe de önem veriyor ve gerçekten çarpıcı işler ortaya koyuyorlar. Ama bazı iş’ler var ki sadece bir protesto... İstanbul Bienallerinden birinde, eşcinsel bir sanatçının iş’i, cinsel tercihi sebebiyle askerlikten muaf tutulduğuna dair belgeyi bir duvara asmaktan ibaretti. Başka bir bienalde de Felix Gonzalez-Torres isminde Kübalı ressamın “Portrait of Ross” (Ross’un Portresi) isimli iş’i sergilenmişti. Portre, salonun bir köşesindeki ambalajlı şeker yığınıydı. Sanatçının ne demek istediğini ancak bu “iş”le ilgili açıklamayı okursanız anlayabilirdiniz. Meğerse Ross, bu Kübalı ressamın AIDS’den ölen sevgilisiymiş. Kendisi de aynı hastalıktan ölmüş. Şekerin miktarı onun ağırlığı kadarmış. Sergiyi gezmeye gelenler bu şekerlerden istedikleri kadar alıp yiyebiliyor, şeker ağızlarında erirken hem bu ikisinin arasındaki ilişkinin erotizmini, hem de şekerler azaldıkça Ross’un
AIDS’e yakalandıktan sonra yavaş yavaş eriyip yok oluşunu hissediyorlarmış.

***

Sınırlarının çizilmesi ve tarif edilmesi çok zor olan bu sanat anlayışı hakkında konuşan hemen herkes, söze mutlaka Duschamp’ın 1917 yılında “Çeşme” adını verdiği ve bir Dada sergisine gönderdiği pisuvarı hatırlatarak başlar. Çünkü güncel sanatın olmazsa olmazlarından olan enstalasyon (yerleştirme), onun ready-made’lerinden doğdu. Güncelciler, endüstriyel objelere asli fonksiyonları dışında bir fonksiyon ve anlam yüklenerek sanat eseri niteliği kazandırılmasına ready-made diyorlar.

Önceleri bu tür uygulamalar sanat olarak görülmüyor, sanat eserinin metalaştırılmasına karşı çıkmak, sanatın anlamını ve yaratıcılık kavramını sorgulayıp tartışmaya açmak amacını taşıyordu. Duschamp, iki yıl sonra da bir Mona Lisa röprodüksiyonuna sakal ve bıyık ekleyip altına L.H.O.O.Q harflerini yazmıştı. Bu harfler “Kızın yakıcı k….çaları var” anlamına geliyordu. Duchamp’ın amacı, hem hem yüksek sanatla alay edip dalga geçmek, hem de kapitalizmin sanatı bir kazanç ve kara para aklama aracı haline getirmiş olmasına itiraz etmekti.

Sadece Duchamp’ın “iş”leri değil, empresyonizm sonrası bütün modern sanat akımları çağdaş Batı medeniyetinin insanlığı getirip bıraktığı noktaya isyan anlamı taşıyordu. Yani savaşa, savaşın yarattığı ruh çöküntüsüne, yıkıntılara, ümitsizliğe... Bu isyan en radikal ifadesini Dada akımında buldu. Tristan Tzara’nın, 1916’da, Zürich’teki bir kahvede ortaya attığı ‘Dada’ kelimesi bu isyanı anlamsızlığıyla yansıtan bir çeşit formüldü. “Çeşme” Dadacıların ilgisini bu sebeple çekmişti.

Duschamp’ın “Çeşme”si sanat tarihinde bir dönüm noktasıdır. Hatta sanat eleştirmenleri ‘Dada ve gerçeküstücülüğün kovası Duschamp’ın “Çeşme”sinden akan suyla doldu,’ derler. Kazimir Malevich’in “Sıfır Biçim”ini de unutmamak gerekir. Petrograd’da 1915 yılında açılan “Son Fütürist Resim Sergisi”nin başköşesine Malevich’in beyaz bir zemin üzerinde tek siyah kareden oluşan resmi asılmıştı. Sanatın geçmişle bütün bağları kesilerek sıfırdan başlaması gerektiğini anlatmaya çalışıyordu Malevich. Ona göre, nesneler dünyası insanlar tarafından kendi çıkarları için tasarlanmıştı.”

***

Kısacası modern sanat bir isyanın sonucuydu, protest bir sanattı. Ama sanat piyasasını iyi bilen birine, “Duchamp’ın ‘Çeşme’si yahut sakallı bıyıklı Mona Lisa’sı günümüzde mesela Sotheby’s tarafından müzayedeye konulsa kaça satılır?” diye sorunuz, “Sıfırlarını sayamayız!” cevabını alacağınızdan eminim. Bu da Duchamp, Malevich ve Dadacıların itiraz ettikleri noktaya geri dönüldüğü anlamına gelmektedir.

Damien Hirst isimli bir sanatçı, bir köpekbalığını doldurur, dev bir vitrine yerleştirip gösterişli bir isimle heykel diye sergiler. Bu iki ton ağırlığında ve dört buçuk metre uzunluğunda -üstelik çürümekte olan- ölü balık, güncel sanat eseri diye on iki milyon dolara satışa çıkarılır, işin tuhafı altı milyon dolara satılır da... Eserin ismi “The Physical Impossibility of Death in the Mind of Someona Living...”

Dahası var: Alexander Brener isimli bir sanatçı, Malevich’in yukarıda sözünü ettiğim eserinin üzerine yeşil sprey boyayla dolar sembolü çizmiş, Pierre Pinoncelli isimli biri de Duchamp’ın ‘Çeşme’sini kırıp içine işemişti. Sizce de bu iki “sanatçı” bir bakıma Malevich’in 1915’te, Duchamp’ın 1917’de yaptıklarını günümüzde yapmış olmuyorlar mı?”

Sanat piyasası, Malevich’in dolar sembolü çizilmiş “Siyah Kare”sine ve Duchamp’ın içine edilmiş “Çeşme”ye yakın bir gelecekte kim bilir kaç milyon dolar değer biçecek?

***

Bu anlattıklarım, güncel sanatın yeni ve çarpıcı bir dil olduğu ve bu dille her fikrin anlatılabileceği gerçeğini değiştirmiyor.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.