Ihlamur sadece bir çay mı?
Kış akşamlarında mutfaktan yayılan o tanıdık koku vardır; daha ilk yudumu almadan insanın omuzları düşer, nefesi yavaşlar. Ihlamur, tam da bu yüzden yalnızca bir bitki değil, bir ruh hâlidir.
En çok soğuk algınlığıyla anılsa da ıhlamurun asıl marifeti sinir sistemine olan etkisinde gizlidir. Gün boyu biriken stres, zihni meşgul eden düşünceler ve uykuya geçişte yaşanan zorluklar… Ihlamur, vücuda “acele yok” demeyi bilen nadir bitkilerdendir. Hafif yatıştırıcı etkisi sayesinde kalbi yormadan sakinleştirir.
Terletici özelliğiyle ateşli hastalıklarda tercih edilmesi ise tesadüf değil. Vücudun kendini temizleme mekanizmasına destek olurken, boğazı yumuşatır, öksürüğü hafifletir. Özellikle bal ve birkaç damla limonla birleştiğinde etkisi katlanır.
Ama ıhlamuru asıl kıymetli kılan, güven veren tarafıdır. Çocukluğumuzdan beri evlerimizde yer alır, annelerin “iç, iyi gelir” cümlesiyle sunulur. Yan etkisi yok denecek kadar azdır, ölçüsünde tüketildiğinde herkes için dosttur.
Belki de bu yüzden ıhlamur, şifadan çok huzur kelimesiyle yan yana durur. Hızın kutsandığı bir çağda, bizi yavaşlatmayı başaran nadir doğal armağanlardan biridir.
Bazen iyileşmek, bir fincan ıhlamurla başlar.
