Türk milli kimliğinin Osmanlı muadili

İbrahim Kiras

Türk milli kimliğinin İmparatorluk devrindeki muadilinden söz etmek anakronik görünebilir ilk bakışta ama dünyada millet olarak adlandırılan toplumların tamamının aynı özelliklere sahip olduğunu düşünmüyorsanız belki de anakronizm yok burada.

İmparatorlukları ister milletler ailesi diye, isterse milletler federasyonu veya konfederasyonu diye tanımlayın, imparatorluğu oluşturan unsurlar arasında daima bir hiyerarşi vardır. Avusturyalılar ile Macarlar arasında bile hiyerarşi vardı. Hatta İngilizlerle İskoçlar arasında bile… Dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucu unsuru olan Türklerin “millet-i hâkime” statüsüne sahip olması olağanüstü bir durum değil. Ancak Türklerden söz ettiğimizde iki büyük sorunla karşılaşıyoruz: İlki, tam olarak kimlere Türk diyoruz? İkincisi, kendilerine Türk dediğimiz insanlar bu adlandırmayı benimsemiş miydiler?

Her iki sorunun da cevabını aynı yerde bulacağız… Türk adlandırmasının bir etnik kimlik ifadesi olmanın ötesinde neredeyse bugünkü modern millet kavramına karşılık gelecek şekilde kullanımını Türklerin komşularında görüyoruz. Ortaçağ sonlarından başlamak üzere yakın zamanlara kadar Batı dillerinde Türk adlandırmasının karşılığı “Müslüman”dı. Özel olarak ise Osmanlı Müslümanları kastediliyordu. Söz gelimi Avrupalıların dilinde yine Müslüman anlamına gelen “Sarazen” adı daha fazla Araplar ve özellikle Mağripliler için tercih ediliyordu. Osmanlı asırlarında Rumeli’de İslam’ı benimseyenler için “Türk oldu” denildiğini zaten biliyoruz. Bu anlamda Boşnaklar veya Arnavutlar da Türk oluyordu. Demek ki Türk etnik isim olmanın ötesinde bugünkü anlamda millet ismiydi.

***

Nasıl ki insanlar kendi isimlerini kendileri koymuyorsa milletlerin isimleri de milletlerin kendisi tarafından konulmuyor. Nitekim komşularının Türk dediği Osmanlı millet-i hâkimesi kendisini “İslam milleti” diye tesmiye etmekteydi. Türk adının hiç kullanılmadığı da doğru değil ama o günkü kullanım alanının bugünkü modern millet tanımına karşılık gelmediği ortada.

Bizim kendimize Türk, ülkemize Türkiye demeye başlayışımız modernleşme sürecinin zorunlukları çerçevesinde ortaya çıktı. Ama Türk derken kastedilen topluluk İslam milleti derken kastedilenle aynıydı. Mesela bugünkü fikir akımlarının hemen hepsinin aynı anda öncülüğünü yapmış olan Namık Kemal de “Türk” kelimesini düpedüz “Osmanlı” anlamında kullanıyordu. (Şerif Mardin, Türk Modernleşmesi, İletişim, sh. 96)

Namık Kemal bugünkü fikir akımlarının çoğuna öncülük etti dedik… Bu ayrıntı önemli… Bugün liberalinden sosyalistine, Türkçüsünden İslamcısına belli başlı bütün fikir akımları vaktiyle Kemal’in paltosundan çıktılar ama sonraki nesiller bunu unuttular. Yine Nihal Atsız’dan örnek vereceğim: “Namık Kemal Osmanlıcı ve İslamcı idi” diyor Türkçü kanonun en müfrit temsilcisi ve devam ediyor, “Fakat onun zamanında milliyetçilik de ancak o şekilde yapılabilirdi.” (Atsız, Türk Tarihinde Meseleler, Ötüken, sh. 188)

***

Bu tespit aynı zamanda Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük diye ayrı ayrı isimler verdiğimiz çözüm önerilerinin bir yerde aynı kapıya çıktığını da gösteriyor. Bana sorarsanız sosyalizm ve liberalizm de çok farklı değil. Peki, tam da Türk adlandırmasından söz ederken bu örneği neden verdim? Şunun için: Esas itibarıyla adına ister Osmanlı, İster İslam milleti, ister Türk milleti denilsin hep aynı kitleden söz ediliyor. Bütün bu tartışmalar yapılırken de imparatorluk yavaş yavaş dağılıyor, parçalanıyor. Osmanlı kimliğinden nasıl vaz geçildiğini geçen yazılardan birinde anlatmıştım, tekrar etmeyelim. İslam milleti adlandırmasının Türk milleti adlandırmasına dönüşümü de aynı politik süreçlerin gereği olarak ortaya çıktı. Nihayet Cumhuriyet’le birlikte elimizde kalan topraklar üzerinde elimizde kalan insanlarla modern anlamda bir milli devlet veya daha yaygın ve üstelik teknik anlamıyla ulus-devlet kurduk. Artık bu aşamada söz konusu problemin çözülmüş olması gerekirdi ama tam aksine daha da içinden çıkılmaz hale geldi. Çünkü modernleşmeyle birlikte meseleye sosyoloji daha fazla dâhil oldu. Mecburen devam edeceğiz…

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.