Sonunda idamın kapısına dayandık

Mehmet Ocaktan

Artık meramımı anlatacak kelimeleri bulmakta zorluk çekiyorum. 15 Temmuz gecesi memleketin başına bu büyük belayı açanlara kelimelerin ucunu alabildiğine sivrilterek en şiddetli şekilde ifadeler kullansam da içimdeki öfke bir türlü dinmiyor. Bu ülkeye ve insanlarına böylesi bir kötülüğü yapanlar için bütün kelimeler kifayetsiz kalıyor. Bu yüzden de bunca yıldan sonra dönüp dolaşıp tekrar idamı tartışmak fena halde canımı sıkıyor. Galiba başka bir çaresi yok, bu tartışmayı yapıp bir sonuca bağlamak durumundayız.

Tehlikenin farkında olmayanlara bir kez daha hatırlatmakta yarar var; o gece Türkiye derin bir beka sorunuyla karşı karşıyaydı. Var olmaya da, yok olmaya da aynı uzaklıktaydık. Ama milletin cuntacılara karşı sergilediği destansı direniş, Türkiye’nin kaderini değiştirdi. Bu direniş sadece darbecileri püskürtmedi, demokrasiye olan inancı da pekiştirdi.

Hemen belirtelim; o gece yaşanan travmayı atlatmak o kadar kolay değil, belki on yıllar boyunca da atlatamayacağız.

***

Düşünün ki AK Parti iktidarı bu ülkede yıllarca demokrasi mücadelesi verdi, yasalardaki antidemokratik kalıntıları temizlemek için devrim niteliğinde değişiklikler yaptı. Ama bugün geldiğimiz noktada idamın yeniden geri getirilip getirilmeyeceğini tartışıyoruz.

Peki, neden?

Çünkü 15 Temmuz ihaneti, toplumda darbecilere karşı dehşetli bir öfke dalgası oluşturdu. Bu öfkeyi yatıştırmak hiç de kolay değil. Unutmayalım, siyasi iktidarlar milletin taleplerini yok sayarak adım atamazlar.

Dolayısıyla AK Parti iktidarı da şimdi halkın bu yöndeki taleplerini dikkate alarak bir adım atmaya çalışıyor. Evet idam sevimsiz bir kelime, ama öyle anlaşılıyor ki iktidar FETÖ ihanetine karşı bu adımı atmak zorunda kalacak.

İdam tartışması dün itibarıyla daha somut bir safhaya taşınmış bulunuyor. MHP lideri Devlet Bahçeli, sürpriz bir çıkışla “Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, madem milletimiz bunu istemektedir; o halde bahaneye, kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa MHP dünden vardır” diyerek AK Parti’ye açık bir idam çağrısı yapmış oldu.

***

Bahçeli’nin çağrısının hemen ardından grup toplantısında konuşan Başbakan Binali Yıldırım, idamın 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gündeme geldiğinin altını çizerek dedi ki: “Canı yanan milletimiz sorumluların cezasız kalmamasını ve bunun gibi alçak girişimlerin bir daha olmamasını istiyor. Bu talebe kulak tıkayacak değiliz, ancak bunu tek başımıza yapamayacağımızın ve bunun geriye doğru işlemeyeceğinin bilinmesi gerekiyor. Sayın Bahçeli’nin teklifini dikkate alacağız.”

Başbakan’ın açıklamalarından anladığımız, eğer Meclis’te konsensüs sağlanırsa idam için milat 15 Temmuz olacaktır. Yani tamamen darbeci teröristlere matuf bir uygulama...

Talihsizliğe bakar mısınız; Türkiye’nin ekonomide, demokraside doludizgin geleceğe yürüdüğü bir dönemde yıllarca dini değerleri bile ters yüz ederek Haşhaşi örgütü oluşturup mehdiliğe soyunan bir kasaba vaizi memleketin bütün gelecek hayallerini altüst ediyor.

Şimdi aslında iktidara dönüp “Bu idam işi Türkiye’yi dünyada zora sokabilir, bir kere daha düşünmekte yarar var” demek isterdim. Ama diyemiyorum; çünkü 15 Temmuz gecesi yaşananları unutamıyorum, eminim ki millet de unutamıyor.

Ama yine de idam konusu artıları ve eksileriyle kapsamlı bir şekilde masaya yatırılarak, Türkiye’nin imajının zarar görmeyeceği bir formülle halledilmelidir.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (14)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.