Brexit tartışmasında Türkiye

Mensur Akgün

İngiltere, resmi adıyla Birleşik Krallık, 11 gün sonra AB üyesi olarak kalıp kalmayacağını oylayacak. Yapılan kamuoyu yoklamaları kalmak isteyenler ile çıkmak isteyenler arasındaki farkın az olduğunu, sonucu kararsızların ve sandık başına gitmeyenlerin belirleyeceğini gösteriyor. Eğer Birleşik Krallık tercihini çıkmaktan yana kullanırsa, ne AB’nin eski AB, ne de İngiltere’nin eski İngiltere olması mümkün.

Zaten ekonomik krizle sarsılan, mülteci akınından etkilenen, Polonya gibi ülkelerinde hukukun üstünlüğüne ilişkin sorunlardan mağdur olan Avrupa bütünleşmesinin Birleşik Krallığın terk kararından etkilenmemesi mucize olur. İngiltere’nin kararı, Brüksel’de varılan uzlaşmalardan rahatsız olan pek çok ulusal parti ve grubu cesaretlendirecek, bütünleşme hayallerinin sonunu getirecek bir sürecin tetikleyicisi olacaktır. Avrupa’nın eskisinden daha yabancı düşmanı, hatta birbirinin düşmanı olma olasılığı artacaktır.

***

Yüzyıllardır kendisiyle savaşmış Avrupa kıtasında AB çıpasının zayıflaması özellikle de milliyetçi partilerin yükselişte olduğu bir dönemde öngörülemeyecek sonuçlara yol açabilir. Şimdilik her ne kadar mülteciler ve Türkiye Avrupa imgeleminde öteki olma fonksiyonunu ifa etse de, Avrupa fikrinin iflası Avrupa içindeki ulusların yeniden birbirinin ötekisine dönüşmesi potansiyelini içinde barındırmaktadır. Yunanistan krizi AB içi ötekileştirmenin ne kadar büyük bir risk oluşturduğunu göstermiştir.

Birleşik Krallığın referandumda çıkış yönünde karar vermesi, birleşikliğini sona erdirme olasılığını da beraberinde getirecektir. Birlik içinde zar-zor duran İskoçya’nın birlikten ayrılması, Galler’in onu takip etmesi, Kuzey İrlanda’daki hassas dengelerin sarsılması yakın bir gelecekte karşımıza bambaşka bir Britanya gerçekliği çıkartabilir. Ve ne yazık ki Britanya adasının geçireceği jeopolitik sarsıntılardan sadece kendisi değil, yakın ve uzak çevresi de etkilenecektir. Birleşik Krallığın parçalanması Türkiye de dahil bütün dünya için emsal yaratacaktır.

Tüm bu ve benzeri nedenlerden dolayı Türkiye’nin Brexit kısaltmasıyla özetlenen referandum sürecini iyi takip etmesi, referandumun kendisi açısından doğurabileceği sonuçları ciddi bir şekilde tartışması gerekmektedir. İngiltere’deki tartışmalar İngiltere’nin kendine de, İngiltere-Türkiye ilişkilerine de şimdiden ağır zayiat vermiştir. Çıkmayı savunanların Türkiye’yi şeytanlaştırarak, ötekileştirerek yürüttüğü kampanya kadar, kalmayı savunanların Türkiye ve Türkiye’nin AB üyeliği hakkında söyledikleri de can acıtıcı ve sıkıcı mahiyettedir.

İktidar bloğunun, Başbakan Cameron ve Maliye Bakanı Osborne’un Türkiye’nin üyelik perspektifine ilişkin öngörülerinin, sadece üyelik süreci açısından değil, Kıbrıs’ta süren müzakereler açısından da ne anlama geldiğini düşünmesi gerekmektedir. Biri yaşadığı sürece, diğeriyse gelecek bin yıl içinde Türkiye’nin üye olamayacağını söyleyen iki siyaset adamının Türkiye’nin sorunlarına atıftla böyle bir kestirimde bulunduklarını düşünmek gerçekçi olmaz.

***

İngiltere Maliye Bakanı ve Başbakanı kendi beklenti ve tercihlerini ortaya koymuşlardır. İstedikleri Türkiye’nin üye olmamasıdır. Söz konusu olan şartların zorlamasıyla benimsenmiş bir politikadan çok, şartların zorlamasıyla açıklanmak zorunda kalınmış olan bir politikadır. Zaten Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı uyguladıkları ağır ve caydırıcı fiyatlı vize rejimi de İngiltere’nin Türkiye’ye, Türkiye’nin AB üyeliğine bakışını anlatır niteliktedir. İngiltere belli ki bu zamana kadar Kıbrıs, Fransa, Avusturya gibi ülkelerin arkasına saklanmıştır.

Türkiye yaşadığı sarsıntılardan İngiltere yüzünden daha da fazla etkilenmemek için gelişmeleri, hiçbir önyargıya kapılmadan, Almanya Federal Parlamentosu’nun aldığı karardan sonra yaptığına benzer açıklamalar yapmadan, sakin ve sağduyulu bir şekilde düşünmek, kendisine AB’nin içinde ve dışında yeni stratejiler benimsemek zorundadır. Unutmayalım ki, her kriz sorun kadar fırsat da yaratır. Önemli olan krizleri doğru okumak, tedbir almak ve yarattığı fırsatlardan yararlanmaktır.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.