Terörün sonu gelirken…

Mensur Akgün

Terör bir kez daha canımızı yaktı. Güvenlik güçlerimizden sekiz kişi şehit oldu. Acımız büyük, tepkimiz de yerinde. Irak’tan işbirliği beklemek, ABD’nin PYD/PKK politikasını gözden geçirmesini istemek hakkımız. Rusya için de aynı şey geçerli. Ama müttefikimiz olan Rusya değil Amerika. Doğal olarak Amerika’dan beklentimiz daha fazla. PYD ile yan yana durmamasını, ona yaptığı silah yardımının sonunda gelip bizi vurduğunu görmesini talep ediyoruz.

Bunu her düzeyde ve her yerde Türkiye Amerikalı muhataplarına anlatmak zorunda. Eminim gelecek hafta Washington’a bir ziyaret gerçekleştirecek olan Başbakan Yıldırım’ın ajandasında bu konu da olacaktır. Başbakan muhataplarına mızrağın artık çuvala sığmadığını, PYD/PKK’ya verilen desteğin Türkiye’ye güvenlik riski ve tehdidi olarak geri döndüğünü delilleriyle anlatacaktır.

***

Ancak bu tür saldırılar bize, dün Akif Beki’nin de yazısında dikkatimizi çektiği gibi, PKK’nın da kendi başına bir aktör olduğu, terörü siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için kullandığı, belki de Türkiye’yi tuzağa çekmek amacı taşıdığı gerçeğini unutturmamalı. Devlet elindeki istihbarat imkanlarıyla neyin ne için yapıldığını mutlaka bizden daha iyi biliyor ya da tahmin ediyordur. Ama yine de dikkatli olmakta yarar var.

Bir de bölgedeki siyasi konjonktürün değiştiğini, PKK’nın artık eskisi kadar etkili olmayacağını, IŞİD’e karşı bu bölgede verilen mücadelenin başarıya ulaşmasıyla birlikte ABD’nin PYD politikasını gözden geçirmek zorunda kalacağını hesaba katmalıyız. Amerika-Türkiye ilişkilerinin ziyaretler ve uzlaşmalarla başka alanlarda normalleşmesi de bu sürecin çabuklaşmasına, Washington’un Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını hatırlamasına yardımcı olacaktır.

Ayrıca kabul edelim ki, Kuzey Irak referandumu karşısında takındığımız tutum, benimsediğimiz politika başarılı oldu. İran, Irak ve Türkiye birlikte hareket ederek sadece referandumun sonuçlarını geçersiz kılmakla kalmadı, tartışmalı bölgeler üstündeki IKBY hakimiyetinin kırılmasına, Irak’ın anayasal düzeninin büyük ölçüde ihyasına, 1991 statükosuna geri dönülmesine yol açtı. Gücünü konsolide etmek için yola çıkan Barzani var olan gücünden de oldu.

Bu başarının Suriye’nin geleceği üstündeki tartışmalarda etkisinin olmaması imkansız. Nerede yapılırsa yapılsın, kim katılırsa katılsın Suriye’de barışın gelmesi için yapılacak her türlü görüşmede Kuzey Irak referandumunun hayaleti dolaşacaktır. Çünkü Kuzey Irak referandumunun sonuçları Türkiye’nin veto ettiği bir şeyin gerçekleşemeyeceğini dünyaya göstermiştir. Bağımsızlık, ayrılıkçılık planları artık rafa kaldırılacaktır.

İsrail bile bundan sonra doğru seçim yapmak, PKK ya da genel anlamıyla Kürt bağımsızlığı üstüne oynamak yerine Türkiye ile işbirliğinin imkanlarını geliştirmenin yollarını aramak zorundadır. Son krizde de gördükleri gibi onların Arap dünyasını istikrarsızlaştırmak, bölgede kendilerine dost bir Kürt devleti görme hayalleri İran ile Türkiye’yi birbirine daha da fazla yakınlaştırmaktadır.

Kaldı ki dünyada da ayrılıkçılık karşıtı rüzgarlar esmektedir. ABD Irak’ın toprak bütünlüğünü desteklemiş, Suriye sorununa ilişkin üretilen tüm yol haritalarında ülkenin toprak bütünlüğü esas alınmıştır. Türkiye’nin Suriye sahasındaki fiili varlığı da her türlü oldu-bittiyi önleyebilme potansiyeline sahiptir. Rusya, İran, Türkiye işbirliği Türkiye’nin Suriye’nin geleceğine ilişkin beklentilerinin karşılanmasında en önemli teminattır.

***

Üstelik Katalonya ile birlikte “ayrılıkçılık” bir fikir olarak da dünya siyasetinin gündeminden çıkmaya adaydır. Ayrılmanın, parçalanmanın artık sadece başkalarının sorunu olmadığı, AB için de sorun olduğu görülmeye başlanmıştır. Bu konuda Türkiye gibi ülkelerin inisiyatifiyle “kendi kaderini belirme” konusunda uluslararası bir toplantı çağrısı yapılabilir.

Terör muhtemelen bir süre daha canımızı yakmaya devam edecektir. Biz de sıcak takip hakkı da dahil olmak üzere terörizme gereken cevabı vereceğiz. Umuyorum ki, terörün amacına ulaşmasını sağlayacak bölgesel koşulların giderek daha fazla lehimize döndüğünü görerek, demokrasi ve insan hakları konusunda yeni açılımlar yaparak, korkularımızdan mümkün olduğunca sıyrılarak…

Not: Talihsiz zamanlaması ve yanlış algılanması yüzünden farklı biçimlerde tekrar tekrar gündeme gelen 15-17 Temmuz 2016 Büyükada toplantısına ilişkin somut bilgilere http://www.gpotcenter.org/events/1334 web sayfası üstünden ulaşılabilir. Umarım gerçekler bir an önce anlaşılır, yanlış anlaşılmalar da ortadan kalkar.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.