Hindistan da bu yüzyıla talip

Mikdat Karaalioğlu
Tarihin bu yüzyılı kendilerine rezerve ettiğini düşünen ulusların sayısı belki de hiç bu kadar fazla olmamıştı. Batı dünyası sahip olduğu ekonomik ve askeri gücü sürdürmeye devam ederken başta Çin olmak üzere Vietnam, Güney Kore ve Endonezya gibi Asya ülkeleri de artık kendi dönemlerinin geldiği görüşünde. Rekabette adı bu zamana kadar fazla geçmeyen hatta fakir bir ülke olarak anılan Hindistan ise tarihin ve talihin bu yüzyılda yüzlerine güleceği konusunda oldukça iyimser ve bunun için de ikna edici gerekçeleri var.

Hindistan en azında nüfus olarak bu yüzyılın kendi yüzyılı olacağını iddia edebilir çünkü BM verilerine göre ülkenin nüfusu Nisan ayı itibarıyla 1,425 milyara ulaşarak Çin’i geçti. BM’nin 1950’den beri yaptığı hesaplamalara göre ilk kez bir ülkenin nüfusu Çin’i geçmiş oldu.

Sadece nüfus değil ekonomik rakamlar da Hindistan’da ciddi bir gelişmeyi gösteriyor. 2000’li yılların başından beri sürekli büyüyen ülke ekonomisi 2022 yılında 3,4 trilyon milyarlık gayri safi milli hasıla rakamına ulaştı. Bu yıl için 3,736 trilyon dolarlık bir rakam bekleniyor.

***

Ülkede son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmelerin mimarı olarak görülen Başbakanı Narendra Modi, Hindistan’ı 2047 yılında dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline getirmeyi hedefliyor. Geçtiğimiz yıl yüzde 6.8 olan ekonomik büyüme oranı bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.1 olarak belirlendi. Uzmanlar Hindistan’ın 2047 hedeflerine ulaşması için 20 yıl boyunca aralıksız olarak yüzde 7 oranında büyümesi gerektiğini söylüyor. Yaş ortalaması 27 olan Hindistan’da bu oran, tüm siyasi ve ekonomik alt yapı eksiklere rağmen ulaşılması mümkün bir rakam olarak değerlendiriliyor.

Bölgede Tayvan, Çin ve Güney Kore gibi önemli rakipleri var. Yaklaşık 100 milyon nüfusa sahip Vietnam, 1,4 milyar nüfusa sahip Hindistan’la aynı oranda sanayi ürünleri üretiyor. Ancak Hindistan genç nüfusuna ve son yıllarda yapılan alt yapı yatırımlarına çok güveniyor. Yazımızın konusunun biraz dışına çıkarak, Türkiye’nin ekonomik performansını Asya’nın hızla büyüyen ülkeleriyle kıyaslaması gerektiği en azından söz konusu rakamlara ulaşmadan ne kendi bölgesinde ne de dünyada söz sahibi olamayacağına dikkat çekmekte fayda var.

Hindistan’ın artı hanesine yazılacak diğer bir avantaj ise jeopolitik konumu. Çin ve Rusya ile yaşanan gerilimler hesaba katılınca Hindistan’ın ne denli vazgeçilmez bir konumda olduğu daha rahat anlaşılıyor. Bunun yanında tüm eksiklerine rağmen ülke demokrasiyle yönetiliyor ve barındırdığı kültürel çeşitlilikle soft power olma imkanı var. Öte yandan Modi’nin popülist ve Hindu milliyetçisi söylemiyle ülkedeki 170 milyon Müslümanın durumunun daha da kötüleştiğinin altını çizmek gerekiyor. Hindistan gelişmesindeki en önemli açmaz da ülkedeki Müslümanların gördüğü ikini sınıf muamele.

***

Başbakan Modi’nin ülkeye kazandırdığı özgüven ve ülkedeki yatırımcıların başbakanın gelecek vizyonuna inanması da Hindistan’ın kısa vadede dünyada çok daha etkin bir konuma girebileceğinin önemli işaretleri. Hindistan’ın ekonomik büyüklük olarak daha önce sömürgesi olduğu İngiltere’yi geçmesi büyük bir motivasyon kaynağı. Modi, 2030 yılında ise Almanya ve Japonya’yı geride bırakmayı hedefliyor.

Hindistan’ın en önemli başarılarından birisi de fakirliğe karşı yaptığı başarılı mücadele. Oxford Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre son 20 yılda 400 milyon Hindistanlı ağır fakirlik sınırının üstüne çıkmış. Modi’nin konuşmalarında övünerek aktardığı bu icraatın yanında ciddi alt yapı, konut, sağlık, dijital alt yapı ve vergi reformları da ülkede olumlu bir havanın oluşmasına katkı sağlıyor.

Hindistan’da daha yedi yıl öncesine kadar 700 Start-up girişimi varken bugün bu rakam 85 bine çıkmış durumda. Son birkaç yıl içinde yarım milyar yeni banka hesabı açıldı ve kayıtsız ekonomi meşru alana kaydırılarak hem ciddi vergi gelirleri elde edilmeye başlandı hem de kontrol altına alınarak sektörel yeniliklere ve teşviklere dahil oldu.

***

G20 dönem başkanlığını da yapan Hindistan dünya siyasetinde hak ettiği yerin daha yüksek olduğunu düşünüyor. Modi de dünyanın 5’ten büyük olduğu görüşünde ve Hindistan’ını BM Güvenlik Konseyi’nde daimi üye olmasını istiyor. 2020’de BM Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan Modi “ Hindistan daha ne kadar bekleyecek?“ diyerek, kendisini nerede konumlandırdığını hem dünyaya hem ülkesine gösterdi. Hindistanlılar Modi’nin bu özgüvenli çıkışlarından memnun ve kendilerini daha güzel günlerin beklediğinden emin.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (11)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.