‘Azınlık demek içimi acıtıyor’

‘Azınlık demek içimi acıtıyor’

İBB, İstanbul’da yaşayan inanç topluluklarını ‘İstanbul’un Renkleri’ kitabında bir araya getirdi. Cemaat temsilcilerinin katıldığı toplantıda konuşan İmamoğlu, “Bu şehrin hiçbir topluluğunun adı azınlık değil. Azınlık kelimesi içimi acıtıyor” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’un farklı inanç topluluklarını anlatan makaleleri bir araya getiren ‘İstanbul’un Renkleri’ kitabını okuyucuyla buluşturdu. İstanbul’da yaşayan Rum, Ermeni, Yahudi, Bulgar, Polonyalı, Süryani ve Latin gibi toplulukların Altan Öymen’den Saro Dadyan’a, Rinaldo Marmara’dan Ari Çokona’ya gibi birçok yazar tarafından ele alındığı 430 sayfalık eser, İstanbul’un kimliğini ve İstanbulluluğu görsel zenginlikleriyle birlikte ortaya koyuyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür AŞ, İstanbul’da yaşayan farklı inanç topluluklarını anlatan ‘İstanbul’un Renkleri’ kitabını okurla buluşturdu. Rum, Ermeni, Yahudi, Bulgar, Polonyalı, Süryani ve Latin gibi toplulukların ele alındığı 430 sayfalık eserin ‘İstanbul’dan Şiirler ve İnsanlar’ başlıklı giriş yazısı gazeteci-yazar Altan Öymen tarafından kaleme alındı.

Nedim’den Yahya Kemal’e, Nazım Hikmet’ten Necip Fazıl Kısakürek’e şehrin aşığı birçok şairin İstanbul dizeleriyle başlayan kitapta, İstanbul kültür ve İstanbullluk kimliğini anlatan birçok önemli yazı bulunuyor.

Kitapta sırasıyla ‘Eski İstanbul’un Unutulmuş Cemaati Bulgarları’ Saro Dadyan, ‘İstanbul’da Ermeniler’ Püzant Akbaş, ‘İstanbul’un Latin Katolik Cemaati Levantenler’ Rinolda Marmara, ‘İstanbul’da Polonya Köyü: Polenezköy’ Nazım Alpman, ’20. Yüzyılın Başlarında İstanbul’ Ari Çokona, ‘İstanbul’da Süryaniler’ Sait Süsin, ‘İstanbul’un Renkleri ve Spor’ Mehmet Yüce imzasıyla okura sunuluyor.

Makalelere tarihi fotoğrafların eşlik ettiği kitap, eserin aynı zamanda proje direktörü Cengiz Özkarabekir’in ve Sevecen Tunç’un birlikte kaleme aldığı ‘Renklerin İstanbul’u son sözü ile tamamlanıyor. Kitap ayrıca, makaleleri kaleme alan yazarların biyografilerine de yer vererek, yazarların kaleme aldıkları kimlikler üzerinden ortaya koydukları birikimlerine ışık tutuluyor. Eserin genel yayın yönetmenliğini Ahmet Bozkurt, editörlüğünü ise Saro Dadyan üstleniyor.  

"KİTAPTAN YENİ ŞEYLER ÖĞRENDİM"

İstanbul’un zenginliklerini yansıtmasının yanı sıra görsel zenginliğiyle de dikkat çeken kitabın tanıtımı için Fethi Paşa Korusu’ndaki Malta Köşkü’nde tanıtım etkinliği düzenleyen İBB Kültür AŞ’nin programına birçok isim katıldı. Programda konuşmacı olarak ise İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazeteci yazar Altan Öymen ve Türk Yahudi Toplumu Başkan Yardımcısı, Türk Cemaat Vakıfları Temsilcisi Moris Levi yer aldı.

Öymen, kitapta makalesiyle yer almaktan mutluluk duyduğunu dile getirerek “Kitaptaki bütün yazıları da okumaya çalıştım ve yeni şeyler öğrendim. Mesela Bulgar Kilisesi’nin aslında Viyana’da yapılmış ve buraya getirilmiş olması. Tarih içinde başka bir yerde yapılıp taşınan ilk kiliseymiş, bunu bilmiyordum” ifadeleriyle, şaşkınlığını dile getirdi.

“İstanbul dünyada eşi bulunmayan bir şehir” diyen Öymen, “İstanbul’u şiirlerinde yazan, doğrudan doğruya aşkını ilan eden birçok şairimiz var. İstanbul anlatmakla bitmeyecek bir şehir. Bu güzelliklerin içinde yaşayan birçok insanımız var. Bir kısmı çok uzun zaman yaşamış, bir kısmı ayrılmış gitmiş, bir kısmı hala burada az olsa bile ama katkıları çok büyük.  Bunlar İstanbul’un ayrılmaz parçalarıdır ve hepsi İstanbulludur” diye konuştu.  

Moris Levi de, 21 Aralık’ta yılın en uzun gecesinin yaşandığını hatırlatarak “Artık her gün biraz daha aydınlık. Pandeminin karanlığında bu kitap bize, küçük dini topluluklarımıza ışık gibi geldi. Benim kucağında doğup büyüdüğüm, yollarında yürürken anılarıma takılıp tökezlediğim İstanbul’u şiirden daha iyi ne anlatabilir ki? Kökeni 1492’ye dayanan bir İstanbulluyum. Büyük annelerimden Haliç’in iki yakasında balık avlayarak yüzdüklerinin öykülerini dinleyerek büyüdüm” ifadeleriyle İstanbul sevgisini dile getirdi.

Görevim gereği, kitaba konu olan küçük toplumların 167 adet vakfını Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıflar Meclisi’nde temsil ettiğini ve bazılarının restorasyona ihtiyacı olduğunu belirten Levi, “İBB’nin yol göstericiliği ve destekleriyle İstanbul’umuza birkaç güzel daha bina kazandırabileceğimizi düşünüyorum” dedi.

Toplantıya İstanbul’daki farklı dini toplulukları temsilen Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Ermeni Cemaati Başrahibi Tatul Anuşyan, Türkiye Musevileri Hahambaşı Rav İsak Haleva, Süryani Kadim Cemaati lideri Metropolit Mor Filüksinos Yusuf Çetin, Türkiye Ermeni Katolikleri Dinî önderi Kerabaydzar Levon Zekiyan ve İstanbul Keldani Kilisesi Papazı Remzi Diril gibi isimler katıldı. 

"AZINLIK KELİMESİ İÇİMİ ACITIYOR"

Tanıtımda konuşan İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un yüz yıllar boyu, farklı kültür, din ve milletlerden insanların bir arada, hoşgörü içinde yaşadığı zengin bir şehir olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: “Her cemaatimizin, her inançtan olan insanımızın, bu şehrin sokaklarına, parklarına, hayatına, yaşamına büyük izler, derin hikayeler, çok derin miraslar bıraktığının farkındayız.

Şunu belirtmek istiyorum, bu şehrin hiçbir topluluğunun adı, azınlık değildir. Çok net altını çizmek istiyorum, Azınlık kelimesi benim içimi acıtan bir şey, bunu kabul etmiyorum. Hepsinin asaleti, asilliği tamdır. Her vatandaşımız, bir kişi dahi olsa, tek bir kişi olarak bir inancı ya da bir grubu temsil ediyorsa ben onu azınlık olarak tanımlayamam.”

İstanbul’da, farklı etnik köken ve dine mensup insanların asırlardan bu yana aynı mahallelerde yaşadığına dikkat çeken İmamoğlu, şunları vurguladı “Avrupa’daki örneklerin aksine, İstanbul’da bu gruplar, bir getto oluşumu şeklinde de gelişmemiş, kaynaşmışlar, bir arada olmuşlar. Mahalleli olmak, komşuluk duygusu, birbirine katkı sunan unsurlarla bazen ticarette, bazen sosyal yaşamda çok güzel görüntüleri ortaya koymuş.

Bayramları bir arada kutlama geleneği, bu şehrin geçmişinde var. Çünkü mahallede bayramlarını bir arada kutlar, birbirilerine duygularını ifade eden bir coğrafyadır İstanbul. Onun için, yan yana ibadethaneleri görürsünüz ve burada insanların iyi günlerinde bir arada güldüklerini; kötü günlerinde de bir arada ağladıklarını görürsünüz. İşte bu eser, bir anlamda bunu anlatıyor; bütün duyguları bir araya getiriyor.”

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN