Avrupa Dijital Haklar Birliği (EDRi) ve Access Now'ın da bulunduğu 17 sivil toplum kuruluşu (STK), İsrail'in Avrupa Birliği (AB) Genel Veri Koruma Tüzüğü'ne (GDPR) uyup uymadığının incelenmesi yönünde talepte bulundu.
AB Komisyonu’nun GDPR kapsamında yeterli veri koruma sağladığını kabul ettiği ülkeler arasında İsrail'in yer alması STK'lerden tepki çekerken, İsrail'in tüzüğe uyduğunun kabul edilmesi nedeniyle AB üyesi ülkeler ve İsrail arasında kişisel veriler paylaşılıyor.
AB’nin İsrail ortaklık kararı: “Anlaşma askıya alınmazsa soykırıma onay verilmiş olur”
‘SOYKIRIMCI ŞİRKETLERİ MEŞRULAŞTIRIYOR’
STK'ler bu durumun Gazze'deki soykırıma ve Filistinlilerin gözetlenmesine katkıda bulunan İsrailli şirketleri "meşrulaştırdığını" belirterek Tel Aviv'in GDPR kapsamındaki "yeterlilik statüsünün" kaldırılması gerektiğini ifade ediyor.
İsrail'in Filistinlilerin verilerini, AB müktesebatını ihlal ederek işlediğini, bu şekilde "dijital baskı" uyguladığını kaydeden STK'ler, AB'den İsrail'in GDPR'ye uyup uymadığını tekrar incelemesini talep ediyor.
‘YAPISAL RİSK VAR’
STK'ler AB Komisyonunun Demokrasi, Adalet ve Hukukun Üstünlüğünden sorumlu üyesi Michael McGrath'a hitaben yazdıkları mektupta, AB'den İsrail'e aktarılan kişisel verilerin "baskıcı uygulamalarda operasyonel olarak" kullanıldığını ve bunun Tel Aviv'in GDPR kapsamındaki statüsünün güvenilirliğini zayıflattığını kaydetti.
Mektupta, İsrail'de dijital sektörün ekonominin yüzde 20'sini oluşturduğuna dikkat çekilerek Waze (navigasyon şirketi), MyHeritage (genetik testi şirketi) ve Wix (internet sitesi geliştirme şirketi) gibi İsrailli şirketlerin AB'den gelen hassas kişisel verileri işlediği belirtildi.
Gazze'de can kaybı 57 bin 680’e yükseldi
İsrail'de kişisel verilerin işlenmesi konusunda zayıf denetim mekanizmaları ve "kapsamlı ulusal güvenlik muafiyetlerinin" bulunduğu kaydedilen mektupta, bunun AB'den aktarılan verilerin İsrail ordusu veya istihbaratına ulaşmamasının garantisi olmadığı anlamına geldiği vurgulandı.
Mektupta, İsrail merkezli bazı teknoloji şirketlerinin İsrail hükümetiyle "yakın bağları olduğuna" işaret edilerek "Bu durum, AB verilerine şeffaflık, hesap verebilirlik veya telafi olmaksızın yasadışı erişim, bu verilerin yeniden kullanımı veya ileriye dönük aktarımı konusunda yapısal bir risk oluşturmakta" ifadesi kullanıldı.
İSRAİL'İN FİLİSTİNLİLERE KARŞI UYGULADIĞI DİJİTAL BASKI
Mektuba imza atan STK'lerden EDRi'de politika danışmanı olarak görev alan Itxaso Dominguez de Olazabal, İsrail'in Filistinlilere karşı biyometrik sistemler, gözetleme teknolojileri ve yapay zekayı kullanarak "dijital baskı" oluşturduğunu belirtti.
İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'daki El Halil kentinde kullandığı Red Wolf ve Blue Wolf'un da aralarında bulunduğu biyometrik yüz tanıma sistemleri gibi "aşırı müdahaleci" gözetlemeyle Filistinlileri hedef aldığını kaydeden Olazabal, "Daha da rahatsız edici olan, Lavender ve Gospel gibi yapay zeka sistemlerinin Gazze'de ölümcül saldırılar için hedeflerin belirlenmesini otomatikleştirmesi" değerlendirmesini yaptı.
Olazabal, bu teknolojilerin işgal altındaki Filistin topraklarında yaşam hakkı dahil temel hakların ihlaline katkıda bulunduğuna işaret ederek "dijital baskının" yasal hesap verebilirlik mekanizmasının olmadığı ve Filistinlilerin verilerinin nasıl kullanıldığına itiraz edemediği bir bağlamda ortaya çıktığını vurguladı.
Ayrıca Olazabal, "Bu dijital araçlar, insan hakları örgütleri tarafından apartheid olarak tanımlanan ve Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) göre soykırım olarak nitelendirilebilecek daha geniş bir sistemin parçasını oluşturmakta" ifadesini kullandı.
