Alman siyasetinde ağırlığı gittikçe artan aşırı sağcı AfD partisi izlenmek üzere gözlemlenmeye alındı.
Mikdat Karaalioğlu/ALMANYA
Almanya’da siyasi dengeleri değiştirecek güce erişen aşırı sağcı AfD partisi (Almanya için Alternatif) Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından "kontrol durumu" adı altında federal düzeyde izlenmeye başlandı. Anayasayı Koruma Teşkilatı (AKT), anayasal düzene tehdit olabilecek kişi ve kurumları takip ediyor. Herhangi yasal bir yaptırımı olmayan bu izlemeler, ilgili kişi ve kurumların anayasa karşıtı eylemlere girişmesini engelleyen bir ön tedbir olarak işlev görüyor. Kontrol durumu kararı AfD’nin bir çok üyesinin aşırı sağ örgütlerle ilişkisi olması ve anayasaya aykırı açıklamalar yapması üzerine alındı. Bu, resmi takibin yapılıp yapılmayacağına yönelik bir sınav niteliği taşıyor.
TAKİPTE ÖN ADIM
AfD'nin AKT tarafından izlenmeye başlanması daha önceki açıklamaları nedeniyle gerçekleşiyor. Partinin kamuoyuna yönelik açıklamaları, aşırı sağ örgütlere ilişkisi izlemenin gerekçelerinden. Deneme durumu resmi takibatın ön adımı olarak değerlendiriliyor. Bu süreçte muhbir, müşteri takip, haberleşmenin dinlenmesi ve takibi gibi istihbari araçlar kullanılamıyor.
SABIKALI PARTİ
AfD’nin gençlik organizasyonu Genç Alternatifler (Junge Alternative) parti içinde kendilerine Kanat (Der Flügel) ismi verilen bir grup ve Thüringen Eyaleti AfD Başkanı Björn Höcke de "şüpheli durum" olarak takip altındaydı. Şüpheli durum "kontrol durumunun" bir üst basamağı. AfD’nin Thüringen teşkilatı ise Eylül 2018 yılından itibaren kontrol durumu olarak izleniyordu. AfD Thüringen başkanı Höcke Berlin Brandenburg Kapısı'nın yanında bulunan Holocaust Anıtı’nı "utanç anıtı" olarak nitelendirmiş, geçmişi hatırlama konusunda "180 derecelik dönüş" talep etmişti.
MEŞRUİYET SORUNU
AfD’nin ATK tarafından resmi olarak takip edilmesi durumunda bu, partinin yasal meşruiyeti hakkında bir tehdit oluşturmuyor. Ancak resmi takip, partinin anayasal açıdan sorunlu bir yapı olduğunun resmi beyanı anlamına geliyor ve resmi olmasa da fiili bir meşruiyet sorunu gündeme geliyor. Partiler gibi kamuoyuna yönelik çalışan kurumların, faaliyetlerini sağlıklı olarak yürütebilmesi için önce bu meşruiyet sorununu aşmaları gerekiyor.
