Binlerce Yahudi yerleşimcinin katıldığı konferans, İsrail'in Gazze Şeridi politikalarında radikal bir değişikliğe işaret ediyor. Uluslararası Adalet Divanı'nda resmen 'soykırım' suçlamasıyla yargılanmalarına rağmen İsrail'in aşırı sağcı hükümeti, Gazze'deki Yahudi yerleşimlerinin inşası Filistinlilerin sınır dışı edilmesi yönündeki tartışmalı çağrıları dikkat çekti. Son durum, 'İsraiL, Uluslararası Adalet Divanı'nın soykırım davasında yeni deliller üretmeye devam ediyor' yorumlarına neden oldu.
BÜŞRA AKDAŞ
Gazze'deki İsrail katliamlarında sivil kayıplar 26 bini aşarken, Telaviv yönetimi yeni mağduriyetler yaratmak için elinden geleni yapıyor. Kudüs'te düzenlenen ve binlerce Yahudi yerleşimcinin ve bakanların katıldığı "Yerleşimler Güvenlik Getiriyor" başlıklı konferans, İsrail'in Gazze Şeridi politikaları hakkında radikal değişimleri ortaya koyuyor. Bu konferans, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun müttefikleri ve aşırı sağcı bakanlar tarafından desteklenen Gazze'deki Yahudi yerleşimler tarafından işgali çağrısını içeriyor.
NETANYAHU 'GERÇEKCİ HEDEF DEĞİL' DEMİŞTİ
Netanyahu'nun daha önce "Bu gerçekçi bir hedef değil" şeklindeki resmi açıklamalarına rağmen, konferansın düzenlenmesi, bu fikrin hükümet içinde ivme kazandığını gösteriyor. Yerleşim Hareketi Aktivisti Daniella Weiss'in açıklamaları, hükümete Gazze'ye dönme ve topluluklar kurma baskısının altını çiziyor.
Konferansta, Netanyahu ve hükümet üyelerine vizyonlarını gerçeğe dönüştürme çağrısı yapıldı. Bazı katılımcıların, İsraillilerin güvenliğini sağlamanın tek yolunun yerleşim yerleri olduğunu ve Filistinlilerin Gazze'den sınır dışı edilmesi gerektiğini savunmaları ise dikkat çekiciydi.
Özellikle İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in, "Eğer bir 7 Ekim daha istemiyorsak bölgenin kontrolünü ele geçirmeliyiz" şeklindeki açıklamaları ve Filistinlilerin şeritten 'gönüllü göçünün teşvik edilmesi' yönündeki savunması, uluslararası toplum tarafından sert eleştirilere neden oldu.
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir
'SOYKIRIM DAVASI İÇİN DELİL ÜRETİYOR'
Bu gelişmeler, geçtiğimiz günlerde ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Gazze'nin Filistin toprağı olduğunu ve öyle kalacağını belirten açıklamalarına karşın, İsrail'in aşırı sağ hükümetinin Gazze'yi ilhak etme yönünde yaptığı açıklamalarla çelişiyor. Uluslararası Adalet Divanı'nın, İsrail'in soykırımla yargılanmasını kabul ettiği ve Güney Afrika'nın "Gazze'de soykırım suçu işlendiği" iddiasını makul seviyede ispatladığı kararı göz önünde bulundurulduğunda, bu son gelişmeler "İsraili yönetenler soykırım davası için yeni deliller oluşturmaya devam ediyor" şeklinde yorumlanıyor.
NE OLMUŞTU?
Gazze'ye yönelik saldırılarda BM Soykırım Sözleşmesi'ni ihlali gerekçesiyle İsrail aleyhine açılan davada, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ihtiyati tedbir talebine ilişkin kararını açıkladı.
Divan Başkanı Yargıç Joan Donoghue tarafından kamuya açık oturumda okunan kararda, İsrail'in Soykırım Sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerini ihlal ettiği belirtildi. Donoghue, "Gazze'de yaşanan insani trajedinin son derece farkındayız ve can kayıplarından derin endişe duyuyoruz" ifadesini kullandı.
İsrail'in soykırım suçlamalarını reddettiğini ve sözleşmenin hukuksal temelinden yoksun olduğunu savunduğunu belirten Donoghue, ancak Divan'ın, İsrail'in sözleşmenin bazı maddelerini ihlal ettiğine dair ihtiyati tedbir kararı alabileceğine hükmettiğini açıkladı.
Güney Afrika'nın İsrail'e yönelik başvurusunu uygundur olarak değerlendiren Divan, Güney Afrika'nın ortaya koyduğu iddiaların makul olup olmadığının değerlendirileceğini belirtti. Soykırım suçları arasında yer alan iştirak ve cesaretlendirmenin de söz konusu olduğuna vurgu yapıldı.
