Düşen sadece TL değil bağımsızlık da önemli

Düşen sadece TL değil bağımsızlık da önemli

Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan TÜSİAD YİK Başkanı Özilhan, Merkez Bankası bağımsızlığının tartışma dışı olması gerektiğini vurgularken, düşenin sadece TL’nin değeri olmadığının altını çizdi. TÜSİAD Başkanı Kaslowski de “Dünya Adalet Projesi hukukun üstünlüğü endeksinde 139 ülke içinde 117’nci sıradayız. Yeni bir Kalkınma anlayışına ihtiyaç var” dedi.

EKONOMİ SERVİSİ

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplandı. Toplantıda TÜSİAD’ın 50’nci yılı projesi olarak, Türkiye’nin geleceğinin inşası için bir yol haritası önerisi içeren ‘Geleceği İnşa’ başlıklı çalışmanın tanıtımı yapıldı.

Toplantıda gündeme dair açıklamalarda bulunan TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan, büyüme için öncelikle makroekonomik istikrarın sağlanması ve sürdürülebilir büyüme sürecini başlatılması gerektiğine vurgu yaptı. Bu doğrultuda en önemli adımların, piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarını güçlendirmek olduğunun altını çizen Özilhan, başta Merkez Bankası olmak üzere düzenleyici kurumların bağımsızlığını tartışma dışı bırakacak biçimde tesis edilmesi gerektiğini söyledi.

Büyüme kadar büyümenin nasıl sağlandığının da önemli olduğunun ve büyümenin istihdam sağlayan yeşil ve adil bir büyüme olması gerektiğini belirten Özilhan “Cari açık ve bütçe açığına beceri açığı, bilgi açığı, liyakatli kadro açığı ve yönetişim açığı da ekleniyor.

Düşen sadece TL’nin değeri değil, su rezervlerimiz, birbirimize güvenimiz, ihracatımızda yüksek teknolojili ürünlerin payı, mutluluk ve huzurumuz da geriliyor” dedi. Özilhan faiz ve enflasyonun yanı sıra emisyonları, hava, su ve toprak kirliliğinin de azaltılması gerektiğini ifade ederek üretimin, tüketimin, yatırımların artmasına ihtiyaç duyulduğu kadar, hak ve özgürlük alanlarının genişlemesine de ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Öte yandan Özilhan sadece makroekonomik dengesizlikleri değil, bölgesel kalkınma farklılıklarını ve gelir dağılımı bozukluklarını da gidermek istediklerini de ifade etti.

‘ENERJİYİ NASIL ÜRETİP NASIL TÜKETTİĞİMİZ ÖNEMLİ’

Kuraklık ve enerji problemi kaynaklı tedarik sıkıntılarına değinen TÜSİAD YİK Başkanı Tuncay Özilhan “Şu günlerde enerji piyasalarında yaşanmakta olan sorunlar gelecekte iklim krizinin etkileri arttığında yaşanabilecek olanların habercisi. Bugün birçok ülkedeki birçok şirket tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmayı gündemine almış durumda. Aynı anda birçok şirkette üretim modeli değişikliğine gidilmesi küresel ekonomide belirsizlik ve riski başka bir noktaya çekiyor. Küresel enerji piyasaları büyük bir değişim arifesinde. Enerjiyi nasıl üretip nasıl tükettiğimizi yeniden düşünmeliyiz. Büyümeli ve kişi başı gelirimizi artırmalıyız. Çünkü herkes refah artışı ister” dedi.

‘YENİ BİR KALKINMA ANLAYIŞI ŞART’

TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski de “Zira geçmişlerinden ders alamayan, hatalarını, eksiklerini görmezden gelen ya da ellerindeki değerli unsurların kıymetini bilmeyen toplumlar ileriye dönük sıçramalarını asla gerçekleştiremezler. Geçmişin başarılarıyla gurur duymalıyız. Ancak bunların ışık hızıyla değişen bir dünyada yeterli olmayacağını da görmeliyiz. Bugün işgücü piyasasında, en geniş tanımlı işsizlik oranımız yüzde 22 gibi oldukça yüksek bir seviyede, Dünya Adalet Projesi hukukun üstünlüğü endeksinde 139 ülke içinde 117’nci sıradayız. Bu tabloya baktığımızda bizim yeni bir Kalkınma anlayışına duyduğumuz ihtiyaç çok açıktır” ifadelerini kullandı.

EKONOMİK KRİZLER DEMOKRASİYE YOL AÇIYOR

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MİT) öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, TÜSİAD YİK toplantısında konuştu. Demokrasinin önemine dikkat çeken ve demokrasilerin ülkelerin ekonomik anlamda büyümesine çok pozitif bir etkide bulunduğunu belirten Acemoğlu “Diktatörlükler hiçbir zaman kendi başlarına gitmiyorlar. Ekonomik krizler içinde…

Ekonomik krizler çoğu zaman demokrasiye yol açıyorlar. Ve buna rağmen, bu zorluklara rağmen demokrasiler bu katkılarda bulunuyorlar” dedi. Kaliteli büyümenin önemine de dikkati çeken Acemoğlu “2000’lerde kaliteli büyüme zamanlarda eşitsizlik de düşüyor; ama kaliteli büyümenin, kurumsallaşmanın geri gittiği zamanda eşitsizliğin yine arttığını görüyoruz. Eşitsizlik sadece Avrupa ve ABD’nin değil, Türkiye’nin de problemi” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin özellikle son 5-6 sene içinde Mali’den sonra en çok kurumsal kötüleşme geçiren ülke olduğunu aktaran Acemoğlu “Hangi kurumsal indekse bakarsanız, Türkiye’de son 15 sene içinde birçok gerileme var. Bunların içinde özellikle medya özgürlüğü ve ifade özgürlüğü var” diye konuştu.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN